Zamanımızda dünyanın en büyük, en lüks gemilerinden bir Amerikan transatlantiği; 30.000 ton hacminde, 215 metre uzunluğunda ve 11 katlı olan bu deniz sarayı gemi 1951 yılında denize indirilmiş ve 40 milyon dolara mal olmuşdur; içinde 300 kamara, 200 kişi alır bir lokanta, 11 salon, 6 bar, 2 yüzme havuzu, 1 sinema bulunuyor, gemicileri hariç müstahdem olarak 370 kişi hizmet ediyor idi. En yeni ve lüks eşyası sayılamayacak kadar çeşitli olup yalnız kamaralar, salonlar ve koridorların zeminine 10,000 metre kare tutarında halı döşenmiş idi. Denize indirildiği tarihden 1961 yılına kadar geçen 10 yıl içinde 2,5 milyon millik sefer yapmış, ve bütün masraflarını 1956 yılında çıkarmış bulunuyordu. S/S Constitution 1961 yılının mart ayı sonlarında kaptan Lindguit’in kumandasında İstanbula geldi; bu tecrübeli deniz adamı muhtelif gemilerle İstanbulu 39 sefer ziyaret etmiş, bu kırkıncı gelişiydi; İstanbul Limanında 40 saat kalan Contitution 26 Mart 1961 sabahı İstanbuldan ayrıldı. New York’dan 11 martda yola çıkmışdı, bu seyahatı 40 40 gece sürecekdi; 20 nisanda New York’a dönmüş bulunacak idi. Her seferinde turistik geziye çıkan yolcularının hüviyet ve şahsiyetine göre isim alan gemi, bu seferinde “Dullar Gemisi” adı altında gelmişdi. 440 Amerikalı yolcusunun büyük ekseriyetini erkek ve kad...

Zamanımızda dünyanın en büyük, en lüks gemilerinden bir Amerikan transatlantiği; 30.000 ton hacminde, 215 metre uzunluğunda ve 11 katlı olan bu deniz sarayı gemi 1951 yılında denize indirilmiş ve 40 milyon dolara mal olmuşdur; içinde 300 kamara, 200 kişi alır bir lokanta, 11 salon, 6 bar, 2 yüzme havuzu, 1 sinema bulunuyor, gemicileri hariç müstahdem olarak 370 kişi hizmet ediyor idi. En yeni ve lüks eşyası sayılamayacak kadar çeşitli olup yalnız kamaralar, salonlar ve koridorların zeminine 10,000 metre kare tutarında halı döşenmiş idi. Denize indirildiği tarihden 1961 yılına kadar geçen 10 yıl içinde 2,5 milyon millik sefer yapmış, ve bütün masraflarını 1956 yılında çıkarmış bulunuyordu. S/S Constitution 1961 yılının mart ayı sonlarında kaptan Lindguit’in kumandasında İstanbula geldi; bu tecrübeli deniz adamı muhtelif gemilerle İstanbulu 39 sefer ziyaret etmiş, bu kırkıncı gelişiydi; İstanbul Limanında 40 saat kalan Contitution 26 Mart 1961 sabahı İstanbuldan ayrıldı. New York’dan 11 martda yola çıkmışdı, bu seyahatı 40 40 gece sürecekdi; 20 nisanda New York’a dönmüş bulunacak idi. Her seferinde turistik geziye çıkan yolcularının hüviyet ve şahsiyetine göre isim alan gemi, bu seferinde “Dullar Gemisi” adı altında gelmişdi. 440 Amerikalı yolcusunun büyük ekseriyetini erkek ve kadın dul zenginler teşkil ediyordu; ve bunlar arasında 200 milyoner, 8 sanayi kıralı, 1 vâli ve 1 belediye reisi, 200 dul hanım, 1 hiç evlenmemiş yaşlı kız bulunuyordu; sanayi kıralları arasında biri Domatez kıralı James J. Carneglia, biri de Çelik kıralı Nathaniel D. Arott idi. Dikkate değer bir yolcu da, ömür boyunca eline bir çalgı almamış, hatta nota okumasını bilmeyen James Petillo idi ki, Amerikan Müzisyenler Sendikası başkanı idi. 40 gün 40 gecelik bu turistik seyahat için yolcular, işgal ettikleri kamara ve dâirelere göre adam başına 25,000-90,000 Türk lirası arasında ücret ödemişler idi; geminin çok zengin kilerine bu 40 gün için harcı âlem iki madde olarak 32,000 şişe bira ile 75,000 tavuk konmuştu. Dullar Gemisi yolcularının mart ayı içinde yarısı geceye gelen 40 saatlik misâfirlikde İstanbul gereği gibi gezib görmelerine elbet ki imkân yokdu. Buna rağmen içlerinden bâzıları bir Türk gazetecisine intibâlarını şöylece anlatmışlardır: Mr. William A. Conant (Washington Belediye Başkanı) – İstanbulun tarihî yerleri, güzellikleri öylesine pek çok. Mrs. Elmer Robinson (Kaliforniya eski belediye başkanının eşi) – Türk erkekleri çok nâzik.. en sıkışık ânımda bana yol gösteren bir genci hiç unutmıyacağım. Mr. James J. Carneglia – Ne diyeyim?.. İstanbulda yiyemediğim tek şey, domates oldu. Mr. James Petillo – İstanbul Radyosunu dinledim.Yayınlarının çoğunu palâkdan yapıyor, burada müzisyenler grev yapsa radyo umursamaz.. Mr. Max A. Cohen (60 New York sinemasının sâhibi) – Türkleri en iyi ben tanıdım galiba?.. Hem de müziğiyle, aşkiyle... Sinemacı olduğumu öğrenen tercümanım, beni Türk filmi oynatan bir sinemaya götürdü. Türklerin, filmlerdekine benzer aşk hikâyelerini sevdiğini söyledi. Şarkılar güzeldi, fakat hikâyesinin sonu kötüydü. Mr. Minnie Arthur (durmadan gezen bir dul) – Türk erkeklerini çok beğendim. Siyah gözlü bu erkeklerin bakışlarını, dünyanın hiçbir memleket erkeğinin bakışiyle değişmem... Belki de bu 40 gün 40 gecelik geziden bana, siyah gözlü, yakışıklı bir Türk delikanlısının ateşli bakışları hâtıra kalacak!.. Kaptan Lindguit’de bir sır ifşâ etmiş: “Geminin 440 yolcusunun ortalama yaşı 60 dır” demişdir. (Hayat Mecmuasında Orhan Tahsin’in yazısından). Mehmed KOÇU S. S. Constitution (Resim : S. Bozcalı)