İkinci Sultan Mahmud devrine yaşamış namlı bir köçek oğlan; köçeklerin Sakız Adası Rumlarından ve “Tavşan” denilen tüysüz körpe civan boyundan; hüsnü ânının en revnaklı devrinde üzerine şarkılar yazılıp bestelenerek övülmüşdür, Tanbûrî’nin şu şarkısı zamanında Beyâtî faslından bestelenmiş: Deştü sahrâda deveran İtmedeyim ben de el’an Aceb var mı hiç taşyatır Bunda mıdır Tavşan Ceylân İnce meyan kaddi fidan Kaçma benden kuzum Ceylân Kaçar mı ağuşa alsam Meyâna dolanub sarsam Oynayarak âhenk ile Usûliyle bûse alsam İnce meyan kaddi difan Kaçma benden kuzum Ceylân Markar Ağa’nın şu şarkısı da Evic’den bestelenmiş: Sâkî çevir câmı zer nigârı Kaldır nikaabı dîdarı yârı Raks eyledikce ol gülizârı İtsün temâşâ dîdârı yârı Nâzü hirâmı Ceylân yârı Reftâra gelse ol nahli dilcû Pertav ider hep mânendi âhû Sinemde zahmi şemşîri ebrû İtsün temâşâ didârı yârı Nâzü hirâmı Ceylân Yârı Oynar yüzünde keysûi şebrenk Âlemde yokdur diler sana denk Sâzendeler virsün saza âhenk İtsün temâşâ dîdârı yârı Nâzü hirâmı Ceylân yârı Cismi lâtîfi gül pirehende Berki semendir sahnı çemende Dursun muallak atsun perende İtsün temâşa dîdârı yârı Nâzü hirâmı Ceylân yârı Bibl. : Hâşim Bey Mecmuası.