Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ÇAĞLAR (Mustafa)
Zamanımızın ünlü ses sanatkârlarından; 1909 da Midilli Adasının Kapya Köyünde doğdu, bir çiftcinin oğludur, çocukluğu orada, köyde geçdi; Türkiyede Cumhuriyetin ilânından sonra bu âile mübâdil olarak ana vatana gelip Ayvalıkda yerleşdi ki Mustaf Çağlar o zaman 14-15 yaşlarında idi; bir kaç sene sonra da asker oldu; kendisi şöyle anlatıyor: “Asker olunca Balıkesirde Kolorduya sevkedildim. Küçük yadan beri mûsikiye derin bir alâka duyardım, istidâdım da vardı. Esâsen bizim sülâde ses irsîdir, dayılarımın ve amcalarımın sesleri çok güzeldi, kaabiliyetimi kolorduda anladılar ve beni kolordu mûsiki topluluğuna aldılar, orada bilgimi biraz daha ilerlettim, 1931 de bilâ müddet izin vererek İstanbula Dârüttâlimi Mûsiki Heyetine gönderdiler. Bu heyet o zaman hususî bir konservatuvar hâlinde idi; burada da sesimin güzelliği ile dikkati çekdim, ve heyet reisi Fahri Kopuz beni himâyesine aldı (Mustafa Çağlar 22 yaşında), aslında da ben kolordudan bir tavsiyenâme ile doğrudan kendisine gönderilmişdim. Fahri Kopuzun büyük yardımı ile sanatımı hayli ilerletince bana ayda 60 lira maaş bağladılar; bu sırada Darüttâlimi Musiki Heyeti dağılma tehlikesi gösterdi, âzâlar gazinolardan câzib teklifler alıyorlardı; nitekim çok geçmeden dağıldı, herkes bir tarafa gitti, bu arada ben de Cevdet Çağla ve Ne...
⇓ Devamını okuyunuz...
Zamanımızın ünlü ses sanatkârlarından; 1909 da Midilli Adasının Kapya Köyünde doğdu, bir çiftcinin oğludur, çocukluğu orada, köyde geçdi; Türkiyede Cumhuriyetin ilânından sonra bu âile mübâdil olarak ana vatana gelip Ayvalıkda yerleşdi ki Mustaf Çağlar o zaman 14-15 yaşlarında idi; bir kaç sene sonra da asker oldu; kendisi şöyle anlatıyor: “Asker olunca Balıkesirde Kolorduya sevkedildim. Küçük yadan beri mûsikiye derin bir alâka duyardım, istidâdım da vardı. Esâsen bizim sülâde ses irsîdir, dayılarımın ve amcalarımın sesleri çok güzeldi, kaabiliyetimi kolorduda anladılar ve beni kolordu mûsiki topluluğuna aldılar, orada bilgimi biraz daha ilerlettim, 1931 de bilâ müddet izin vererek İstanbula Dârüttâlimi Mûsiki Heyetine gönderdiler. Bu heyet o zaman hususî bir konservatuvar hâlinde idi; burada da sesimin güzelliği ile dikkati çekdim, ve heyet reisi Fahri Kopuz beni himâyesine aldı (Mustafa Çağlar 22 yaşında), aslında da ben kolordudan bir tavsiyenâme ile doğrudan kendisine gönderilmişdim. Fahri Kopuzun büyük yardımı ile sanatımı hayli ilerletince bana ayda 60 lira maaş bağladılar; bu sırada Darüttâlimi Musiki Heyeti dağılma tehlikesi gösterdi, âzâlar gazinolardan câzib teklifler alıyorlardı; nitekim çok geçmeden dağıldı, herkes bir tarafa gitti, bu arada ben de Cevdet Çağla ve Neyzen İhsan Beyle birlikde Beyoğlundaki gazinolardan birinde (?) çalışmaya başladım; sonra bu gazinoyu diğer bir kaç dânesi tâkib etti, bu sırada Neyzen İhsan Bey vefât etti, Cevdet Çağla ile beraber Ankara Radyosuna dâvet edildik. Ankara Radyosunda sekiz sene kadar çalışdım. Hiç tereddüt etmeden diyebilirim ki mûsiki bilgimin büyük kısmını Ankara Radyosuna ve orada tanıdığım üstad Mesud Cemil’e borçluyum; onun yüksek zevki bana yepyeni bir sanat ufku açdı...”.
İlk konseri hakkında da şöyle konuşmuşdur: “Hemen bütün ses sanatkârları gibi, çocukken arkadaşlar arasında şarkı söylerdim. Sahneye ilk defa 1931 de Kız Kulesi Parkında çıkdım, o zaman Dârüttâlim Heyeti muhtelif yerlerde konserler verirdi, bu da onlardan biriydi. Aynı yıl uzun bir Anadolu turnesine çıkdık, o sırada da Ankarada okudum... Gaziantebe kadar gittikdi. Doldurduğum ilk plâk Aşk Yalanmış şarkısıdır. 1939 da evlendim, zevcemi onun çocuk yaşında tanıdım, Balıkesirde askerdim, onlar İstanbulludur, babası Balıkesirde nafia mühendisi idi, ud ve kanun çalardı, musiki cemiyetinde fahri icrâkâr idi, orada tanışdık, beraber çalışdık. İstanbulda tekrar buluşduk, küçük kız büyümüş, Ankara Radyosuna girdiğimden bir sene sonra idi, zevcem oldu. Filimlerde rol almam da, yalnız bizde ilk dublâjlar yapıldığı zaman Şeyh Ahmed filminde Ahmedin ağzından Dede Efendinin “Ben seni sevdim seveli kaynayıp coşdum” şarkısını okudum; garibdir ki adımı memleketde ilk defa tanıtıp yayan o film olmuşdur; sonra bir çok filmde, hâlâ da okumaktayım. Futbol maçlarını, pehlivan güreşlerini severim, koyu Fenerbahçelilerden biriyim, kulübde de kayıtlı, aslî üyeyim. Târihî eserleri, ansiklopedik bilgi veren eserleri severim; seyahatdan da pek hoşlanırım. Hayatımda en büyük hayâl sukutuna bir erkek çocuk beklerken kızım Ülfetin doğması olmuşdu, fakat bir anda kızıma da öyle bir sevgi ile bağlandım ki yıllarca dadısı, lalası oldum” (1948).
Burhan OLKER
Mustafa Çağlar
(Resim : S. Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Burhaneddin Olker
Kod
IAM070303
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tanım
Cilt 7, sayfalar 3652-3653
Not
Görsel: cilt 7, sayfa 3652
Tema
Kişi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.