(Karra Sen Sir), Fransız generali ve İstanbul’da Fransız elçiliği memuru olmuş bir askerdir. 1796 da Fransız Cumhuriyetinin temsilcisi olarak İstanbul’a gönderilen elçi Aubert Dubayet) beraberinde dostu ve meslek arkadaşı olan Carra St. Cyr’i de getirmişti. Aralarında yirmibeş yıllık bir dostluk olmasına rağmen iki genç general arasında tam ve hakiki bir yakınlık olmadığı da muhakkaktır. Dubayet’in himayesinde yetişen, onunla birlikte Amerika’da Lafayete ordusunda çarpışan, 1795 de Dubayet Milli Müdafaa nazırı olduğunda personel başkanı olan General Carra St. Gry, 1796 nisanında Dubayet’nin yanında elçilik sekreteri olarak İstanbulda da takip etmişti. Fakat, her nedense Dubayet onu İstanbul’dan uzak tutmağı tercih ettiğinden, uzak bir yere, Eflâk’a yollamıştı.Fakat elçi Dubayet Beyoğlunda 17 aralık 1797 de henüz kırk yaşında iken âni bir hastalık sonunda ölünce General Saint Cyr acele olarak Bükreş’den İstanbul’a gelmiş, “Babam, hâmim, yirmibeş yıllık dostum” dediği Dubayet’nin işlerini derleyip toplamağa girişmiştir. Evvelâ Dubayet için bir mezar yaptırtmış, sonra da hayret verici bir süratle, eski dostunun, genç yaşta verici bir süratle, eski dostunun, genç yaşta dul kalan eşi ile evlenmiştir. Bir süre sonra da Fransa’ya dönmüş ve Napolyan idaresinde kendisine comte (kont) ünva...

(Karra Sen Sir), Fransız generali ve İstanbul’da Fransız elçiliği memuru olmuş bir askerdir. 1796 da Fransız Cumhuriyetinin temsilcisi olarak İstanbul’a gönderilen elçi Aubert Dubayet) beraberinde dostu ve meslek arkadaşı olan Carra St. Cyr’i de getirmişti. Aralarında yirmibeş yıllık bir dostluk olmasına rağmen iki genç general arasında tam ve hakiki bir yakınlık olmadığı da muhakkaktır. Dubayet’in himayesinde yetişen, onunla birlikte Amerika’da Lafayete ordusunda çarpışan, 1795 de Dubayet Milli Müdafaa nazırı olduğunda personel başkanı olan General Carra St. Gry, 1796 nisanında Dubayet’nin yanında elçilik sekreteri olarak İstanbulda da takip etmişti. Fakat, her nedense Dubayet onu İstanbul’dan uzak tutmağı tercih ettiğinden, uzak bir yere, Eflâk’a yollamıştı.Fakat elçi Dubayet Beyoğlunda 17 aralık 1797 de henüz kırk yaşında iken âni bir hastalık sonunda ölünce General Saint Cyr acele olarak Bükreş’den İstanbul’a gelmiş, “Babam, hâmim, yirmibeş yıllık dostum” dediği Dubayet’nin işlerini derleyip toplamağa girişmiştir. Evvelâ Dubayet için bir mezar yaptırtmış, sonra da hayret verici bir süratle, eski dostunun, genç yaşta verici bir süratle, eski dostunun, genç yaşta dul kalan eşi ile evlenmiştir. Bir süre sonra da Fransa’ya dönmüş ve Napolyan idaresinde kendisine comte (kont) ünvanı tevcih olunmuş, karısı da İmparatoriçe Josephine’in nedimelerinden olmuştur. Semavi EYİCE