EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
7. Cilt: Cem-Çir
ÇALPARA, ÇALPÂRE
Dilimize fransızcadan alınmışdır, asıl şekli “çârpâre” (dört parça) dir; oyuncu kız ve oğlanların (çengi ve köçeklerin) parmaklarına zil yerine takdıkları iki parça tahtadan yapılmış şak şak şekli bir çift tahta kaşığa benzediği için avam ağzında “kaşık” da denilir; oyuncunun iki elinde birer çiftden dört parça şak şak bulunduğu içindir bir takıma “Çârpâre”, ve ondan bozma olarak Çalpâre veya Çalpara adını almışdır. İspanyol rakkaselerinin dünyâ şöhreti olmuş kastanyat’larının aynıdır; rakkas veyâ rakkase iki elindeki çalpârayı, hem sazın ahengine uyarak, hem de kendi meslek kudretinden gelen hususîyetlerle şakırdatır, öyle ki, oynayan görülmese dahi erbâbı: “Natır kızı Güllü’nün çarparasıdır!..” diyerek muhabbet meydanında kimin oynadığını bilirdi. Kimin olduğunu bilemediğimiz bir şarkı: Onaltı yaşında o köpre civan Naz ile işveyi satışı yaman Cevrü cefâsından meded el aman Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Kâküllü alnına taramış berber Sol yanak üstünde beni var anber Âşıkları olmuş kol kol seferber Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Altunlu şâhin baş kavak yellidir Gümrâh perçemleri sırma tellidir Rakkas civan ayağından bellidir Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devan Doldur gel ey sâkî aşkına şû...
⇓ Devamını okuyunuz...
Dilimize fransızcadan alınmışdır, asıl şekli “çârpâre” (dört parça) dir; oyuncu kız ve oğlanların (çengi ve köçeklerin) parmaklarına zil yerine takdıkları iki parça tahtadan yapılmış şak şak şekli bir çift tahta kaşığa benzediği için avam ağzında “kaşık” da denilir; oyuncunun iki elinde birer çiftden dört parça şak şak bulunduğu içindir bir takıma “Çârpâre”, ve ondan bozma olarak Çalpâre veya Çalpara adını almışdır. İspanyol rakkaselerinin dünyâ şöhreti olmuş kastanyat’larının aynıdır; rakkas veyâ rakkase iki elindeki çalpârayı, hem sazın ahengine uyarak, hem de kendi meslek kudretinden gelen hususîyetlerle şakırdatır, öyle ki, oynayan görülmese dahi erbâbı: “Natır kızı Güllü’nün çarparasıdır!..” diyerek muhabbet meydanında kimin oynadığını bilirdi. Kimin olduğunu bilemediğimiz bir şarkı: Onaltı yaşında o köpre civan Naz ile işveyi satışı yaman Cevrü cefâsından meded el aman Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Kâküllü alnına taramış berber Sol yanak üstünde beni var anber Âşıkları olmuş kol kol seferber Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Altunlu şâhin baş kavak yellidir Gümrâh perçemleri sırma tellidir Rakkas civan ayağından bellidir Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devan Doldur gel ey sâkî aşkına şûhun Ol mîri cemâlin enîsi rûhun Kârın tamâm etsin dili mecrûhun Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Yeni çıkma kesim şalvar cebkeni İbrişim işleme paçası yeni Deryâyı aşk üzre açmış yelkeni Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Mun’atif vahşetle çeşmi cellâdı Kâfir unutturur evi evlâdı Hergün bir işkence kârı icâdı Destinde çalpâre kasıp kavuran Bir gümüş topuklu âfeti devran Enderunlu Vâsıf’ın bir şarkısı Bir dilberi pür âbü tâb İttim cihanda intihâb Lâ’line reşk eyler şarâb Pek dilrübâdır Mâhitâb Dil viren ol ince bele Yansun misâli meş’ale Mecbûrun oldum ben hele Pek dirlübâdır Mâhitâb Çıkçık lider çarpâresi Her dilde vardır yâresi Can sevdi var mı çâresi Pek dilrübâdır Mâhitâb Olmazsa ol rum dilberi Olmaz düğünün hiç feri Halk ana gelir ekseri Pek dilrübâdır Mahitâb Tanbûrî’nin şarkısıdır: Böyle rakkase ne dimeli Sim tendir gül memeli Beste şarkı okundukca Çarpâreden gitmez eli Sakınıp eyleme âr Olasın bendene yâr Tanbûrî’nin diğer şarkısı: Gül yanaklı bir rakkası Sevdim ama pek yosması Fesin açmış perçem saçmış O dekli baş kavgası Mest eylemiş âşıkları Dilber lâtif oynaması Dâire miskai velvelesi Usul tutar çarpâresi Tanbûrinin mıdrabında Lâtif olur her nağmesi Mest eylemiş âşıkları Dilber lâtif oynaması Çalparasız oynamak — Halk ağzı deyim, “aşırı derecede sevinmek”; fakat, başkasının büyük ızdırabından, hattâ mahvine varan felâketden duyulan sevinç, kötülük yolunda duyulan sevinç için hakaaret kasdı ile kullanılır; misal; “Üstâdın gözünün nûru üstüne gene gibi yapışdı da o gözler çekdiği kahır ile kapandığı gün çalparasız oynadı”. Eteği çalpara çalar — Halk ağzı deyim, “aşırı derecede sevinmek”; tıbkı yukarıdaki deyim gibi, başkasının büyük ızdırâbından, hattâ mahvine varan felâketinden duyulan sevinç, kötülük yolunda duyulan sevinç için hakaret kasdı ile kullanılır; misal: “...Üçüncü Sultan Selimin hal’ine fetva verdikten sonra Topal Mütfü Bâbıâliye gittiğinde Kaymakam Köse Mûsa Paşa Şeyhülislâmı kapudan etekleri çalpara çalarak karşıladı.”
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM070379
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 7, sayfalar 3693-3694
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK