Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Güvercin maddesi
GÜVERCİN –Arab asıllı türk harfleri ile yazıldığına göre “Güğercin” diye de söylenebilir ;güzelliği ile ve etinin lezzeti ile tanınmış kuş ; yabânisi ve ehlîsi pek çok çeşidi vardır ;kara,beyaz,gri,alacalı,benekli,paçalı,sorguçlu,ters tüylü,vatanlarına nisbetle “Mısrî”,“Bağdadî”,“Şâmî”,“Got” isimleri ile, ve “Demkeş”,“Taklabaz” gibi isimlerle sıfatlarla anıla gelmiş güvercinler vardır.
Bilhassa sâhibsiz,halkın yem sadakası ile beslenir güvercinler İstanbul semâsının süsleri,nakışları olmuşdur.Onların sâyesinde cami avlularında ve meydanlarda halka küçücük ölçeklerle güvercin yemi,mısır satarak günlük rızkını el açıp dilenmeden sağlayan pek çok düşkün kimseler,sakatlar vardır.
Öyle tahmin ediyoruz ki İstanbul semâlarını güvercinler uçurup süsleyen fetihden bu yana Türkler olmşudur.Güvercinin islâm tarihinde hâtırası çok büyük ve kutsaldır.Peygamberimiz Mekkeden Medîneye hicret ederken aziz yâri Hazreti Ebûbekirle birlikde bir mağaraya sığındığı zaman,bir çift güvercin gelmiş ve mağaranın kapusu üstüne çarçabuk bir yuva kurmuşlar,ve peşlerine düşen düş can düşmanları o mağaraya girmiş olabileceklerine ihtimal vermemişlerdir.
Güvercinin arabcası “Hamâme”,farscası “Kebûter” dir.Farscası yakın zamanlara kadar dilimizde,edebiyâtımızda pek çok kullanılmışdır,hattâ divan şâirlerimizden b...
⇓ Devamını okuyunuz...
GÜVERCİN –Arab asıllı türk harfleri ile yazıldığına göre “Güğercin” diye de söylenebilir ;güzelliği ile ve etinin lezzeti ile tanınmış kuş ; yabânisi ve ehlîsi pek çok çeşidi vardır ;kara,beyaz,gri,alacalı,benekli,paçalı,sorguçlu,ters tüylü,vatanlarına nisbetle “Mısrî”,“Bağdadî”,“Şâmî”,“Got” isimleri ile, ve “Demkeş”,“Taklabaz” gibi isimlerle sıfatlarla anıla gelmiş güvercinler vardır.
Bilhassa sâhibsiz,halkın yem sadakası ile beslenir güvercinler İstanbul semâsının süsleri,nakışları olmuşdur.Onların sâyesinde cami avlularında ve meydanlarda halka küçücük ölçeklerle güvercin yemi,mısır satarak günlük rızkını el açıp dilenmeden sağlayan pek çok düşkün kimseler,sakatlar vardır.
Öyle tahmin ediyoruz ki İstanbul semâlarını güvercinler uçurup süsleyen fetihden bu yana Türkler olmşudur.Güvercinin islâm tarihinde hâtırası çok büyük ve kutsaldır.Peygamberimiz Mekkeden Medîneye hicret ederken aziz yâri Hazreti Ebûbekirle birlikde bir mağaraya sığındığı zaman,bir çift güvercin gelmiş ve mağaranın kapusu üstüne çarçabuk bir yuva kurmuşlar,ve peşlerine düşen düş can düşmanları o mağaraya girmiş olabileceklerine ihtimal vermemişlerdir.
Güvercinin arabcası “Hamâme”,farscası “Kebûter” dir.Farscası yakın zamanlara kadar dilimizde,edebiyâtımızda pek çok kullanılmışdır,hattâ divan şâirlerimizden bâzıları “Kebûterî” mahlasını,takma adını almışlardır.
Büyük yazar Evliyâ Çelebi XVII.Yüzyıl ortasındaki İstanbul esnafından bahsederken kuşbazlardan da söz açar,ve onların arasında güvercin besleyenleri “İstanbul çelebilerinin mirasyedileri” diye gösterir,ve o arada şunları yazar:“Güvercin öyle mübârek bir hayvandır ki bir yerde yapdığı yuvasını,aradan on sene geçse unutmaz,bir gün gelir bulur.Yâranlarımızdan bir kaçı kuşbazdı.Güvercinlerinden bir kaçını alarak Bursaya götürüp cuma namazından sonra bir kafesden azad ettik,fökyüzünde yükselip gözlerimizden kayboldular,meğer o anda İstanbula gelip yuvasını bulmuşlar..”.
Aşağıdaki beyitler,yakın zamanlara kadar “Zından” denilegelmiş cezâ evlerimizde hayta mahkûmlar argosunda “Güvercin” in güzel delikanlı anlamında kullanıldığını göstermektedir:
Bir paçalı,sorguçlu,aşkbazlıkda tâlimli,
Güvercin beslenmezse geçmez günler Zındanda.
Kâküller sünbüllere,topuklar da güllere
Nisbet ile koklanır mecâlisi rindanda.
El ayakda parmaklar,sinede çakılları
Uşşâkına tesbihdir,yâ sabaur yâ sübhanda.
Destur kutbi zindandan,pîrimizden sultandan,
Himmet de cura ile püf püf dalga dumanda.
(Gürcü Nusret,Zından Şiirleri)
Güvercin benzeri olan “Kumru” ile birlikde kuşlar arasında sevişmesini bilen bir kuşdur,dişisi ile gaga gagaya öpüşür.Aşkbazlıkda pek hünerlidir.ondan ötürüdür ki cihan edebiyatında ,ağzında bir yapraklı zeytin dalı ile Sulh timsâli kuş bilinmişdir.Yakın geçmişde üstünde bir güvercin resmi bulunan mektub zarfları yapılırdı,İstanbulda kızdan oğlana,oğlandan kıza yazılan aşk mektubları da öyle zarfların içine konularak yollanırdı,erbâbı arasında da adı “Kuşlu Zarf” idi.
Kadimden beri,sahiblerini,ve bilhassa uçuruldukları yeri bilen kuş olduğundan muhabere vasıtası,postacılık hizmetinde kullanılmışdır.Eski ordularda ise en süratlı haber ulağı olarak güvercinler kullanılmışdır.Haber evrâkı ayaklarına bağlanarak uçurulurlardı.
Aşağıdaki satırları Üsküdarlı halk şâiri Vâsıf Hocanın bir notundan alıyoruz : “ Bir gün bizim Üsküdarda Eskivalde semtinde dolaşıyonrdum.Mahbushâne olan eski timarhânenin bir penceresinde bir güvercin gördüm,içimden mübârek hayvan bir mihnethânede bir takım bahtsızları teselli ediyor dedim.Yanımda onbeş yaşlarında çıplak ayaklı bir haylaz oğlan peydâ oldu,az sonra da bir ikinci güvercin göründü.Oğlan elindeki çatal sapanı ile o güvercine nişan aldı,ve dur,yapma evlâdım demeye kalmadı,oğlan bir çakıl taşını o nârin kuşun ta kalbine sapladı,güvercin çırpına çırpına az ötemize düşdü.Oğlan kuşu almaya,ben de oğlanı pataklamaya koşduk.Bir de ne görelim,güvercinin kanatları altına birer küçük paket bağlanmış,paketlerde de beyaz bir toz var : Heoirn !..Güvercin cezâ evine beyaz zehir sokmakda kullanılıyor.. ”(1943).
Aşağıdaki satırları da Hayat Mecmuasından alıyoruz :“Beyoğlunda Perapalasın karşısındaki Asmalımescid Sokağında bir apartımanda oturan genc ressam Salih Acar telefon alamamışdır,40 güvercini vardır,her gün, Beşiktaşda oturan annesiyle o güvercinler vasıtası ile mektuplaşmaktadır..”(Hayat Mecmuası,mart 1965).
Dilimizde bu kuşun adı ile bâzı deyimler vardır :
Pirincli kıyma ile yapılan ve yumurtaya bulanarak tavada kızartılan bir nevi köfteye eski İstanbul ağzında “Güvercin Bulu” denilmişdir.
Güvercin besleyenler tarafından kuşları için yapılan tahta evlere evciklere “Güvercinlik” denilir.Bâzı camilerde de binanın bir duvarında güvercinler ve sâir kuşlar için taşdan evcikler,sığınaklar yapılmışdır (B.: Kuş Evleri).
Eski kayıkların kıç taraflarında öteberi koymak için yapılan küçük bir anbara da Güvercinlik denilirdi.
Eski istihlkâmlarda,içindekilerin gözlenmesi gereken yerlere yapılan yüksek tarassüd kuleleri de “Güvercinlik” adı ile anılmışlardır.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
G14018
Tema
Diğer
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Güv bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Belge üzerindeki notlar tükenmez kalemle yazılmıştır. Baskı notları belirtilmiştir.
Bakınız Notu
Kuş Evleri
Bibliyografya Notu
Evliya Çelebi; Gürcü Nusret; Vâsıf Hiç; Hayat Mecmuası, Mart 1965
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.