EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
7. Cilt: Cem-Çir
ÇAPKIN
Hüseyin Kâzım “Büyük Türk Lûgatı” nda bu kelimenin çapmak masdarından sıfat olduğunu söyledikten sonra: “sürtük, derbeder, külhanbeyi, huvarda, zendost” manâlarını veriyor; “uçarı çapkın = Ele avuca sığmaz haşarı; çapkınlık = serserilik, âvârelik, ahlâlksızlık, rezâlet” diyor. Bir genc “Çapkınlık” ile tanındığı zaman, kadın şenide koşar dolaşır, zendost, zenpârelikden önce “serseri, her türlü rezâleti irtikab eder, edeb ve hayâ bilmez, ahlâksız” olarak damgalanmış olurdu; bu arada “ayyaşlık, kumarbazlık, hırsızlık” dahi kasdedilirdi. Çapkın kelimesi yalnız kalender şâirlerin ağzında, güzel bir delikanlının, kendisini türlü şûhâne naz ve cilve, câzib külhânî edâlar, hâvâîlik ve hoppalıklar ile, alımlar çalımlarla satması hallerinde medih yollu kullanılır: Seyreyledim ol esmeri Oldum gönülde müşteri Ol çapkının çokdanberi Dilden hayâli çıkmıyor * Çapkın nigâh bir dilrübâ Vârım bütün ittim fedâ Lâyık mı bu cevrü cefâ Niçin kıydın mu kuluna Meşrebi gaayetle çapkın dilberi Hem şarab âlûde olsun lebleri Varsun olsun bir sürü engelleri Pek severim zîrâ gönül serseri Çapkını şiir dilinde en şirin ve câzib mânası ile kullanan şâir, Hamamîzâde İhsan Bey merhum olmuşdur: ŞARKI Düşerken sen yine bir yerde mi kaldın çapkın Bakayım koynunun aç gönlümü çaldın çapkın Beni benden geçirip sen...
⇓ Devamını okuyunuz...
Hüseyin Kâzım “Büyük Türk Lûgatı” nda bu kelimenin çapmak masdarından sıfat olduğunu söyledikten sonra: “sürtük, derbeder, külhanbeyi, huvarda, zendost” manâlarını veriyor; “uçarı çapkın = Ele avuca sığmaz haşarı; çapkınlık = serserilik, âvârelik, ahlâlksızlık, rezâlet” diyor. Bir genc “Çapkınlık” ile tanındığı zaman, kadın şenide koşar dolaşır, zendost, zenpârelikden önce “serseri, her türlü rezâleti irtikab eder, edeb ve hayâ bilmez, ahlâksız” olarak damgalanmış olurdu; bu arada “ayyaşlık, kumarbazlık, hırsızlık” dahi kasdedilirdi. Çapkın kelimesi yalnız kalender şâirlerin ağzında, güzel bir delikanlının, kendisini türlü şûhâne naz ve cilve, câzib külhânî edâlar, hâvâîlik ve hoppalıklar ile, alımlar çalımlarla satması hallerinde medih yollu kullanılır: Seyreyledim ol esmeri Oldum gönülde müşteri Ol çapkının çokdanberi Dilden hayâli çıkmıyor * Çapkın nigâh bir dilrübâ Vârım bütün ittim fedâ Lâyık mı bu cevrü cefâ Niçin kıydın mu kuluna Meşrebi gaayetle çapkın dilberi Hem şarab âlûde olsun lebleri Varsun olsun bir sürü engelleri Pek severim zîrâ gönül serseri Çapkını şiir dilinde en şirin ve câzib mânası ile kullanan şâir, Hamamîzâde İhsan Bey merhum olmuşdur: ŞARKI Düşerken sen yine bir yerde mi kaldın çapkın Bakayım koynunun aç gönlümü çaldın çapkın Beni benden geçirip sen ele aldın çapkın Bakayım koynunu aç gönlümü çaldın çapkın O nasıl tatlı bakışlar o ne baygın gözler Büyüler sevgimi söyletmez o çapkın sözler Sende kalmış yine gönlüm seni özler seni gözler Bakayım koynunu aç gönlümü çaldın çapkın ŞARKI Bin vasla bedeldir seni görmek yatağında Çapkın ne güzel gamzeler açmış yanağında Son zevkini ömrün bırakırdım dudağında Bir katre mey olsam da lebi lâ’line aksam Çapkın, eski tiyatromuzun kantocu kızlarının ağzında da medheldilmişdir: Peruzun Arnavud Kantosunda : Haydi mori çapkın nedir bu sendeki naz Merhamet et acı bana çalma saz Bak yüzüme ol derdime çâresaz Gel beraber dinleyelim incesaz * Küçük Amalya’nın Kamçı Kantosunda İşte geldim yine meydâne Çapkınlıkdayım bir dâne Başlayalım oynamaya Vazgeçmem çapkınlıkdan aslaa La la la la lay la la lam * Virjinin Çapkın antosu Çapkınlığa heveskârım İçüp eğlenmekdir kârım Gitti elden ihtiyârım Merhamet et şîvekârım * Todori ile Küçük Amalyanın Düettosunda — ..................... — Doldur bir daha! — Çapkınız huvarda! — Mal kalır mı dünyada... — Zevkü safâ kârımız —....................... * Tereza’nın Efe Kantosunda Efeyim takarım belime kulaklı bıçağı Pek çapkın oluyor Aydın’ın uşağı Hangi efe sarmaz hangi çapkın sarmaz Trabulus kuşağı Trabulus kuşağı * Şamram’ın Köçek Kondusunda İşte çapkın rakkas geldi meydâne Naz etmek bilmez oynar merdâne Sağa sola bakıp şöyle süzmeli Kaşlar karadır gözler sürmeli Mini mini adım atalım Şıkır şıkır ziller çarpalım Göbek atalım * Peruz’un Çapkın Kantosu Çapkınım Kasımpaşalı İnce belde Trabulus kuşağı Kim sevmez böyle uşağı Burma bıyık samur kaş Gel çakalım arkadaş Çakalım mastika mastika Elâdo elâdo… * Peruz’un Küplü Kantosunda Tosunum kabadayı Severim çapkını huvardayı Atar nârayı Sokaklarda yatar * Şamram’ın Huvarda Kantosunda Külhanbeyi çapkınlıkda bir dâne Kırık kadeh kırık şişe meyhâne Kadeh kırar nâra atar çapkınlar Meyhânede çakarım Kadeh şişe kırarım Viresiye virmezse Nikoliye çatarım Meyhânede atarak Kadehleri kırarak Nîraları basarak Çamurlarda yatarak * Şahram’ın Küplü Kantosunda ....................... İçelim, zevkedelim tâyib etmeyiniz Çapkınız görür görmez muhabbet çekmeyiz Budur bizim kârımız. Çapkın sıfatı kız ve kadın hakkında da kullanılır; o takdirde de kendisini türlü cilveli hallerle, türlü fettanlıklarla satan yosmalar kas edilmiş olur. Fakat, İstanbulun mahalle hayatında bir delikanlının çapkın olarak tanınması dâima kötü sıfat bilinmiş, bilhassa 1908 meşrûtiyetinden evvel, böyle gencler evlenme meselesinde büyük güçlüklerle karşılanmışlardır; misaller: Kız oğlana divâne misâli vurgundur; baba mutaaasıb muhâfazakârdır: — Öz evlâdımı değil, ben o çapkına halayık bile vermem!.. ★ Mahalle kahvesinde: — Dün gece nâra atan kim imiş yâhu? — Kim olacak ,Yusuf çapkını!.. — Gül gibi, melek gibi oğlandı, nasıl düşdü bu yola şaşarım. — Şaşma!.. çocuğun sebebi felâketi babası olacak keratadır.. her akşam çilingir sofrasını kurar, iti haytayı toplar, oğluna da kadehkârlık yapdırır isen olacağı budur.. ★ Kadınlar hamamında dedikodu: — Eskicinin kızı paşa gelini oldu.. — Üstelik paşanın oğlu da bir içim su imiş.. — Çapkının biriymiş diyorlar... — Doğrudur.. öyle olmasaydı eskici kızı alırlar mıydı?. — Desenize kızı para için ateşe attılar. ★ Mahalle kahvesinde: — Saraç Hasan Ustanın başına geleni duydunuz mu? — Ne olmuş.. — Samurkaş Ali’yi yanına çırak aldı ya.. — Evet.. — Çapkın oğlan dün gece Hasan Ustanın çekmecesini kırmış, içinde ne varsa alıp kaçmış.. ★ 1885 Ayasofyada Sancakdar Mahallesinde bütün kadınlar derin bir teessür içindedir; herkesin ağzında ayni söz: “Yazık.. Mutafların oğlu çapkın olmuş!..” — Ne yapmış? — Galatada arpa suyu içerken görmüşler!..
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM070457
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 7, sayfalar 3737-3739
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK