(1852-1933) Hukuk bilgini ve devlet adamı; İstanbulda doğdu, Ali Tayyib Bey adında bir zâtin oğludur; ilk tahsili İstanbulda gördükden sonra Parisde Saint Louis Lisesinde okudu, yüksek tahsilini İstanbulda Galatasarayı Sultanisinde açılan hukuk şûbesinde yapdı ve buradan diploma aldı, 1867 de ve henüz 15 yaşında iken Bâbiâli Terceme Kaleminde kâtiblikle memuriyet hayatına girdi, sonra adliye hizmetine geçerek bir müddet Anadoluda çalışdı; 1884 de Adliye Nezâreti cezâ işleri müdürü oldu, aynı zamanda Hukuk Mektebinde cezâ hukuku muallimliği yapdı, Temyiz Mahkemesi cezâ dâiresi âzâsı oldu, 1898 aynı dâireye reis oldu, 1900 Temyiz Mahkemesi müddei umumiliğine tâyin edildi, 1902 de Maarif Nazırı oldu, buradaki müsbet faaliyeti üzerine Bahriye Nazırlğına nakledilip, kendisine vezirlik rütbesi ile paşalık unvanı verildi. 1906 da Bahriye Nazırlığından ayrılarak Şûrâyi Devlet Mülkiye Dâiresi âzası oldu; 1908 meşrutiyetinde 31 mart vak’asından sonra açığa çıkarılarak, Örfi Divânı Harbin, İstanbulda kalmalarını câiz görmediği istibdad ricâli arasında, vezirlik rütbesi ile paşalık unvânı geri alınarak Limni adasına sürüldü; 1911 de sürgünlüğü kaldırılarak İstanbula döndü, ve ölümüne kadar büyük şehîrde münzeviyâne yaşadı. (Türk Ansiklopedisi, cild X. dan). Pek kibar bir İstanbul Efendisi, ...

(1852-1933) Hukuk bilgini ve devlet adamı; İstanbulda doğdu, Ali Tayyib Bey adında bir zâtin oğludur; ilk tahsili İstanbulda gördükden sonra Parisde Saint Louis Lisesinde okudu, yüksek tahsilini İstanbulda Galatasarayı Sultanisinde açılan hukuk şûbesinde yapdı ve buradan diploma aldı, 1867 de ve henüz 15 yaşında iken Bâbiâli Terceme Kaleminde kâtiblikle memuriyet hayatına girdi, sonra adliye hizmetine geçerek bir müddet Anadoluda çalışdı; 1884 de Adliye Nezâreti cezâ işleri müdürü oldu, aynı zamanda Hukuk Mektebinde cezâ hukuku muallimliği yapdı, Temyiz Mahkemesi cezâ dâiresi âzâsı oldu, 1898 aynı dâireye reis oldu, 1900 Temyiz Mahkemesi müddei umumiliğine tâyin edildi, 1902 de Maarif Nazırı oldu, buradaki müsbet faaliyeti üzerine Bahriye Nazırlğına nakledilip, kendisine vezirlik rütbesi ile paşalık unvanı verildi. 1906 da Bahriye Nazırlığından ayrılarak Şûrâyi Devlet Mülkiye Dâiresi âzası oldu; 1908 meşrutiyetinde 31 mart vak’asından sonra açığa çıkarılarak, Örfi Divânı Harbin, İstanbulda kalmalarını câiz görmediği istibdad ricâli arasında, vezirlik rütbesi ile paşalık unvânı geri alınarak Limni adasına sürüldü; 1911 de sürgünlüğü kaldırılarak İstanbula döndü, ve ölümüne kadar büyük şehîrde münzeviyâne yaşadı. (Türk Ansiklopedisi, cild X. dan). Pek kibar bir İstanbul Efendisi, bulunduğu memuriyetlerde maiyetinde çalışanların kadir ve kıymetleri bilir ve bir zât olduğu söylenir.