On sekizinci asır başlarında Adalar (Ege) Denizi ile Akdenizi dehşet içinde bırakmış bir deniz haydududur. Ege adaları rumlarındandır, ve asıl adı tarihin meçhulü kalmıştır. İlk türediği sıralarda yakalanmış, İstanbul’da tersane zindanına atılmış. fakat bir yolunu bularak kaçtıktan sonra azgın bir canavar kesilmişti. Adaların hemen hepsinde ırkdaşlarından yatakları vardı. Rum gemicilere de aslâ dokunmazdı, daima Türk gemilerini gözlerdi, öyle ki Türk tüccar gemileri, limanlardan tek başlarına çıkamaz olmuşlardı. Vurduğu gemilerde eline düşen müslümanları çocuk ve kadın gözetmiyerek boğazlar, boğazlamadan evvel de en şeni tecavüzlerden çekinmezdi. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, sadrazam olduğunun tezine, bu müthiş haydudun her ne bahasına olursa olsun yakalanması için bütün sahil kasaba ve şehirlerinin idâre âmirleriyle adaların muhafızlarına şiddetli emirler göndermiş, adaların rum sekenesiyle Yunan sahilleri halkına da Burunsuza yataklık edecek, onu gizlemeğe kalkacak kimselerin aman verilmeden ve çoluğu çocuğuyla beraber idam olunacaklarını ilân ettirmişti. 1719 yazında, fırtınalı bir havada bir harp gemisi Burunsuzun korsan kalyonuna Aynaroz açıklarında rastlayarak derhal cenge tutuştu. Sabahtan akşama kadar süren cenkte, korsan gemisi hareketinden kalacak surette yaralandı....

On sekizinci asır başlarında Adalar (Ege) Denizi ile Akdenizi dehşet içinde bırakmış bir deniz haydududur. Ege adaları rumlarındandır, ve asıl adı tarihin meçhulü kalmıştır. İlk türediği sıralarda yakalanmış, İstanbul’da tersane zindanına atılmış. fakat bir yolunu bularak kaçtıktan sonra azgın bir canavar kesilmişti. Adaların hemen hepsinde ırkdaşlarından yatakları vardı. Rum gemicilere de aslâ dokunmazdı, daima Türk gemilerini gözlerdi, öyle ki Türk tüccar gemileri, limanlardan tek başlarına çıkamaz olmuşlardı. Vurduğu gemilerde eline düşen müslümanları çocuk ve kadın gözetmiyerek boğazlar, boğazlamadan evvel de en şeni tecavüzlerden çekinmezdi. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, sadrazam olduğunun tezine, bu müthiş haydudun her ne bahasına olursa olsun yakalanması için bütün sahil kasaba ve şehirlerinin idâre âmirleriyle adaların muhafızlarına şiddetli emirler göndermiş, adaların rum sekenesiyle Yunan sahilleri halkına da Burunsuza yataklık edecek, onu gizlemeğe kalkacak kimselerin aman verilmeden ve çoluğu çocuğuyla beraber idam olunacaklarını ilân ettirmişti. 1719 yazında, fırtınalı bir havada bir harp gemisi Burunsuzun korsan kalyonuna Aynaroz açıklarında rastlayarak derhal cenge tutuştu. Sabahtan akşama kadar süren cenkte, korsan gemisi hareketinden kalacak surette yaralandı. Burunsuz son kurtuluş ümidini ayakdaşlarının cesâretine bağlıyarak bir sandala atladı, ve gemisini bırakıp gece karanlığından istifade ederek kaçmağa muvaffak oldu. Dalgalar korsanları Eğriboz adasına attı; Burunsuz Korsanın bu adada, Kızılhisar civarındaki dağlılar arasında yatakları vardı. Fakat hükûmetin şiddetli emirlerinden korkan Eğribozlular korsanı himaye etmedikten başka avanesiyle beraber yakalayıp Eğriboz muhâfızına teslim ettiler; korsan kalenin zindanına atıldı ve İstanbul’a haber verildi. İstanbul’dan da kendisini alıp getirmeğe bir haseki memur edildi Zaptedilen gemisi denizden, Burunsuz da zincire vurularak karadan İstanbul’a getirildi. Topla deşik deşik olmuş korsan gemisi Kurşunlumahzen önüne çekildi, korsan da avanesi ile berâber gemisinin direğine asılarak idam olundu. Cesedler emsaline ibret olmak üzere birkaç gün asılı bırakılarak teşhir olundu. Bibl.: Râşid Tarihi, V.