1949 yılı ağustosunda bir gönül meselesinde cehil ile zor geçimin ağır tahrîki ile işlenmiş bir cinâyettir; sükûn içinde yaşayan Burgaz Adasında çok derin akisler yapmışdır; kırk yaşında çalışkan, dürüst bir mikdar parası olan Riza Fırat adında bir bağçıvan, yine bir bağçıvan kızı olan on altı yaşında ve ortaokul talebesi Refet’i sevmiş ve bu kızla evlenme ümidini kesin olarak kaybedince mâşukasını babasının Kalpazankayadaki evinde dört yerinden bıçaklayarak öldürmüşdür. Kaatil Riza cinâyete, karşı tarafın gayrî ahlâkî diyebileceğimiz menfaat kayguları ile sürüklenmişdir; şöyle ki, ilk gördüğü günden îtibâren alâka ve muhabbetinin dâimâ artdığı bu kızı babası bağçıvan Mehmed Kordon’dan, dürüst bir adam olarak gidip istemiş; Mehmed, aradaki büyük yaş farkı üstünde durmadan sâdece kızının evlenme çağında olmadığını ileri sürmüş, Riza bir kaç sene bekleyebileceğini bildirince de söz kesilmişdir. Bunun üzerine Riza ile Kordon âilesi arasında derhal bir yakınlık olmuş, ve Riza Kordonlara nakdî yardımlarda bulunmuş, müstakbel zevcesine de sık sık hediyeler getirmeğe başlamışdır, ve bu sûretle bir kaç ay içinde dört bin liradan fazla para harcamışdır. Fakat, 1949 yılının tatlı yaz günlerinde, mâşukasının Kalpazankayanın ıssız köşe bucağında yakışıklı bir delikanlı ile dolaştığını öğre...

1949 yılı ağustosunda bir gönül meselesinde cehil ile zor geçimin ağır tahrîki ile işlenmiş bir cinâyettir; sükûn içinde yaşayan Burgaz Adasında çok derin akisler yapmışdır; kırk yaşında çalışkan, dürüst bir mikdar parası olan Riza Fırat adında bir bağçıvan, yine bir bağçıvan kızı olan on altı yaşında ve ortaokul talebesi Refet’i sevmiş ve bu kızla evlenme ümidini kesin olarak kaybedince mâşukasını babasının Kalpazankayadaki evinde dört yerinden bıçaklayarak öldürmüşdür. Kaatil Riza cinâyete, karşı tarafın gayrî ahlâkî diyebileceğimiz menfaat kayguları ile sürüklenmişdir; şöyle ki, ilk gördüğü günden îtibâren alâka ve muhabbetinin dâimâ artdığı bu kızı babası bağçıvan Mehmed Kordon’dan, dürüst bir adam olarak gidip istemiş; Mehmed, aradaki büyük yaş farkı üstünde durmadan sâdece kızının evlenme çağında olmadığını ileri sürmüş, Riza bir kaç sene bekleyebileceğini bildirince de söz kesilmişdir. Bunun üzerine Riza ile Kordon âilesi arasında derhal bir yakınlık olmuş, ve Riza Kordonlara nakdî yardımlarda bulunmuş, müstakbel zevcesine de sık sık hediyeler getirmeğe başlamışdır, ve bu sûretle bir kaç ay içinde dört bin liradan fazla para harcamışdır. Fakat, 1949 yılının tatlı yaz günlerinde, mâşukasının Kalpazankayanın ıssız köşe bucağında yakışıklı bir delikanlı ile dolaştığını öğrenince çileden çıkan bağçıvan bir aşk hastası olarak yatağa düşmüş, hastahâneye kaldırılmış, hastahâneden çıkınca da Kordonlara giderek nikâhın hemen akdini istemişdir, ve ancak o zaman kendisine bu işin olamayacağı, arada yirmi dört yıl gibi büyük bir yaş farkı bulunduğu, ve kızlarının da kendi küffü olan bir genç ile nîşanlanmak üzere bulunduğu söylenmişdir. Bu beklenmedik red cevabı karşısında şaşıran Rıza Fırat da, şu kadar zamandır kıza getirdiği hediyelerin iâdesini, Kordonlara olan nakdi yardımların da ödenmesini istemişdir. Bunun üzerine genç kızın asabî bir hareketle yerinden fırlayarak hediyeleri getirmek üzere odadan çıkması, ve çıkar iken de âşıkına lisânen ağır bir hakaareti, az evvel red cevâbı ile zâten şaşırmış olan Riza’yı büsbütün deliye döndürmüş, ve kıza yetişerek, anasının ve babasının gözleri önünde sırtına indirdiği dört bıçak darbesi ile cansız olarak yere sermişdir, müdahale etmek isteyen ana baba Kordonları da yaralamışdır. O gece sabaha kadar o civardaki fundalıklar arasında ne yapacağını bilmeyerek dolaşan kaatil bağçıvan perişan bir halde yakalanmışdır. Bu vak’a, üzerinde ehemmiyet ile durulacak hâdisedir, zîrâ İstanbulda benzeri kanlı hâdiseler dâimâ ola gelmektedir. Burada şayanı dikkat olan bir nokta da, câhil yaşlıca aşıkların sevdikleri câhil âile evlâdı körpe kızların mektepli oluşudur (B.: Buhâre Tekkesi Cinâyeti).