Büyükada’nın başlıca iki plaâjından biridir; 1951 senesinde 1800 M2 lik bir sahada yapılmaya başlanıp bugünkü hâlinde 1953 senesinde ulaşan plâjın mimarı Şahab Bey’dir. Nizam Caddesinden sağa doğru, sâhile inen Yahşi Bey sokağında bulunan giriş kapısının hemen yanındaki gişenin önünden geçerek, oldukça dik fakat geniş bir merdivenden plâja inilmektedir. “Değirmen Kollektif Şirketi” namı altında işletilen bu müessese, doğma büyüme Adalı olan 36 yaşındaki Ajlan Gülal ile, sayılı profesyonel balıkçılardan olan babasına aittir. Bugünkü plâjın yerinde, İstanbul’un bütün Anadolu Yakasının ekmek unu ihtiyacını karşılayan ve 1834 senesinde Tantâvizâde Halit Bey tarafından inşâ ettirilmiş bir değirmen vardı. Sonradan değirmen, işlemez hale gelmiş, yıkılıp moloz hâlinde terkedilmiş. Bu zaman zarfında, eski değirmenin arsası ve civârı, bütün yasaklara rağmen semt sakinlerinin denize girme yeri olarak kullanılmaktaydı. O sıralarda Yüksek Ticaret Mektebinden henüz mezun olan Ajlan Gülal, her zaman denize girdiği bu arsayı bir plâj hâline getirmeyi düşünmüş; o sene balık çıkmadığı için üzgün olan babasını bu işe girmeye iknâ etmişdir. 5 Haziran 1951 de arsa kiralanmış ve plâj 5 Ağustosta da 29 kabineyle işletmeye açılmışdır. Kabine adedi 1952 de 85, 1953 de 120 olmuş. Buna ilâveten de iki ...

Büyükada’nın başlıca iki plaâjından biridir; 1951 senesinde 1800 M2 lik bir sahada yapılmaya başlanıp bugünkü hâlinde 1953 senesinde ulaşan plâjın mimarı Şahab Bey’dir. Nizam Caddesinden sağa doğru, sâhile inen Yahşi Bey sokağında bulunan giriş kapısının hemen yanındaki gişenin önünden geçerek, oldukça dik fakat geniş bir merdivenden plâja inilmektedir. “Değirmen Kollektif Şirketi” namı altında işletilen bu müessese, doğma büyüme Adalı olan 36 yaşındaki Ajlan Gülal ile, sayılı profesyonel balıkçılardan olan babasına aittir. Bugünkü plâjın yerinde, İstanbul’un bütün Anadolu Yakasının ekmek unu ihtiyacını karşılayan ve 1834 senesinde Tantâvizâde Halit Bey tarafından inşâ ettirilmiş bir değirmen vardı. Sonradan değirmen, işlemez hale gelmiş, yıkılıp moloz hâlinde terkedilmiş. Bu zaman zarfında, eski değirmenin arsası ve civârı, bütün yasaklara rağmen semt sakinlerinin denize girme yeri olarak kullanılmaktaydı. O sıralarda Yüksek Ticaret Mektebinden henüz mezun olan Ajlan Gülal, her zaman denize girdiği bu arsayı bir plâj hâline getirmeyi düşünmüş; o sene balık çıkmadığı için üzgün olan babasını bu işe girmeye iknâ etmişdir. 5 Haziran 1951 de arsa kiralanmış ve plâj 5 Ağustosta da 29 kabineyle işletmeye açılmışdır. Kabine adedi 1952 de 85, 1953 de 120 olmuş. Buna ilâveten de iki tenis kortu, (ki bu kortlara Değirmen Kulübüne âzâ olarak girilmektedir), plâj dahilinde bir büfe ve gazino inşâ edilmiş, bu tesisler de sonradan geliştirilmişdir. Gazinonun kapalı kısmı çok eksantrik bir şekilde tezyin edilmiş olup, cumartesi ve pazar geceleri konserlere sahne olmaktadır. 1962 de, devamlı kontratla bağlı bulunan sevilen şantör Erol Büyükburç ve Şerif Yüzbaşıoğlu beşlisi vardı. Kalburüstü bir muhitin bu nezih ve şirin plâjında 17 müstahdem çalışmakta ve Ajlan Gülal da bizzat her işin başında bulunmaktadır. Cumartesi ve pazar günleri buradan denize giren sayısı 1000, diğer günler de ortalama olarak 600 kişidir. Belediyeden tasdikli târifenin henüz çıkmaması sebebiyle, 1 TL. üzerinden muvakkat bir fiyat tatbik edilmektedir. 68 mil mesafedeki Papazlı’dan getirilmiş kumuyla, sığ ve fakat berrak deniziyle, Büyükadanın Hayırsızadalara bakan büyük koyunda kurulmuş bu plâjın hâlen sağ tarafında Rıza Derviş Bey’in, sol tarafında da Hacı Bekirzâde Ali Muhittin Bey’in yalıları bulunmaktadır (Temmuz 1962). H. AKBAY - Ö. ASLAN