Onaltıncı asır sonlarında yaşamış bir mâliyeci; doğum ve ölüm tarihlerini tesbit edemedik, mâliye kaleminden yetişmişdir; ve mesleğinde başdefterdarlığa (Mâliye Bakanlığına) kadar yükselmişdir. Başdefterdarlığı Üçüncü Murad zamanında 1585 de 7 ay 20 gün, ve Üçüncü Mehmed zamanında 1599 da 11 aydır. Gaayet nâmuslu, devlet hazinesini koruma yolunda şahsî düşman kazanmakdan korkmaz, son derecede cessur bir adamdı. İcrâatından bir kaçını devrin seçkin müverrihi Selânikli Mustafa Efendi şöyle kaydediyor: “Her yıl kurban bayramında İstanbul’da pâdişah için 3000 kurban kesilir ve fukarâya dağıtılırdı, bu kurban paralarını defterdarlık verirdi. O yıl pâdişah seferde olduğu için Bürhan Efendi İstanbul’da tek kurban bile kesdirmedi, sebebini soranlara “Yanlış anlamayın ben kurban kesdirmiyorum değilim, kurbanlar orduda kesilecekdir!” dedi. Müslüman olan bir hıristiyana “Sünnet akçesi ve merhem parası” adı ile 50 akçe, ve bir kavuk ile sarık verilmesi an’aneden idi; Kara Burhan Efendi; “Hıristiyan da müslüman da devletimizin teb’ası.. Müslüman olacak varsın camide müslüman olsun, halkdan para toplasın, devlet böyle şeyle meşgul olmaz” diyerek bu yardımı kesdi. Her hafta İstanbul’daki dullara, yetimlere, âmâlara ve dilencilere sadaka adı altında 3000 akçe dağıtılırdı; Bürhân Efendi bunu...

Onaltıncı asır sonlarında yaşamış bir mâliyeci; doğum ve ölüm tarihlerini tesbit edemedik, mâliye kaleminden yetişmişdir; ve mesleğinde başdefterdarlığa (Mâliye Bakanlığına) kadar yükselmişdir. Başdefterdarlığı Üçüncü Murad zamanında 1585 de 7 ay 20 gün, ve Üçüncü Mehmed zamanında 1599 da 11 aydır. Gaayet nâmuslu, devlet hazinesini koruma yolunda şahsî düşman kazanmakdan korkmaz, son derecede cessur bir adamdı. İcrâatından bir kaçını devrin seçkin müverrihi Selânikli Mustafa Efendi şöyle kaydediyor: “Her yıl kurban bayramında İstanbul’da pâdişah için 3000 kurban kesilir ve fukarâya dağıtılırdı, bu kurban paralarını defterdarlık verirdi. O yıl pâdişah seferde olduğu için Bürhan Efendi İstanbul’da tek kurban bile kesdirmedi, sebebini soranlara “Yanlış anlamayın ben kurban kesdirmiyorum değilim, kurbanlar orduda kesilecekdir!” dedi. Müslüman olan bir hıristiyana “Sünnet akçesi ve merhem parası” adı ile 50 akçe, ve bir kavuk ile sarık verilmesi an’aneden idi; Kara Burhan Efendi; “Hıristiyan da müslüman da devletimizin teb’ası.. Müslüman olacak varsın camide müslüman olsun, halkdan para toplasın, devlet böyle şeyle meşgul olmaz” diyerek bu yardımı kesdi. Her hafta İstanbul’daki dullara, yetimlere, âmâlara ve dilencilere sadaka adı altında 3000 akçe dağıtılırdı; Bürhân Efendi bunu da kesip kaldırdı: “Devlet dilenci beslemez, gurebâ için de bunca imâret var, kimse aç kalmaz” dedi. Pek haklı olmakla berâber bu değerli mâliyeci halk tarafından sevilmedi ve baş defterdarlıkda bir yıl bile kalamadı; mîri miranlık (paşa rütbesi) ile bir vâliliğe tâyin edildi. Hayatı hakkında başka bilgi edinilemedi. Bibl. : Selânikli Tarihi, yazma kısmı.