Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BÜLBÜLİYE
Mürekkeb balıkları âilesinden bir deniz mahlûku, Fransızlar ”calmar = kalmar”, rumlar da “Kalamarya” der; aynı âileden “supya”; asıl mürekkeb balığına benzer, sudan çıkdıkdan sonra vücudu pelte renginde olup üstünde uçuk bir mavilik vardır, ve bedeni yürek şeklindedir, bir mızrak ucuno yahut iskambil kâğıtdlarındaki pik = maça şekline de benzer diyebiliriz. Yuvarlak başındaki iri gözleri supyanın gözlerine nisbetle de büyükdür. Başının üstünde sekiz aded ayağı ve iki aded gayet uzun kolları vardır, ayaklarının üzerinde dörder sıra, ve kollarının ucunda da iki aded vantozu vardır. Eti gaayet lezzetli, nefisdir.
Sürü ile dolaşırlar, ufak balıkları yerler. Çiftleşme mevsiminde kıyılara yaklaşır, ve ekseriya o zamanlar tutulur, çiftleşme mevsimi de ilkbahardır, diğer zamanlar derin sularda dolaşır. İstanbul balıkhânesine getirilen bülbüliyeler arasında 30 santim boyunda büyükleri görülmüşdür. Türkler pek iltifat etmez, daha ziyâde rumlar yer. Eskiden Beyoğlunda Kalyoncu Kolluğu meyhânelerinde en makbul mezelerden sayılırdı, meyhâne miçoları müşterilerine: “Bu akşam supya yahud kalamarya var!..” diye âdeta müjde verirlerdi. Mürekkebi akıtılmadan kapkara çorbaya benzer yemeği yapılır, yahud mürekkebi akıtılarak tavada nar gibi kızartılırdı, göz için herhalde ikinci şekli de tercih edi...
⇓ Devamını okuyunuz...
Mürekkeb balıkları âilesinden bir deniz mahlûku, Fransızlar ”calmar = kalmar”, rumlar da “Kalamarya” der; aynı âileden “supya”; asıl mürekkeb balığına benzer, sudan çıkdıkdan sonra vücudu pelte renginde olup üstünde uçuk bir mavilik vardır, ve bedeni yürek şeklindedir, bir mızrak ucuno yahut iskambil kâğıtdlarındaki pik = maça şekline de benzer diyebiliriz. Yuvarlak başındaki iri gözleri supyanın gözlerine nisbetle de büyükdür. Başının üstünde sekiz aded ayağı ve iki aded gayet uzun kolları vardır, ayaklarının üzerinde dörder sıra, ve kollarının ucunda da iki aded vantozu vardır. Eti gaayet lezzetli, nefisdir.
Sürü ile dolaşırlar, ufak balıkları yerler. Çiftleşme mevsiminde kıyılara yaklaşır, ve ekseriya o zamanlar tutulur, çiftleşme mevsimi de ilkbahardır, diğer zamanlar derin sularda dolaşır. İstanbul balıkhânesine getirilen bülbüliyeler arasında 30 santim boyunda büyükleri görülmüşdür. Türkler pek iltifat etmez, daha ziyâde rumlar yer. Eskiden Beyoğlunda Kalyoncu Kolluğu meyhânelerinde en makbul mezelerden sayılırdı, meyhâne miçoları müşterilerine: “Bu akşam supya yahud kalamarya var!..” diye âdeta müjde verirlerdi. Mürekkebi akıtılmadan kapkara çorbaya benzer yemeği yapılır, yahud mürekkebi akıtılarak tavada nar gibi kızartılırdı, göz için herhalde ikinci şekli de tercih edilir.
Bibl. : Karakin Deveciyan, Balık ve Balıkçılık.
Bülbüliye
(K. Deveciyan’dan)
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060346
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfa 3174
Not
Görsel: cilt 6, sayfa 3174
Bibliyografya Notu
Bibl. : Karakin Deveciyan, Balık ve Balıkçılık.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.