EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
6. Cilt: Boğ-Cem
CÂFER ÇELEBİ (Tâcibeyzâde)
Onbeşinci asır sonu ricâli arasında en parlak simâlardan biri; devlet adamı, şâir, hattat; aslı Amasya’lıdır. Babası Tâci Bey, İkinci Sultan Bayazıd şehzâdeliğinde Amasya vâlisi iken lalası imiş, cülusu ile de defterdar olmuşdu. Câfer Çelebi çocuk sayılabilecek bir yaşda iken asrın en büyük hattatı Şeyh Hamdullah’dan yazı öğrenmiş, küçük kardeşi Sâdi Çelebi ile beraber çok ciddi bir tahsil ve terbiye ile yetiştirilmişdi. Kadıasker Hacıhasanzâde’nin mülâzimi oldu ve tedris hayatına atıldı, hicri 904 (milâdi 1498 - 1499) de Mahmutpaşa müderrisi iken nişancı tâyin edildi ve Diânı Hümayunun en nüfuzlu bir simâsı oldu. O zamana kadar devlet teşrifâtından defterdarlar nişancılardan bir rütbe üstün tutulurken Câfer Çelebi defterdarın üstüne alındı, saray ziyâretlerinde vezirlerin hemen solunda oturtuldu ve seferlerde bir vezir otağı kurmağa mezun olduğu bildirildi. İkinci Sultan Bayazıdın son yıllarında şehzâde Sultan Ahmed’i tahta çıkarmak isteyen devlet ricâlinden biri de Câfer Çelebi oldu; hattâ İstanbul’da “Sultan Selim isteriz..” diye ayaklanan yeniçeriler tarafından sadırâzam Koca Mustafa Paşanın ve bâzı vüzerânın meskenleri arasında Tâcibeyzâde Câafer Çelebinin konağı da asker tarafından yağma edildi, ve kendisi azil edildi. (H. 918; M. 1512). Yavuz Sultan Selim’in cülusunda h...
⇓ Devamını okuyunuz...
Onbeşinci asır sonu ricâli arasında en parlak simâlardan biri; devlet adamı, şâir, hattat; aslı Amasya’lıdır. Babası Tâci Bey, İkinci Sultan Bayazıd şehzâdeliğinde Amasya vâlisi iken lalası imiş, cülusu ile de defterdar olmuşdu. Câfer Çelebi çocuk sayılabilecek bir yaşda iken asrın en büyük hattatı Şeyh Hamdullah’dan yazı öğrenmiş, küçük kardeşi Sâdi Çelebi ile beraber çok ciddi bir tahsil ve terbiye ile yetiştirilmişdi. Kadıasker Hacıhasanzâde’nin mülâzimi oldu ve tedris hayatına atıldı, hicri 904 (milâdi 1498 - 1499) de Mahmutpaşa müderrisi iken nişancı tâyin edildi ve Diânı Hümayunun en nüfuzlu bir simâsı oldu. O zamana kadar devlet teşrifâtından defterdarlar nişancılardan bir rütbe üstün tutulurken Câfer Çelebi defterdarın üstüne alındı, saray ziyâretlerinde vezirlerin hemen solunda oturtuldu ve seferlerde bir vezir otağı kurmağa mezun olduğu bildirildi. İkinci Sultan Bayazıdın son yıllarında şehzâde Sultan Ahmed’i tahta çıkarmak isteyen devlet ricâlinden biri de Câfer Çelebi oldu; hattâ İstanbul’da “Sultan Selim isteriz..” diye ayaklanan yeniçeriler tarafından sadırâzam Koca Mustafa Paşanın ve bâzı vüzerânın meskenleri arasında Tâcibeyzâde Câafer Çelebinin konağı da asker tarafından yağma edildi, ve kendisi azil edildi. (H. 918; M. 1512). Yavuz Sultan Selim’in cülusunda hiç ummadığı halde fevkalâde iltifata mazhar oldu, ikinci defa olarak nişancılığa getirildi, bu vazife üstünde kalmak üzere Anadolu Kadıaskeri tâyin edildi, pâdişahın siyasi mâşaviri, has yakını oldu. Asrın İdrisi Bitlisi ve Halimi Çelebi gibi seçkin simâları arasında İran seferine iştirak etti. Çaldıran zaferinden sonra, bir rivâyete göre esir düşen Taclı Hanım pâdişah tarafından nikâh ile kendisine verildi. Fakat bu sefer dönüşünde, yine hiç umulmaz iken pâdişah gazabına uğradı; şöyle ki, asker Karabağ’da kışlamamak için ayak diremiş ve Sultan Selim’i dönmeğe mecbur etmişdi. Pâdişaha askeri ayaklanmaya teşvik edenler arasında Câfer Çelebinin de bulunduğu ihbar edildi. Câfer Çelebi padişah huzurunda kendisini pek beliğ bir şekilde müdafaa etti ve isnadı red etti, fakat başını kurtaramadı, “hükmi kazâ” yerine geldi, hicri 921 recebinin sekizinci günü, (18 Ağustos 1515) idam olundu, nâşi kardeşi Sâdi Çelebi’ye teslim edildi, o da Balat’daki mescidinin harimine defnettirdi. Bir beytinde: Biz şehîdi tîgi aşk oldukde râhi yârde Yumadayın defn eyleniz tenden gubârı gitmesün... demişdi; garibdir, “tu’mei şimşîri kahrâmani” oldukda gasil edilmeden “zeri hâlisi Câferî gibi defîni zîri zemin” oldu. Yavuz’un bilâhare Câfer Çelebiye kıydığına nâdim olduğu söylenir. Divânı, bir münşeat risâlesi, “Hevesnâme” adında manzum, “Mahrusei İstanbul Fetihnâmesi” adında mensur risâleleri vardır. Hükümdarlara gönderilen tumtaraklı nâmei hümayunlar için uzun zaman onun yazıları örnek olmuşdu. Hayır eserlerinden İstanbul, Bursa ve Simav’da birer camii ve İstanbul’da bir medresesi vardır. Muzaffer ESEN
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Muzaffer Esen
Kod
IAM060562
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3333-3334
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK