Bulgurlu civârında Yalnızservi denilen mevki yanında büyük taş ocakları idi; Yeniçeri serdengeçdilerinin nezâretinde mîrî hesâbına işletilirdi. Yeniçeri Ocağının bir haşarât yatağı olduğu son devrinde, müverrih Câbi Said Efendi burası için “fuhşiyât mahalli idi” diyor; kadın, kız, delikanlı, oğlan, kötü yola düşmüş olanların rizâları ile, ırz ehli olanlarını cebren ve kahren kaldıran Yeniçeriler buraya getirirler, içkili rezâlet ve şenâat meclisleri kurarlardı. Câbi Said Efendi hicrî 1227 (Milâdî 1812) vekaa arasında bir hâdise naklediyor: Üsküdar Ustası (Bostancı teşkilâtına mensub büyük bir zâbıta âmiri; B.: Bostancılar) bir gece teftişe çıkar, Bulgurlu taş ocaklarından gelen, gayet yüksek sesle türküler çağıran bedmest öküz arabacılarına rastlar; hepsini yakalatıb mükemmel bir dayaktan sonra, hapse attırır. Meğer arabacıların hepsi serden geçdi ağası imiş, hüviyetleri öğrenilip serbest bırakılınca, serdengeçti ağası esvaplarını giyerek Ağa kapısına giderler, şikâyetde bulunurlar. Yeniçeri ağası da pâdişâha arzeder, pâdişah da Bostancıbaşı Ağaya Üsküdar Ustasının azli ile tedîbini emreder. Ustanın azli haberi Üsküdarda yayılınca halk müteessir olur, “Biz ustadan yayılınca halk müteessir olur, “Biz ustadan hoşnuduz” diye binlerce imza ile bir mazbata tanzim edilir; onlar da bu ...

Bulgurlu civârında Yalnızservi denilen mevki yanında büyük taş ocakları idi; Yeniçeri serdengeçdilerinin nezâretinde mîrî hesâbına işletilirdi. Yeniçeri Ocağının bir haşarât yatağı olduğu son devrinde, müverrih Câbi Said Efendi burası için “fuhşiyât mahalli idi” diyor; kadın, kız, delikanlı, oğlan, kötü yola düşmüş olanların rizâları ile, ırz ehli olanlarını cebren ve kahren kaldıran Yeniçeriler buraya getirirler, içkili rezâlet ve şenâat meclisleri kurarlardı. Câbi Said Efendi hicrî 1227 (Milâdî 1812) vekaa arasında bir hâdise naklediyor: Üsküdar Ustası (Bostancı teşkilâtına mensub büyük bir zâbıta âmiri; B.: Bostancılar) bir gece teftişe çıkar, Bulgurlu taş ocaklarından gelen, gayet yüksek sesle türküler çağıran bedmest öküz arabacılarına rastlar; hepsini yakalatıb mükemmel bir dayaktan sonra, hapse attırır. Meğer arabacıların hepsi serden geçdi ağası imiş, hüviyetleri öğrenilip serbest bırakılınca, serdengeçti ağası esvaplarını giyerek Ağa kapısına giderler, şikâyetde bulunurlar. Yeniçeri ağası da pâdişâha arzeder, pâdişah da Bostancıbaşı Ağaya Üsküdar Ustasının azli ile tedîbini emreder. Ustanın azli haberi Üsküdarda yayılınca halk müteessir olur, “Biz ustadan yayılınca halk müteessir olur, “Biz ustadan hoşnuduz” diye binlerce imza ile bir mazbata tanzim edilir; onlar da bu mazbata ile sadrıâzama giderler. Hapsedilmiş olan Usta serbest bırakılıp vazifesine iade olunur. Bir fuhuş yeri hâline getirilip muhakkak ki fuhş yolunda cinâyetlere de sahne olmuş bulunan Burgurlu taş ocakları, Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra kapatıldı. Bu ocakların yanındaki Yalnıservi mevkiine 1876 Rumeli bozgununda muhâcirler yerleşdirilerek, bu mevki “Muhâcırlar” adı ile bir köy oldu, sonra “Yeniköy” adını aldı; nihayet, civârına İstanbul radyosunun büyük pilonu dikilince “Umrâniye” ismi ile süratle büyüdü ve şenlendi (B.: Umrâniye).