Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
CAĞALOĞLU
İstanbulun meşhur semti; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre İstanbulun ana yollarından biri olup Vilâyet Konağı önünden İkinci Sultan Mahmut Türbesi köşesine kadar uzanan yeni Bâbiâli Caddesi (eski tarihi Bâbiâli Caddesi 1934 Rehberinde Ankara Caddesi adını almışdır) bu semtin içinden geçer; bu semtler gibi hududunu kesin olarak tâyin imkansızdır; İran Konsoloshânesi, Gazeteciler Cemiyeti binâsı, M. T. T. B. Eminönü Lokali, İstanbul Erkek Lisesi, Cumhuriyet Gazetesi binâsı, Yenisabah Gazetesi binâsı, İstanbul Maarif Müdürlüğü, Emniyet Sandığı merkez binâsı, Cağaloğlu Hamamı, Hürriyet Gazetesi binâsı, İstanbul Sıhhat Müdürlüğü binâsı, Cezeri Kasım Paşa Camii (yıktırılmış, yeri dolmuş otomobilleri parkı olmuşdur; 1957) bu semtin hududu içindedirler. Yakın geçmişde ikaametgâh olarak bir kibarlar semti gibi bilinirdi ve namlı doktorların muâyenehâneleri de bu semtdeki güzel ve büyük kâgir binâlarda toplanmışdı.
Semt adını, on altıncı asrın ikinci yarısında namlı vezirlerden Cağaloğlu Sinan Paşanın burada bulunan muazzam ve muhteşem sarayına nisbetle almışdır ki hâlen o sarayın yerinde İran Konsoloshânesi ile İstanbul Erkek Lisesi (eski Düyunu Umumiye binâsı) bulunmâktadır.
Cağaloğlu, “Çegaaleoğlu”ndan bozma bir telâffuzdur; çegaale, bugünkü telâffuzla “çağla” demekdir, ham, olmamış...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbulun meşhur semti; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre İstanbulun ana yollarından biri olup Vilâyet Konağı önünden İkinci Sultan Mahmut Türbesi köşesine kadar uzanan yeni Bâbiâli Caddesi (eski tarihi Bâbiâli Caddesi 1934 Rehberinde Ankara Caddesi adını almışdır) bu semtin içinden geçer; bu semtler gibi hududunu kesin olarak tâyin imkansızdır; İran Konsoloshânesi, Gazeteciler Cemiyeti binâsı, M. T. T. B. Eminönü Lokali, İstanbul Erkek Lisesi, Cumhuriyet Gazetesi binâsı, Yenisabah Gazetesi binâsı, İstanbul Maarif Müdürlüğü, Emniyet Sandığı merkez binâsı, Cağaloğlu Hamamı, Hürriyet Gazetesi binâsı, İstanbul Sıhhat Müdürlüğü binâsı, Cezeri Kasım Paşa Camii (yıktırılmış, yeri dolmuş otomobilleri parkı olmuşdur; 1957) bu semtin hududu içindedirler. Yakın geçmişde ikaametgâh olarak bir kibarlar semti gibi bilinirdi ve namlı doktorların muâyenehâneleri de bu semtdeki güzel ve büyük kâgir binâlarda toplanmışdı.
Semt adını, on altıncı asrın ikinci yarısında namlı vezirlerden Cağaloğlu Sinan Paşanın burada bulunan muazzam ve muhteşem sarayına nisbetle almışdır ki hâlen o sarayın yerinde İran Konsoloshânesi ile İstanbul Erkek Lisesi (eski Düyunu Umumiye binâsı) bulunmâktadır.
Cağaloğlu, “Çegaaleoğlu”ndan bozma bir telâffuzdur; çegaale, bugünkü telâffuzla “çağla” demekdir, ham, olmamış meyva, ham bâdem, ham erik demekdir; böyle bir bağlantı ile Cağaloğlu, “Çağlaoğlu” demek olur; eski metinlerin çoğunda bu isim “ç” ile yazılmışdır.
Zamanımızın doksanlık kalenderlerinden halk şâiri Bitlisli Ali Çamiç Ağa Cağaloğlu semti üzerine şöyle bir hâtıra naklediyor:
“Şimdi Hilâli Ahmer Caddesi denilen Emniyet Sandığı merkez binâsı ile Cağaloğlu Hamamının bulunduğu caddenin adı Yerebatan Caddesi idi. 1880 - 1885 arasında küçük bir çarşı boyu idi; hamamın yanında gaayet meşhur bir helvacı dükkânı vardı, onun yanında da bir börekci fırını ve berber dükkânı vardı. Fırın sabahları yenmesine, tadına doyulmaz puf börekleri çıkarırdı ki, her sabah civardaki kibar konaklarından tepsilerle gelen uşaklar yüzer, yüz ellişer dane puf böreği alır giderlerdi. Berber dükkânında gaayetle mahbub bir çırak vardı, eli yeni yeni ustura ve makas tutmaya başlamış olduğu halde konaklara devrin rical ve kibarı tıraş etmeğe bilhassa bir çocuk dâvet edilirdi; gençliğimde külhânilik çağlarını şöyle bir yâve karalamışdım:
Cağaloğlunda sevdim bir berberi
Cihande görmedim öyle dilberi
Al kadife câmedan dal fes ile
Billur topuk şehbazım olmuş peri.
Müşteriler cümle âyan ü eşraf
Kâbetül uşşâkdır idilür tavaf
Yokdur kelâmımda bir habbe hilâf
Nâz ü cilve destindeki şeşberi.
Hamâmı dilküşâ kurbinde dükkân
Sıdk ile muhabbet olmuş râyegân
Biz de bilür idik âdâb ü erkân
Kalender gönlümün oldum rehberi.
Germâbede bir gör sen ol şehbazı
Al futayla Köroğlunun Ayvazı
Üftâdesi beşyüz disem en azı
Sadrı vakti âli makamdır biri.
“Bu garibin o kibar muhitde beş sene bulunuşum sebebi efendim Cağaloğlu Hamamında külhancı idim. O zamanlar hamam külhancıları hep ermeni tâifesinden olur iken şâz olarak Cağaloğlu Hamamcısı ağa beni tutmuş idi.”
Hüsnü KINAYLI
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Hüsnü Kınaylı
Kod
IAM060572
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfa 3336
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.