EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
6. Cilt: Boğ-Cem
CAĞALOĞLU HAMAMI
İstanbulun en büyük çifte hamamlarından, ve büyük çarşı hamamlarının en yenilerinden biri, hicri 1154, milâdi 1741 senesinde yapısı tamamlanmış ve yıkanmaya açılmışdır. Onsekizinci asır türk yapı sanatının şaheserlerinden biridir, mimârının kim olduğu maalesef tesbit edilemedi. Bu satırların yazıldığı sırada, 1962, Ahmed Emin Akmanlar adında bir adam tarafından işletilmekte olup, değerli ve pek kültürlü muhabirimiz Özay Aslan bu hamamı İstanbul Ansiklopedisi adına ziyâret için usûlen kendisine mürâcaat ettiğinde avâm huşunet ile karşılanmışdır; “Ben öyle ansiklopedi, tarih kütüğü bilmem” diyen bu hamamcı muhabirimizin hamamı gezmesine mâni olmuşdur. Asırlar boyunca ellerde dolaşacak bu tarih kütüğünde adını ve lâfını buraya kaydetmeği uygun gördük. Kaldı ki bizim arşivimizde bu hamam hakkındaki notlar, bu hamamcının işlettiği hamam hakkındaki bilgisinden kat kat üstündür. Cağaloğlu Hamamı gibi eserler, tapusu kimin cebinde olursa olsun, bir sanat eseri olarak milli mülkiyet altındadır. İş yeri olduğu için, hamamcısının tensib edeceği gün ve saatde, bu eseri tetkik etme hüviyetine sâhib herkes bu binaya girebilir ve görebilir. Bu şehir kütüğüne yine kemâli ehemmiyetle kaydedelim ki böyle sanat eserleri bu zihniyetde adamların tasarrufu altında kaldıkca, en hafifinden, “çok modern...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbulun en büyük çifte hamamlarından, ve büyük çarşı hamamlarının en yenilerinden biri, hicri 1154, milâdi 1741 senesinde yapısı tamamlanmış ve yıkanmaya açılmışdır. Onsekizinci asır türk yapı sanatının şaheserlerinden biridir, mimârının kim olduğu maalesef tesbit edilemedi. Bu satırların yazıldığı sırada, 1962, Ahmed Emin Akmanlar adında bir adam tarafından işletilmekte olup, değerli ve pek kültürlü muhabirimiz Özay Aslan bu hamamı İstanbul Ansiklopedisi adına ziyâret için usûlen kendisine mürâcaat ettiğinde avâm huşunet ile karşılanmışdır; “Ben öyle ansiklopedi, tarih kütüğü bilmem” diyen bu hamamcı muhabirimizin hamamı gezmesine mâni olmuşdur. Asırlar boyunca ellerde dolaşacak bu tarih kütüğünde adını ve lâfını buraya kaydetmeği uygun gördük. Kaldı ki bizim arşivimizde bu hamam hakkındaki notlar, bu hamamcının işlettiği hamam hakkındaki bilgisinden kat kat üstündür. Cağaloğlu Hamamı gibi eserler, tapusu kimin cebinde olursa olsun, bir sanat eseri olarak milli mülkiyet altındadır. İş yeri olduğu için, hamamcısının tensib edeceği gün ve saatde, bu eseri tetkik etme hüviyetine sâhib herkes bu binaya girebilir ve görebilir. Bu şehir kütüğüne yine kemâli ehemmiyetle kaydedelim ki böyle sanat eserleri bu zihniyetde adamların tasarrufu altında kaldıkca, en hafifinden, “çok modern bir şekilde restore edilmek” tehlikesi karşısındadır. Cağaloğlu Hamamı 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Eminönü Kazâsının Alemdar Mahallesinde Hilâli Ahmer Caddesi, üzerinde geniş bir adayı işgal eder, erkekler kısmının kapusu bu cadde üzerinde, kadınlar kısmının kapusu da Cağaloğlu Hamamı Sokağındadır. Şehirin ana trafik kanallarının biri olan Ankara Caddesi ile gelindiğine göre, İstanbul Maarif Müdürlüğünün bulunduğu binânın köşesinden Hilâli Ahmer Caddesi sapılınca Emniyet Sandığı Müessesesi geçildikden sonra sol koldadır. Erkekler kısmının büyük bir kubbe ile örtülmüş olan câmekân kısmının ortasında büyük bir mermer havuz, ve havuzu ortasında da güzel bir mermer fıskiye bulunmaktadır ki, kendi başına yüksek sanat kıymeti taşımaktadır. Câmekândan soğukluğa çift kapu ile girilmektedir. Soğukluk, yarım küre şeklinde bir küçük kubbe ve yedi beşik kubbe ile örtülmüşdür. Kubbeleri taşıyan kemerlere istinad noktaları olmuş dört ince mermer sütun ile müzeyyen soğukluğun asıl türk hamamı hüviyetine küstahca tecâvüz edilmiş ve modern (?) duş yeri yapılarak iki banyo (?) konulmuşdur. Ayak yolları, soğukluğun sol tarafındadır. Sekiz büyük mermer sütun aralarına atılmış sekiz tâne dantelli kemer üstüne oturtulmuş büyük bir kubbe ile örtülü harâre, asıl yıkanma yeri, eski yazarların kullandığı “Hamâmı Diküşâ” tâbirini hakikaten yaşatmaktadır; şâhâne güzelliktedir. Büyük bir göbek taşının etrafında dört köşede dört halvet, ve bu halvetler arasında üç şâhâne sofa bulunmaktadır. Halvet kapularının iki yanında da ikişerden ayrıca sekiz küçük mermer sütun vardır. Soğuklukdan girildiğine göre sağdaki sofadan açılmış bir kapu ile beşinci bir halvete girilmektedir. Beş halvet ve üç sofa yarım küre şeklinde küçük kubbetlerle örtülmüşdür. Cağaloğlu Hamamına günde ortalama bir rakamla yazın 50, kışın 100-125 müşteri gelip yıkanmaktadır. 1962 de külhancı, dellâk ve natır 14 nefer müstahdemi bulunuyordu. Yıkanma ücreti, 175 kuruş, dellâk eliyle keselenip yıkanma ücreti, dellâk bahşişi müşterinin mürüvvetine bırakılmışdır, 325 kuruş, hususi yerde soyunma ücreti de 200 kuruş idi. Zamanımızın yaş doksanı aşmış kalenderlerinden halk şâiri Bitlisli Ali Çamiç Ağa gencliğinde 1880-1995 arasında Cağaloğlu Hamamında külhancılık yapmışdır; bize tevdî ettiği notları arasında şunları anlatıyor: “Cağaloğlu semti kibar ve rical yatağı olduğundan, bu hamamın İstanbulun çarşı hamamları içinde gaayetle muteber hamamdı. O zamanlar hamam külhancıları hep ermeni milletinden olurdu, Cağaloğlu hamamcı Mustafa ehli dil, muhabbet âşıkı, hem gaaye musallî adamdı, şâz olarak ben müslümanı külhancı aldı idi; on sekiz yaşlarında idim; lâkin toprağımız Bitlis dağları olduğundan genc irisi, meşe yarması idim. İki sene külhancılık ettim, iki sene kadar da içerde soyundum, siyah dellâl peştemalı sarınıp hamam çıplağı oldum idi. Dellâkliğim gaayet garib bir vak’a ile başlarki kimsenin başına gelmiş değildi, şöyle ki, bir şeyh efendi gece rüyâ görmüş, rüyâsında riyâzet icin kendisi bir hamama gidip bir garip dellâk uşağı kise ve sabun ile yıkaması emrolunmuş. Efendi hazretleri Cağaloğlu semtinde oturmakla Cağaloğlu Hamamına gelmiş, kadimden muteber müşterileri olmakla dellâklardan hiçbiri efendiye kendisini yıkatmak istememiş, hâşâ edebimiz ve hürmetimiz mânidir demişler, hamamcı ağa da külhancı Ali’yi getirin demiş. Baş sofada şeyh efendinin önüne oturdum, efendi ak sakal yetmişlik bir ihtiyar, diğer müşteriler cümle bize bakarlar, ben hicâbımdan terlerim, kazık kadar delikanlının kendisini öyle mübârek bir zâte riyâzet emri yerine gelsin diye şöyle bir iki kese vurup bırakmadı, dellâk müşterisini nasıl yıkarsa öyle yıkadı, üstelik hamamdan çıktığında bana bir altın da bahşiş verdi. İşte asıl nakledeceğim hikmet bundan sonra başlar. Efendim, verdiği o altını keseme attım, tam elli yıl o altını bozdurup harcayamadım, öyle parasız anlarım oldu, meteliğim kalmadı, tam şeyhin altınını bozdurayım dediğim anda bir yandan bir iş çıkdı, elime para geçdi, altın kesemde kaldı, öyle tılsımlı bir altın idi ki bana para sıkıntısı çekdirmedi. “Ramazanlarda hamamcı Hacı Mustafa, hamam uşaklarına her akşam öyle iftar sofrası açar donatır ki kibar konaklarındaki iftar sofralarından farksız idi, her akşam civar konaklardan da hamama birkaç tepki alâ yemekler gelirdi. Her dellâkın dâimâ yıkadığı bir kibar müşterisi olurdu ki onlar da bayramlarda o garibe don, gömlek, mintan, çorab çevre bir boğça çamaşır gönderirler idi. Cağaloğlu Hamamından seyyahat arzuları ile başımda kavak yelleri esmeye başlayınca çıkdım, senelerce sonradır ki o günler hatıra gelerek Cağaloğlu Hamamı için destan kılıklı bir şey karaladım, onu da hâtıra olarak kaydedelim: 1. Yazdım bu hamama destan efendim İçi dışı gül gülistan efendim Dellâk olmuş nice fettan efendim Cağaloğludur semti meşhuru 2. Pâkü pâkîzedir cümle bisâtı Kuşâde sînel billûr mir’âtı Zemîni ak mermer hem çâr cihâtı Tas tas dökün gelüp mâl tahuru 3. Gör anda zâhir olmuş hünerleri Âlî kubbe münakkaş kemerleri Mermer sütunların pek dilberleri Göbek taşı alur yüz can cümhûru 4. On neferdir anın üstad dellâki Şehbazların cümle çabük çâlâkî Hüsün müncelî sîmâyi pâki Hem dört nefer âdâb üzre nâtûru 5. Ak mermerden sankim servi serbülend Kîse sabun hizmetide hünermend Cümle halkı İstanbul eyler pesend Mecmer içre yakmış anber buhuru 6. Hamamcısı ehli dildir çelebi Bilür nezâketle müşteri celbi Nice beyzâde kiba şekerlebi Yoksam olur ol tarîkin kaatûru 7. Hünkâra lâyıkdır dört göz halveti Sofalarda ehli dil muhabbeti Göbek taşındadır rindan sohbeti Herdem bahar yok eyyâmı bâhuru 8. Gündüzleyin ferahfezâ gülşendir Geceleyin kanâdille rûşendir Mehrûleri Hudâ hakkına bedir Âşıkları çalar keman santuru 9. Kahve ocağında kahve Yemenden Kahvefürûşi nâz gül pîrehenden Nûş it âfiyetle sîmin elinden Bahşiş ile hoşnud eyle ol hûru 10. Cümle külhancılar zimmî ermeni Anlarda göl kerâhet ehremeni Bitlisli Çamiç de kırıp dümeni Oldum müslim külhancı nev zuhûru 11. Cağaloğlu Hamamına buyurun Bugün olmaz ise beklerüz yarun Saf bestei ihtiram dellâklerun İydü nevruz olsun cümle şuhuru 12. Külhancı Bitlisli Ali kelâmı Medheyledi size işbu hamâmı Şehri İstanbul’u tutmuşdur nâmı Dahi Hindü Acem Çinü Lâhuru. Geçen asır ortalarında İstanbul’a gelmiş ünlü İngiliz ressamı Thomas Allom’un Cağaloğlu Hamamının erkekler kısmının yıkanma sahnını gösteren çok güzel bir gravürü vardır. Çok değerli ressamlarımızdan Ahmed Ziya Bey merhum da büyük ve muhteşem hamamın yine erkekler kısmının yıkanma sahnını gösteren pek güzel bir tablosunu 1901 de Galatasaray Resim Sergisinde teşhir etmişdir; güzel tablo bugün kimin elindedir bilemiyoruz. Ahmed Ziya Beyin, 1927 senesinde, Cağaloğlu Hamamının bir sofasında genç ve çehreli bir dellâkin müşteri yıkarken yapılmış ikinci güzel bir tablosu da ne olmuşdur meçhulümüzdür. Cağaloğlu Hamamı (Plân : H. Gluck) Cağaloğlu Hamamı, yıkanma yeri (Resim : H. Gluck) Cağaloğlu Hamamı, soğukluk (Resim : Özav Aslan) Cağaloğlu Hamamı (Thomas Allom’dan Sabiha Bozcalı eli ile)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
H. Gluck, Özav Aslan
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060574
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
H. Gluck, Özav Aslan
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3337-3341
Not
Görsel: cilt 6, sayfalar 3337, 3338, 3339, 3340
Tema
Yapı
Emeği Geçen
H. Gluck, Özav Aslan
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK