İstanbul’un gazete ve mecmua serbâyilerinden ve bu İstanbul Ansiklopedisi’nin birinci fasikülünden îtibâren İstanbul başbâyii; 17 Mayıs 1911 de İstanbul’da Aksaray’da Şekerci Sokağında bir evde doğdu; İstanbul Telgrafhânesi muhâbere memurlarından Hâfız Mehmed Cemil Bey ile Firdevs Hanımın oğludur. Orta tahsil çağında iken, memûriyeti nakledilen babası ile beraber İzmir’e gitti ve orada 1924 yılında henüz on üç yaşında bir çocuk iken Âhenk gazetesinde musahhihlik ile iş hayatına atıldı; şöyle ki, hâfızı Kur’an olan babasının himmeti ile o küçük yaşında Türk dilindeki arabca kelimeler üzerinde imlâsı çok düzgün idi; o zamanlar Türkiye’nin namlı baş muharrirlerinden biri olan Mehmed Şevki Bey de makaalelerini gaayetle mustalah yazardı; muharririn câhil mürettibler tarafından yanlışlarla dolu olarak dizilen yazılarını dikkatle tashih edebilecek bir musahhih bulunamamış, İzmir orta mektebinin türkçe muallimi tarafından bu çocuğun istihdâmı tavsiye edilmiş, musahhihliği pek güzel başaran Mehmed Fuad da, gazeteciliğin câzibesine kapılarak tahsili terketmişdi. Âhenk gazetesinde 1934 yılına kadar on sene çalışdı; Mehmed Şevki Beyin yerine Âhenk gazetesine başmuharrir olarak getirtilen Nizâmeddin Nazif Tepedelenlioğlu, gencliğinin en âteşin çağlarında Fuad Büte’ye atılganlık yolunda örnek...

İstanbul’un gazete ve mecmua serbâyilerinden ve bu İstanbul Ansiklopedisi’nin birinci fasikülünden îtibâren İstanbul başbâyii; 17 Mayıs 1911 de İstanbul’da Aksaray’da Şekerci Sokağında bir evde doğdu; İstanbul Telgrafhânesi muhâbere memurlarından Hâfız Mehmed Cemil Bey ile Firdevs Hanımın oğludur. Orta tahsil çağında iken, memûriyeti nakledilen babası ile beraber İzmir’e gitti ve orada 1924 yılında henüz on üç yaşında bir çocuk iken Âhenk gazetesinde musahhihlik ile iş hayatına atıldı; şöyle ki, hâfızı Kur’an olan babasının himmeti ile o küçük yaşında Türk dilindeki arabca kelimeler üzerinde imlâsı çok düzgün idi; o zamanlar Türkiye’nin namlı baş muharrirlerinden biri olan Mehmed Şevki Bey de makaalelerini gaayetle mustalah yazardı; muharririn câhil mürettibler tarafından yanlışlarla dolu olarak dizilen yazılarını dikkatle tashih edebilecek bir musahhih bulunamamış, İzmir orta mektebinin türkçe muallimi tarafından bu çocuğun istihdâmı tavsiye edilmiş, musahhihliği pek güzel başaran Mehmed Fuad da, gazeteciliğin câzibesine kapılarak tahsili terketmişdi. Âhenk gazetesinde 1934 yılına kadar on sene çalışdı; Mehmed Şevki Beyin yerine Âhenk gazetesine başmuharrir olarak getirtilen Nizâmeddin Nazif Tepedelenlioğlu, gencliğinin en âteşin çağlarında Fuad Büte’ye atılganlık yolunda örnek oldu; ki hayat mücadelesinde muvaffakiyeti üzerinde hissesi çok büyükdür. 1934 de yine babası anası yanında İstanbul’a gelen ele avuca sığmaz delikanlı uzakdan akrabâsı olan Tahsin Demiray’ın matbaasında iş buldu; bir müddet sonra T. Demiray’ın matbaası “Türkiye Yayın Evi” adı ile inkişaf ederek İstanbul basın ve yayın âleminin ön safda müesseselerinden biri olunca, Fuad Büte, beş altı sene kadar da Türkiye Yayın Evi’nin idâre müdürlüğünü yapdı ve 1942 de yine bu müessesenin İstanbul ve taşra bâyiliğine getirildi; bir sene kadar sonra da Nâil Serman adındaki ortağı ile beraber işini genişleterek istanbulun serbâyîleri arasına girdi; ki 1961 de, Akşam, Tanin, Hür Vatan, Havâdis gazetelerini Kim dergisi’ni, Çocuk Haftasını ve Yavru Türk mecmualarını ve Galatasaray spor gazetesini Fuat Büte ve ortağı satışa dağıtmakda idi. Ortanın az üstünde uzunca boylu, vücudu pehlivan yapılı, pençeli bir zâttir; yaradılışı mesleğine elhak pek uygundur; ve muhakkak ki sempatik adamdır; ve iş hayatında doğruluğu, iffeti ile tanınmışdır. Delikanlılık çağında güreşmiş, an’anevî Türk yağlı güreşinin hayranı, Edirne’de yapılan Kırkpınar Güreşlerinin de en sâdık müdavimlerindendir. Yine gençliğinde futbol oynamış, hâlen koyu Beşiktaşlıdır; sekiz yıl “Beşiktaş” adı ile bir spor dergisi çıkarmış, beş yıl da bu büyük spor kulübünün idâre heyetinde çalışmışdır. Kuş meraklısıdır, Cerrahpaşa’daki evinde florya, saka, iskete, üçyüzden fazla kuş; içi tavuk, kaz, ördek ve hindi dolu, ve İstanbul’un en konforlu muazzam bir kümes vardır. Ömründe kahvehâneye girip oturmamışdır; askere gittiğinde, yirmi yaşlarında tütün tiryakisi olmuş, terhisinden sonra da bâdeye iltifat etmeye başlamışdır. İçki sofrasında dilbazdır, neş’elidir; neş’e ve şatâreti de dâimâ edeb ile sınırlıdır. Arkadaşları için güvenilir, hattâ ekseriyâ fedâkâr dosttur. Bir kuru ekmeğe karşı dahi hamdü şükreden terbiye ile yetişmiş, fakat, yarânı arasında da boğazlı adam tanınmışdır; bir içki sofrasında 40 pavuryayı, bir başka sofrada da 20 kilo tutan dört istakozu tek başına yediği görülmüşdür; iştihâsı, bazan, sevdiği şeye saldırma şeklindedir. İstanbul basın âleminin ve Ankara Caddesinin sevilmiş simâlarından olan Fuad Büte 1938 de evlenmiş, biri kız biri oğlan iki evlâd sahibidir. Fuad Büte (Resim : S. Bozcalı)