Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
CANDAN (Artâki)
Çağdaş Türk musikisinin pek seçkin sîmâlarından, Ermeni asıllı bir kanûnî ve bestekâr; 1885 de Selânik’de doğdu; Azarik Efendi adında hâli vakti yerinde bir berberin oğludur; Selânik’deki Türk mekteblerinde ciddi bir tahsil görmüş, idâdiyi bitirdikten sonra tıb tahsili için İstanbul’a gönderilmiş, Mektebi Tıbbiye’de de iki sene okudukdan sonra mektebi terk ederek, o zamanın tâbiri ile “çalgıcı” olmuşdur.
Kendisinin naklettiğine göre musîkiye olan meyli pek küçük yaşlarda başlanmışdır. Babası, onun gizli gizli biriktirdiği paralarla aldığı sazları kırmak ve hattâ çocuğu dövmek gibi çok şiddetli tedbirlere baş vurmuş ise da Artaki’nin bu askının önüne geçememişdir. Hiçbir hocadan ders almamışdır, kendisini otodidakt olarak, fakat metodlu yetiştirmişdir. Babası Azarik Efendi oğlunun kaderine rizâ göstermeye mecbur olunca Selâniğe dönmüş, ve orada Selânikli Ahmed Efendiden bilgisini arttırma yolunda istifâde etmişdir.
Aşağıdaki satırları Mustafa Ronanın “Elli Yıllık Türk Musîkisi” adlı eserinden alıyoruz: “Uzun yıllar Selânikde sahnede çalışdıkdan sonra İstanbul’a dönmüşdür. Senelerce Konservatuvar icrâ heyetinde ve piyasada kanun çalmakla meşgul olmuşdur. Sâhibinin Sesi plâk müessesesinin şefliğini yaparak bir çok kıymetli eseri halka duyurmuşdur”.
Artaki Candan’ı yakından tanımı...
⇓ Devamını okuyunuz...
Çağdaş Türk musikisinin pek seçkin sîmâlarından, Ermeni asıllı bir kanûnî ve bestekâr; 1885 de Selânik’de doğdu; Azarik Efendi adında hâli vakti yerinde bir berberin oğludur; Selânik’deki Türk mekteblerinde ciddi bir tahsil görmüş, idâdiyi bitirdikten sonra tıb tahsili için İstanbul’a gönderilmiş, Mektebi Tıbbiye’de de iki sene okudukdan sonra mektebi terk ederek, o zamanın tâbiri ile “çalgıcı” olmuşdur.
Kendisinin naklettiğine göre musîkiye olan meyli pek küçük yaşlarda başlanmışdır. Babası, onun gizli gizli biriktirdiği paralarla aldığı sazları kırmak ve hattâ çocuğu dövmek gibi çok şiddetli tedbirlere baş vurmuş ise da Artaki’nin bu askının önüne geçememişdir. Hiçbir hocadan ders almamışdır, kendisini otodidakt olarak, fakat metodlu yetiştirmişdir. Babası Azarik Efendi oğlunun kaderine rizâ göstermeye mecbur olunca Selâniğe dönmüş, ve orada Selânikli Ahmed Efendiden bilgisini arttırma yolunda istifâde etmişdir.
Aşağıdaki satırları Mustafa Ronanın “Elli Yıllık Türk Musîkisi” adlı eserinden alıyoruz: “Uzun yıllar Selânikde sahnede çalışdıkdan sonra İstanbul’a dönmüşdür. Senelerce Konservatuvar icrâ heyetinde ve piyasada kanun çalmakla meşgul olmuşdur. Sâhibinin Sesi plâk müessesesinin şefliğini yaparak bir çok kıymetli eseri halka duyurmuşdur”.
Artaki Candan’ı yakından tanımış olan Münir Süleyman Çapanoğlu İstanbul Ansiklopedisine verdiği notlarda şunları yazıyor: “Çağdaş musikimizin sarsılmaz bir şöhretidir. Sanatkâr hüviyetinin yanında hoca şahsiyeti de çok kuvvetli idi, sayısız talebe yetişdirmişdir; bestekâr şahsiyeti de icrâkârlığından üstündü; bestelemek üzere güfte seçmede son derece titizdi; şiir havası bulamadığı şarkıları aslaa ele almazdı. Güfte ile makamların bünye âhengini kurmada da usta idi.”
Dr. Bedi Şehsüvaroğlu ise sanatkârın ölümü üzerine Akşam Gazetesine yazdığı bir makalede mevcut kaynakların hepsine aykırı olarak Artâki Candan’ın hicri 1296 (Milâdi 1878 - 1879) da İstanbul’da Kumkapu’da doğduğunu söylüyor.
İbnülemin Mahmud Kemal İnal “Hoş Sedâ” da Nota Mecmuası ile Mustafa Rona’dan biyografik bir kaç satır naklettikden sonra: “Ermeni musiki erbâbının ileri gelenlerindendi. Kanun çalmada ve bestekârlıkda mâhir idi. Mükerreren dinlemişdim. Güzel eserleri vardır” demekle iktifa ediyor.
Artâki Candan 30 Ocak 1948 de mesâne kanserinden vefât etti ve Şişli Ermeni mezarlığına defnedildi. Ölümü karlı bir güne rastladığı halde cenâzesi çok kalabalık cemaatle kaldırılmış, ve vasiyeti gereğince definden sonra kabrinin başında üç sâzende arkadaşı tarafından, kendisinin en sevdiği bestesi olan Beyât peşrevi çalınmışdır. M.K. İnalin de belirtdiği gibi ilk defa görülmüş şeydir.
Bibl.: M. Kemal İnan, Hoş Sedâ; M. Rona, Elli Yıllık Türk musikisi; M. Süleyman Çapanğlu, Not; Dr. B. Şehsüvaroğlu, makale, Akşam Gazetesi.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060632
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfa 3369
Bibliyografya Notu
Bibl.: M. Kemal İnan, Hoş Sedâ; M. Rona, Elli Yıllık Türk musikisi; M. Süleyman Çapanğlu, Not; Dr. B. Şehsüvaroğlu, makale, Akşam Gazetesi.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.