Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
CAMİ TENBİHİ
İstanbulda ilk gazetelerin çıkdığı geçen asır ortalarına kadar camiler ve mescidler, içinde ibâdet için toplanan halka, imamları vâsıtası ile hükümet emirlerinin ve, mühim hâdiseler karşısında hükümet açıklamalarının tebliğ edildiği bir yer ola gelmişdi; halk camilerde öğrendiği emirlere, tebliğlere “cami tenbihi” derdi.
Gazetenin olmadığı devirde büyük şehirde, bir vak’a, bir hâdise ağızdan kulağa dedikodu yolu ile yayılır, ve hakiki şeklini pek çabuk değişdirerek, ehemmiyetsiz bir vak’a, şehri heyecana düşüren bir mâhiyet alırdı. Meselâ Mora ihtilâli sıralarında, Galatada veya Yemiş İskelesinde bir rumun dükkânında kaçak, gizli bir tüfenk bulunurdu; bu haber ağızlarla dağılır iken değişir, büyük ve kısa bir zaman sonra “rumlar İstanbulda vak’a çıkaracakmış, hepsi silâhlanmış, bir gece müslüman mahallelerini basarak kundaklayıp yakacakmış” şeklini alır, şehrin huzuru kaçar, geceleri delikanlılar, sokak başlarına hasırlar, seccâdeler ve kilimler sabaha kadar mahallelerini beklemeye başlarlardı; ve pek tabii bunun piyasaya, iş ve ticâret hayatına kötü tesiri olurdu. O zaman hükümet halka hiçbir şey olmadığını açıklama zorunda kalır ve bunun halka resmen bildirilmesine mahalle imamlarını memur ederdi; imam efendiler de akşamdan bekcileri çıkartırlar, bekciler sokaklarda ucu demirl...
⇓ Read more...
İstanbulda ilk gazetelerin çıkdığı geçen asır ortalarına kadar camiler ve mescidler, içinde ibâdet için toplanan halka, imamları vâsıtası ile hükümet emirlerinin ve, mühim hâdiseler karşısında hükümet açıklamalarının tebliğ edildiği bir yer ola gelmişdi; halk camilerde öğrendiği emirlere, tebliğlere “cami tenbihi” derdi.
Gazetenin olmadığı devirde büyük şehirde, bir vak’a, bir hâdise ağızdan kulağa dedikodu yolu ile yayılır, ve hakiki şeklini pek çabuk değişdirerek, ehemmiyetsiz bir vak’a, şehri heyecana düşüren bir mâhiyet alırdı. Meselâ Mora ihtilâli sıralarında, Galatada veya Yemiş İskelesinde bir rumun dükkânında kaçak, gizli bir tüfenk bulunurdu; bu haber ağızlarla dağılır iken değişir, büyük ve kısa bir zaman sonra “rumlar İstanbulda vak’a çıkaracakmış, hepsi silâhlanmış, bir gece müslüman mahallelerini basarak kundaklayıp yakacakmış” şeklini alır, şehrin huzuru kaçar, geceleri delikanlılar, sokak başlarına hasırlar, seccâdeler ve kilimler sabaha kadar mahallelerini beklemeye başlarlardı; ve pek tabii bunun piyasaya, iş ve ticâret hayatına kötü tesiri olurdu. O zaman hükümet halka hiçbir şey olmadığını açıklama zorunda kalır ve bunun halka resmen bildirilmesine mahalle imamlarını memur ederdi; imam efendiler de akşamdan bekcileri çıkartırlar, bekciler sokaklarda ucu demirli ağır sopalarını vura vura:
— Komşular... Komşular!.. bu gece camie buyurun, tenbih var!.. diye bağırırlardı.
Halk cami ve mescidlere toplanır, hükûmet tebliği imamlar tarafından kendilerine okunurdu.
Yukarda misal olarak aldığımız Mora İhtilâli sırasında İstanbul âsâyiş ve emniyetine topçubaşı Çengeloğlu Tâhir Ağa (sonra Kaptanı deryâ Çengeloğlu Tâhir Paşa) memur edilmişdi. Tâhir Ağa, delikanlıların gece mahallelerini beklemelerini, yatsı namazından sonra fenerli, fenersiz sokağa çıkılmasını yasak etti, keyfiyeti de halka bir cami tenbihi ile ilân etti; bu emir okunduğu zaman halk: “Biz kendimiz mahallelerimizi beklediğimiz halde her gece türlü fenâlık oluyor, bu deli herif nasıl başa çıkacak, merâmı bizi kıtır kıtır kesdirmek midir” diye söylendi ise de emre yine itaat edildi ilk gecesi Çengeloğlu Tâhir Ağa sokaklardan yüz kadar adam toplattı ve ertesi sabah bunları bizzat sorguya çekdi. Ciddi ihtiyaçlarla sokağa çıkmış olanları: “Bir daha görmeyeyim!..” diye serbest bırakdı; hattâ bu arada gebe olan karısının sancısı tuttuğu için ebe çağırmağa gittiğini söyleyen bir adama: “O hâtuna söyle, bir daha gece vakti ağrısı tutmasın!...” dediği meşhurdur. Bir kaç azılı hırsızı da ayaklarına taş bağlatarak denize attırdı. Bu sefer de İstanbul’da: Çengeloğlu her gece yüzlerce adamı gümbür gümbür denize attırıyor!..” haberi yayıldı. Yine bu Çengeloğlu Tâhir Ağanın şöyle bir cami tenbihi vardır: “Halkın malını, canını korumak devletin vazifesidir; herkes geceleri kapusunu açık bırakıp yatsın, bir tenceresi kaybolana kazan vereceğim!..”.
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM060610
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 6, pages 3358-3359
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.