EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
6. Cilt: Boğ-Cem
CEBECİLER KIŞLASI, CEBECİ ODALARI
Kapukulu yaya asker ocaklarından Cebeci Ocağı efrâdının kışlası; yeniçerilerde olduğu gibi, ekseriya “Kışla” denilmez, “Cebeci Odaları” diye anılırdı; Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılının, devlet arşivinde harita ve krokiler dosyasında bulunan 1960 numaralı plândan kesin olarak tesbit ettiğine göre yeri, Ayasofya camiinin karşısında bulunup, 1932 senesinde yanmış olan Adliye binâsının yeri idi. Sayın profesör bulduğu bu kıymetli vesikayı bildirdikden sonra şu satırları yazıyor: “Arşivde 17 zilhi 1226 tarihli vesikadan (milâdi 1812 yılı ocak ayı başı) ise bunun İstanbulda Yerebatan ahırlarının üstünde olduğunu öğreniyoruz, (bu vesîkada: “Yerebatan Ahırları üzerinde kâin cebeciler ocağı zâbitan ve neferlerinin sâkin oldukları fev kaanî odalar” denilmektedir). Belki sonradan muvakkat bir zaman için buraya nakledilmişdir. Yine burada silâh ve sâir harb malzemesi tâmirhânesi ile depo bulunuyordu. Cebehane için lâzım olan mâmul ve gayri mâmul bütün eşyâ bu depoda bulunur, ve ihtiyac hâlinde îmâlâthânelerde kullanılır, veya yapılmış olan şeyler istenilen yere gönderilirdi. Cebehânede levâzım azaldığı zaman noksanı Cebecibaşı Dîvanı Hümâyuna arz ederek noksanlar tamamlanırdı” (İ.H. Uzunçarşılı, Kapukulu Ocakları). Biz Cebeciler Kışlasının dâimâ Ayasofyada bulunduğu kanaatindeyiz; sayı...
⇓ Devamını okuyunuz...
Kapukulu yaya asker ocaklarından Cebeci Ocağı efrâdının kışlası; yeniçerilerde olduğu gibi, ekseriya “Kışla” denilmez, “Cebeci Odaları” diye anılırdı; Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılının, devlet arşivinde harita ve krokiler dosyasında bulunan 1960 numaralı plândan kesin olarak tesbit ettiğine göre yeri, Ayasofya camiinin karşısında bulunup, 1932 senesinde yanmış olan Adliye binâsının yeri idi. Sayın profesör bulduğu bu kıymetli vesikayı bildirdikden sonra şu satırları yazıyor: “Arşivde 17 zilhi 1226 tarihli vesikadan (milâdi 1812 yılı ocak ayı başı) ise bunun İstanbulda Yerebatan ahırlarının üstünde olduğunu öğreniyoruz, (bu vesîkada: “Yerebatan Ahırları üzerinde kâin cebeciler ocağı zâbitan ve neferlerinin sâkin oldukları fev kaanî odalar” denilmektedir). Belki sonradan muvakkat bir zaman için buraya nakledilmişdir. Yine burada silâh ve sâir harb malzemesi tâmirhânesi ile depo bulunuyordu. Cebehane için lâzım olan mâmul ve gayri mâmul bütün eşyâ bu depoda bulunur, ve ihtiyac hâlinde îmâlâthânelerde kullanılır, veya yapılmış olan şeyler istenilen yere gönderilirdi. Cebehânede levâzım azaldığı zaman noksanı Cebecibaşı Dîvanı Hümâyuna arz ederek noksanlar tamamlanırdı” (İ.H. Uzunçarşılı, Kapukulu Ocakları). Biz Cebeciler Kışlasının dâimâ Ayasofyada bulunduğu kanaatindeyiz; sayın İsmail Hakkı Uzunçarşılının bildirdiği 1226 (milâdî 1812 ocak) tarihli vesikanın Cebeci Odaları Yerebatan Ahırları üstünde göstermesi de tarih kaynaklarımızca şöyle kıymetlendirilir, 1808 de Alemdar Mustafa Paşa vak’asında Cebeciler Kışlası yeniçeriler tarafından ateşe verilmişdi; anlaşılıyor ki kışlaları yandıkdan sonra cebeciler bir müddet büyük miri ahırlar üzerindeki bu fevkaani odalarda oturmuşlardır (B.: Alemdar Paşa Vak’ası; Cebeciler Kışlası yangını). İstanbulun büyük bir kısmını da yakup kül eden bu yangından sonra Cebeciler Kışlası ancak hicri 1237, milâdî 1821 - 1822 arasında tâmir ve ihyâ edilebilmişdir; bundan da anlaşılır ki cebeciler 1808 den 1822 ye kadar ondört sene Yerebatandaki o fevkaani odalarda oturmuşlardır. Enderunlu Vâsıfın hicrî 1237 tâmiri için şu tarih manzûmesini yazmışdır; bu manzumede yanık kışla arsasının böyle uzunca bir müddet hâli üzre kaldığı açıkca ifâde edilmişdir: Han Mahmûdu zafer şan u meserret bünyan Şâhi gaazi ü keremkâr ü kerâmet menşûr Bedeni saltanatın cânı cihânın rûhu Devletin bâisi ihyâsı şehinşâhi gayyur Bezmi şâhânesine şevk ile bende Kayser Kapusu kulluğuna canla teşne Şanûr Kıldı Hak devleti zâtiyle kavî elbette Tuttu ahdinde temel râhatü âsâyişi sur şte ezcümle o âsârı metinin biridir Bu cebehânei mâmureyi bî naksü kusûr Muhterik câyi harab arsâi virâne iken Kıldı îmârına fermanı hümâyûnu sudûr Nice dem kalmış iken arsası hâli ü harab Himmeti şâhi cihan kıldı harâbı mâmûr Bir binâ eyledi ki ol şehi âli himmet Kaldı hayretde görüb tarhını mimârı şuûr Cebe satsa yeridir tâkı kabâbı feleğe Oldu ol mertebe mâmur bünyâdı refil meşhur Sâyesinde o hüdâvendi muallâ şânın Göğe irse seri sükkânı değil eb’ad ü dûr Bende Vâsıf nola târihini kılsam tecdîd “Cebehâne yapılub oldu yeniden mâmur” (H. 1237)
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060711
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3404-3405
Bakınız Notu
B.: Alemdar Paşa Vak’ası; Cebeciler Kışlası yangını
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK