Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
ÇANKIRILI SANDALCILAR
Hâlen Kadıköyü ile Haydarpâşa iskeleleri arasında işleyen sandalcıların hepsi Çankırının Apsarı köyündendir. İstanbul iskelelerinde kayıcılık, sonra sandalcılık eskiden gedik usûlüne bağlı idi (B.: Gedik); hem yakıların sayısı dondurularak tesbit edilmiş, bir fazla, bir eksik olmaz, hem de her iskelede işleyen kayıkçılar, ya şehir uşağı olur, yâhud ki taşradan gelmiş bekâr uşakları ise aynı kasaba, hattâ köy halkından olurdu (B.: Kayık, Kayıkcı; Sandal, Sandalcı).
Şirketi Hayriye ile İdârei Aziziye adı ile Devlet Deniz Yolları limanda vapur işletmeye başladığı zamana kadar (B.: İdârei Aziziye; Seyrisefâin; devlet Deniz Yolları, Şirketi Hayriye) Kadıköy iskelesi kayıkcıları rum idi; limanda vapurlar işletip Boğaziçi hattı Şirketi Hayriyeye; Adalar, Kadıköy, Ayastefanos (Yeşilköy) ve Pendik hatları da İdârei Aziziyeye verilince, Kadıköy ile İstanbul arasındaki kayıkcılık büyük bir buhran geçirdi, vapuru kaçıran müşteriler bile kayık ile İstanbula gitmeye, diğer vapuru beklemeyi tercih ettiler, hepsi Kadıköyünün ayak takımından şehrî oldukları için, rum kayıkcılar da başka sahalarda iş tuttular. Bağdat Demiryolu yapılıp Haydarpaşaya demiryolunun başlangıç noktası olunca Kadıköyü ile Haydarpaşa arasında kayıkcılık için yeni bir gedik tesis edildi, ve gediği de İstanbula iş için gelen...
⇓ Read more...
Hâlen Kadıköyü ile Haydarpâşa iskeleleri arasında işleyen sandalcıların hepsi Çankırının Apsarı köyündendir. İstanbul iskelelerinde kayıcılık, sonra sandalcılık eskiden gedik usûlüne bağlı idi (B.: Gedik); hem yakıların sayısı dondurularak tesbit edilmiş, bir fazla, bir eksik olmaz, hem de her iskelede işleyen kayıkçılar, ya şehir uşağı olur, yâhud ki taşradan gelmiş bekâr uşakları ise aynı kasaba, hattâ köy halkından olurdu (B.: Kayık, Kayıkcı; Sandal, Sandalcı).
Şirketi Hayriye ile İdârei Aziziye adı ile Devlet Deniz Yolları limanda vapur işletmeye başladığı zamana kadar (B.: İdârei Aziziye; Seyrisefâin; devlet Deniz Yolları, Şirketi Hayriye) Kadıköy iskelesi kayıkcıları rum idi; limanda vapurlar işletip Boğaziçi hattı Şirketi Hayriyeye; Adalar, Kadıköy, Ayastefanos (Yeşilköy) ve Pendik hatları da İdârei Aziziyeye verilince, Kadıköy ile İstanbul arasındaki kayıkcılık büyük bir buhran geçirdi, vapuru kaçıran müşteriler bile kayık ile İstanbula gitmeye, diğer vapuru beklemeyi tercih ettiler, hepsi Kadıköyünün ayak takımından şehrî oldukları için, rum kayıkcılar da başka sahalarda iş tuttular. Bağdat Demiryolu yapılıp Haydarpaşaya demiryolunun başlangıç noktası olunca Kadıköyü ile Haydarpaşa arasında kayıkcılık için yeni bir gedik tesis edildi, ve gediği de İstanbula iş için gelen Çınkırılılar elde ettiler.
O zamana kadar İstanbula gelen Çankırılılar bilhassa leblebicilik yapardı, Kadıköy-Haydarpaşa iskeleleri arasındaki kayık gediğini elde eden Çankırılılar, Korgun ve Apsarı köyleri uşakları oldu; bu gedik 48 kayık olarak tesis edildi, ve yalnız bu iki iskele arasında değil, Kadıköy ile İstanbul ve Üsküdar arasında da gider gelir oldular; kayıkların yerini sandallar alınca, gedik de sandal gediği oldu.
Hicrî 1319 (M. 1901-1902) de bir zâbıta vak’ası, Kadıköy ile Haydarpaşa arasında işleyen en eski kayıddır.
Kadıköyü - Haydarpaşa arasındaki sandalcılık bir müddet sonra yalnız Asparalılara kalmışdır; gedikleri kalkdıkdan sonra da an’anesini devam ettirmişlerdir; bu satırların yazıldığı 1963 yılında da iki iskele arasında 48 sandal işlemektedir; ekseriyâ dolmuş usûlü tatbik ederler, adam başı 50 kuruş alırlar ve sandallarına da azâmî 4 müşteri alırlar, yani seferi 2 liradır.
Kendi rivâyetlerine göre, Apsarı köyü 120 ev imiş; erkeklerin hepsi 15-16 yaşlarında iken gurbetci olurlarmış; İstanbula gelenler de Kadıköy - Haydarpaşa arasında sandalcı olurmuş; yeni gelen acemi delikanlı da işe babasının yahud büyük kardeşinin sandalında işe başlar imiş. Kendi aralarında nizam olarak altı aylık bir tâlim devreleri varmış, bu altı ay içinde hem kürek çekmek, hem sandalı kazığa çekme, hem de yüzme öğrenirlermiş. Yüzme öğrenme son zamanlarda konmuş, 1963 de yaşı kırk ve kırkı aşkın olan bu Çankırının Apsarı köylü sandalcılarının hiçbiri yüzme bilmezmiş. Altı aylık tâlim devresi içinde genç sandalcılar Kadıköy - Haydarpaşa arasından gayri hiç bir yere, hattâ Salacağa bile müşteri alıp götüremezlermiş.
Bu Çankırılı, sandalcılar 15-16 yaşlarında Apsarıdan çıkarlarken, hemen istisnâsız evlenip, tâze, körpe güvey iken çıkarlar, ve yaza doğru çıkarlar; kış sandalcılığın boğazı tokluğuna çılışıldığı mevsimdir. Sandalların yarasından fazlası Kurbağalı dereye götürülüp emânetciye bırakılır, ve bilhassa genç sandalcılar köye, kendilerini iştiyak ile bekleyen karılarının yanına dönerler. Apsarıdan bekâr çıkıp da İstanbuldan kız alıp evlenen Çankırı sandalcıları 30 yıl içinde ancak iki kişi olmuşdur.
Bekâr odalarında barınırlar, bir kısmı, yazın iskeleye bağladığı sandalının içinde yatar. Öğle yemeklerini sandallarının içinde yerler. Bir olta edinip nöbetde olmadıkları sıralar kendi nefisleri için balık tutanları pek enderdir. Gaayetle para canlısıdırlar; kazançları da çekdikleri mihnetle denk değildir, 1963 de, günde en çok 15 lira, ayda 500 lira kadar alabilmekde idiler. Artık gedik usûlü olmadığı halde aralarına bir yabancı karışıp bu iki iskele arasında sandalcılık yapamaz, barındırmazlar. Aralarında şerir çıkmaz; para canlısı oldukları halde hırsızlık veya herhangi bir edepsizlik yapanları görülmemişdir; sarhoşları yokdur. Çoğu ehli dil, dilbaz, kalender meşrebdir; dinî ibâdetlerinde de kusursuzdurlar; 1950 de, içlerinden bir Mehmed Pehlivan: “Sandalcılık öyle bir işdir ki, insan nelerle karşılaşmaz, adamın başına neler gelir, ama biz her şeyi hoş görürüz, kimseye kötü gözle bakmayız ve ser verir sır vermeyiz...” diye başlıyarak büyük şehir hayatının ruh hekimleri tarafından tahlîle değer taraflarını anlatmışdır.
Kadıköyü - Haydarpaşa arasının, Çankırılı sandalcıları hemen istisnâsız pür sihhat adamlardır; güçlü, kuvvetli, fakat hareketli, çalâk, uçarlı, koşarlı değildirler. Bütün köylüler gibi şehirliye karşı dâima garib şüphelerle bakarlar.
Çankırının Apsarı köyünden Kadıköy - Haydarpaşa arasında işler sandalcılarının 1963 de nizam ustası adını verdikleri kâhyâları İsmail Arslan adındaki sandalcı idi.
Kadıköydeki iskeleleri, denizden bakıldığına göre, vapur iskelesinin sol tarafında kalan rıhtımdadır; rıhtımın öbür tarafında, 1963 de Kadıköyü Nikâh dairesi olan eski İnci Gazinosunun yanında da bir sandal çekek yerleri, kızakları vardır. İstanbuldan Kadıköyüne gelen vapurlardan yolcular çıkarken “Haydi Haydarpaşa!.. Haydarpaşaya!..” diye bağrışmaları da iskele başının, rıhtım boyunun alışılmış sesi, nağmesidir.
Hüsnü KINAYLI
Çankırılı kayıkcı tipi, 1901.
(Resim : S. Bozcalı)
Çankırının Apsarı köyünden sandalcı İsmail Arslan, 1963.
(Resim : S. Bozcalı)
Kadıköy rıhtımında önbet bekleyen Çankırı - Apsarılı sandalcılar, 1957.
(Resim : Sabiha Bozcalı)
Theme
Folklore
Contributor
S. Bozcalı, Sabiha Bozcalı
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Hüsnü Kınaylı
Identifier
IAM070439
Theme
Folklore
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
S. Bozcalı, Sabiha Bozcalı
Description
Volume 7, pages 3729-3730
Note
Image: volume 7, pages 3729, 3730
See Also Note
B.: Gedik; B.: Kayık, Kayıkcı; Sandal, Sandalcı; B.: İdârei Aziziye; Seyrisefâin; devlet Deniz Yolları, Şirketi Hayriye
Theme
Folklore
Contributor
S. Bozcalı, Sabiha Bozcalı
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.