Geçen asrın ikinci yarısı ulemâsından ve değerli sulüs hattatlarından; İkinci Sultan Mahmud’un baş imamlığında bulunmuş Zeynelâbidin Efendinin oğludur; doğum tarihi öğrenilemedi. 1826 daki Vak’ai Hayriye’den sonra Şehzâdebaşında Tulumbacıbaşı Konağı denilen binâda (B.: Acemioğlanlar; Tulumbacılar) Tıbhâne adlı ile ilk Tıbbiye Mektebi açıldığı zaman, bu Cemâleddin Efendi o mektebin ilk tabeleri arasında bulunmuşdu; sonra tıb tahsilini bırakarak baba mesleğine intisab ile medreseye girdi, müderris oldu, 1841 de İzmir kadısı, 1846 da Bursa kadısı tâyin edildi, önce Mekke ve 1848 de de İstanbul Kadılığı pâyesine ulaşdı, aynı yıl içinde Zabdiye Müftüsü, 1853 de de Hekimbaşı unvânı ile Mektebi Adliyei Tıbbiye nâzırı tâyin edildi; 1854 de Anadolu Kadıaskerliği pâyesi aldı, 1857 de bilfiil Anadolu Kadıaskeri oldu. 1858 de bilfiil Hekimbaşı oldu ve Sultan Abdülmecid’in 1861 de ölümüne kadar bu vazîfede kaldı. 1862, 1868, 1874 ve 1879 da dört defa bilfiil Rumeli Kadıaskerliğinde bulundu; 1877 de Mustafa İzzet Efendinin ölümü üzerine Reisülulemâ unvânını almışdı; 1888 de vefât etti; Haydarpaşa Mezarlığına defnedildi. Babasının konağı devrinin sanat mahfillerinden biri idi, kendisini sülüs hattatları arasına andıran yazı ile beraber gençliğinde mûsiki ile de uğraşmış, o ilimde hayli bilgi s...

Geçen asrın ikinci yarısı ulemâsından ve değerli sulüs hattatlarından; İkinci Sultan Mahmud’un baş imamlığında bulunmuş Zeynelâbidin Efendinin oğludur; doğum tarihi öğrenilemedi. 1826 daki Vak’ai Hayriye’den sonra Şehzâdebaşında Tulumbacıbaşı Konağı denilen binâda (B.: Acemioğlanlar; Tulumbacılar) Tıbhâne adlı ile ilk Tıbbiye Mektebi açıldığı zaman, bu Cemâleddin Efendi o mektebin ilk tabeleri arasında bulunmuşdu; sonra tıb tahsilini bırakarak baba mesleğine intisab ile medreseye girdi, müderris oldu, 1841 de İzmir kadısı, 1846 da Bursa kadısı tâyin edildi, önce Mekke ve 1848 de de İstanbul Kadılığı pâyesine ulaşdı, aynı yıl içinde Zabdiye Müftüsü, 1853 de de Hekimbaşı unvânı ile Mektebi Adliyei Tıbbiye nâzırı tâyin edildi; 1854 de Anadolu Kadıaskerliği pâyesi aldı, 1857 de bilfiil Anadolu Kadıaskeri oldu. 1858 de bilfiil Hekimbaşı oldu ve Sultan Abdülmecid’in 1861 de ölümüne kadar bu vazîfede kaldı. 1862, 1868, 1874 ve 1879 da dört defa bilfiil Rumeli Kadıaskerliğinde bulundu; 1877 de Mustafa İzzet Efendinin ölümü üzerine Reisülulemâ unvânını almışdı; 1888 de vefât etti; Haydarpaşa Mezarlığına defnedildi. Babasının konağı devrinin sanat mahfillerinden biri idi, kendisini sülüs hattatları arasına andıran yazı ile beraber gençliğinde mûsiki ile de uğraşmış, o ilimde hayli bilgi sâhibi idi. Bibl.: İ. E. M. K. İnal, Son Hattatlar. Hattat Mehmed Cemâleddin Efendinin bir yazısı (M. Kemal İnan’ın “Son Asır Hattatları” adındaki eserinden)