İkinci Abdülhamid devrinin uçarı zenpâreleri arasında büyük şöhret yapmış randevucu bir kadının lâkabıdır; yine o devirde ayni işle meşgul “Küçük Allı” adında bir kadın daha mevcuddur; her ikisi de Türk ve müslüman, İstanbulun ayak takımı arasından çıkmış, körpelik çağlarında yine ayak takımından erkeklerle fuhuş hayatına atılmış, sonar randevuculukda karar kılmışlardı. Büyük Allının evi, yerini kesin olarak tesbit edemedik, Aksaray semtinde idi, dışardan gaayet mazbut bir ev görülürdü; içinin gaayetle mükemmel döşeli ve pek temiz olduğu anlatılır; nâzenin hanımlar gündüzden gelir, erkekleri de ortalık karardıkdan sonra konağın arka kapusundan gizlice ve son derece dikkat ve ihtiyatla girerler ve kırıkları ile buluşurlardı. Mükellef içki sofraları hazırlanır, kurulur, iki üç sazlı sözlü eğlendikden sonra tertemiz gecelikleri hazırlanmış ve yer yatakları döşenmiş odalarına çekilir, kapanırlardı. Buluşmalar için de bilhassa kış geceleri, karlı tipili, herkesin evine kapandığı geceler tercih olunurdu. Büyük Allının bir iki dâne de sermâye kız bulundurduğu söylenir. 1908 meşrutiyetine tekaddüm eden yıllarda evi kapatılarak tevkif edilmiş olan Büyük Allı iki üç hizmetkâr ve uşağı ile berâber Anadolunun küçük bir kasabasına sürgün edilmişdi. O zamanlar bu randevu evlerine “koltuk” deni...

İkinci Abdülhamid devrinin uçarı zenpâreleri arasında büyük şöhret yapmış randevucu bir kadının lâkabıdır; yine o devirde ayni işle meşgul “Küçük Allı” adında bir kadın daha mevcuddur; her ikisi de Türk ve müslüman, İstanbulun ayak takımı arasından çıkmış, körpelik çağlarında yine ayak takımından erkeklerle fuhuş hayatına atılmış, sonar randevuculukda karar kılmışlardı. Büyük Allının evi, yerini kesin olarak tesbit edemedik, Aksaray semtinde idi, dışardan gaayet mazbut bir ev görülürdü; içinin gaayetle mükemmel döşeli ve pek temiz olduğu anlatılır; nâzenin hanımlar gündüzden gelir, erkekleri de ortalık karardıkdan sonra konağın arka kapusundan gizlice ve son derece dikkat ve ihtiyatla girerler ve kırıkları ile buluşurlardı. Mükellef içki sofraları hazırlanır, kurulur, iki üç sazlı sözlü eğlendikden sonra tertemiz gecelikleri hazırlanmış ve yer yatakları döşenmiş odalarına çekilir, kapanırlardı. Buluşmalar için de bilhassa kış geceleri, karlı tipili, herkesin evine kapandığı geceler tercih olunurdu. Büyük Allının bir iki dâne de sermâye kız bulundurduğu söylenir. 1908 meşrutiyetine tekaddüm eden yıllarda evi kapatılarak tevkif edilmiş olan Büyük Allı iki üç hizmetkâr ve uşağı ile berâber Anadolunun küçük bir kasabasına sürgün edilmişdi. O zamanlar bu randevu evlerine “koltuk” denilirdi. (B.: Koltuk). Hüsnü KINAYLI