Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ÇAKAL BURNU
Karadeniz (İstanbul) Boğazının Anadolu yakasında Çubuklu ile Kanlıca arasında, şiddetli akıntısı ile meşhur burun; buradan yukarı boğaz tâ Sarıyer Yenimahallesine kadar görünür, Boğaz yarığından gelen şimâl rüzgârının tam karşısındadır; bu burnun önünde, her mevsimde denizin içinden içinden kaynadığı görülür; burun, adını da denizin bu hâlinden almışdır. (B.: Çakal Deniz). Birinci Cihan Harbi başlarına kadar Boğaziçinde en meşhur levrek balığı avı yerlerinden biri idi, buraya mahsus bir usul ile levrek avlanırdı. (B.: Levrek); bu İstanbul Ansiklopedisinin değerli yazı arkadaşlarından merhum Kanlıcalı A. Câbir Vada “Boğaziçi Konuşuyor” isimli ve çok değerli kitabında: “Kırk seneden beri Çakalburnu akıntısında levrek avlayan kimse kalmamışdır” diyor. Karakin Bey Deveciyan da “Balık ve Balıkcılık” isimli ölmez eserinde (B.: Balık ve Balıkcılık) Çakal Burnunu keza bir levrek avı yeri gösteriyor. Yine Câbir Vada burasını tarak ile en iyi midyelerin çıkarıldığı yerlerden biri olarak kaydediyor.
Onsekizinci asırda kaleme alınmış bir meddah hikâyesinde (Silâhşor kızı Rabîa Hanımla Dursun Ağa zâde Yusuf Şah Hikâyesi) Çakal Burnu hâli; vahşî bir yer olarak gösterilmektedir. Bir yaşlı kibar ve zengin yosma olan Silâhşorkızı Rabîa, mahbubu Yusuf Şah ile oynaşan dilber câriyesi Letâife kıyası...
⇓ Devamını okuyunuz...
Karadeniz (İstanbul) Boğazının Anadolu yakasında Çubuklu ile Kanlıca arasında, şiddetli akıntısı ile meşhur burun; buradan yukarı boğaz tâ Sarıyer Yenimahallesine kadar görünür, Boğaz yarığından gelen şimâl rüzgârının tam karşısındadır; bu burnun önünde, her mevsimde denizin içinden içinden kaynadığı görülür; burun, adını da denizin bu hâlinden almışdır. (B.: Çakal Deniz). Birinci Cihan Harbi başlarına kadar Boğaziçinde en meşhur levrek balığı avı yerlerinden biri idi, buraya mahsus bir usul ile levrek avlanırdı. (B.: Levrek); bu İstanbul Ansiklopedisinin değerli yazı arkadaşlarından merhum Kanlıcalı A. Câbir Vada “Boğaziçi Konuşuyor” isimli ve çok değerli kitabında: “Kırk seneden beri Çakalburnu akıntısında levrek avlayan kimse kalmamışdır” diyor. Karakin Bey Deveciyan da “Balık ve Balıkcılık” isimli ölmez eserinde (B.: Balık ve Balıkcılık) Çakal Burnunu keza bir levrek avı yeri gösteriyor. Yine Câbir Vada burasını tarak ile en iyi midyelerin çıkarıldığı yerlerden biri olarak kaydediyor.
Onsekizinci asırda kaleme alınmış bir meddah hikâyesinde (Silâhşor kızı Rabîa Hanımla Dursun Ağa zâde Yusuf Şah Hikâyesi) Çakal Burnu hâli; vahşî bir yer olarak gösterilmektedir. Bir yaşlı kibar ve zengin yosma olan Silâhşorkızı Rabîa, mahbubu Yusuf Şah ile oynaşan dilber câriyesi Letâife kıyasıya dayak attırdıkdan sonra öldü zan edilen kız perişan ve uryan bir halk kayıkcılara denize atlamaları için verilmiş, fakat kızın ölmediğini anlıyan kayıkcılar onu bu Çakal Burnuna bırakmışlardır, ve Letâif oradan Yusuf Şah tarafından kurtarılmışdır (B.: Rabîa Hanım, Silâhşorkızı; Yusuf Şah, Dursun Ağa zâde).
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM070311
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 7, sayfa 3659
Bakınız Notu
B.: Çakal Deniz; B.: Levrek; B.: Balık ve Balıkcılık; B.: Rabîa Hanım, Silâhşorkızı; Yusuf Şah, Dursun Ağa zâde
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.