Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BULGURLU CAMİİ
Bulgurlu Köyünün ana caddesi olan Kısıklı - Dudullu yolu üzerindedir. Hadikatül Cevâmi: “Bânisi Teberdar Mehmed Ağadır, kabri mâlum değildir; minberini Bayram Paşa koymuşdur” diyor. Biz, binâ tâmirler ile şeklini değişdirmiş olabilir, on altıncı asırda yapılmış olacağını tahmin ediyoruz; belki de buraların fethinde kurulmuş bir namazgâhın yerine yapılmış olabilir.
Dört kâgir duvar üzerine kiremit örtülü bir ahşab çatı çekilmiş, bodurca taş minâreli basit ve küçük bir câmidir. Cadde ile arasında kalan meydancıkda köyün en az 500 - 550 yaşında dört ulu çınarından ikisi bulunmakda olup, bu çınarların semâpâye dallarının küçük cami üzerine uhrevi bir şemsiye gibi yayılışı, camiin önündeki hazireyi doldurmuş ağaçların yeşilliği, beyaz badanalı camii pek şirin göstermektedir.
Camiin giriş kapusu, mihraba nazaran sağ duvarda açılmış olup duvar camiin çınarlı meydancığa bakan yanını teşkil eder. Kapu, yine burda bulunan minâre kâidesinin solundadır.
Kapudan girince, son cemaat yerinin hemen solunda, kapu yanında ahşab bir merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır, minâre kapusu yukarda, bu kadınlar mahfilindedir.
Son cemaat yerinin tam karşıya gelen kısmı ahşab bir bölme ile bölünmüş, müezzin odası hâline konulmuşdur. Her duvarında ikişerden sekiz pencere ile aydınlatılmış ve mihrâbı dışa...
⇓ Devamını okuyunuz...
Bulgurlu Köyünün ana caddesi olan Kısıklı - Dudullu yolu üzerindedir. Hadikatül Cevâmi: “Bânisi Teberdar Mehmed Ağadır, kabri mâlum değildir; minberini Bayram Paşa koymuşdur” diyor. Biz, binâ tâmirler ile şeklini değişdirmiş olabilir, on altıncı asırda yapılmış olacağını tahmin ediyoruz; belki de buraların fethinde kurulmuş bir namazgâhın yerine yapılmış olabilir.
Dört kâgir duvar üzerine kiremit örtülü bir ahşab çatı çekilmiş, bodurca taş minâreli basit ve küçük bir câmidir. Cadde ile arasında kalan meydancıkda köyün en az 500 - 550 yaşında dört ulu çınarından ikisi bulunmakda olup, bu çınarların semâpâye dallarının küçük cami üzerine uhrevi bir şemsiye gibi yayılışı, camiin önündeki hazireyi doldurmuş ağaçların yeşilliği, beyaz badanalı camii pek şirin göstermektedir.
Camiin giriş kapusu, mihraba nazaran sağ duvarda açılmış olup duvar camiin çınarlı meydancığa bakan yanını teşkil eder. Kapu, yine burda bulunan minâre kâidesinin solundadır.
Kapudan girince, son cemaat yerinin hemen solunda, kapu yanında ahşab bir merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır, minâre kapusu yukarda, bu kadınlar mahfilindedir.
Son cemaat yerinin tam karşıya gelen kısmı ahşab bir bölme ile bölünmüş, müezzin odası hâline konulmuşdur. Her duvarında ikişerden sekiz pencere ile aydınlatılmış ve mihrâbı dışarıya çıkıntılı olan camiin kayde değer mimârî bir kıymet ve hususiyeti yokdur. Müstatil şeklinde büyük bir demir top kandil, mihrab duvarında bir kaç şamdan, müteaddid levhalar camiin tezyinâtını teşkil ediyordu. Bunların arasında, üzerinde ehemmiyetle durulması gereken müstatil şeklindeki top kandildir. Camilere çenber top kandiller İkinci Sultan Bayazıd devrinden itîbâren konmaya başlanmışdır. Dört köşe ve müstatil top kandiller Fatih Sultan Mehmed devri işidir, onun içindir ki bu kandil, bizi, camiin bânisi Teberdar Mehmed Ağanın Fatih Sultan Mehmed devrinde yaşamış bir hayır sâhibi olacağı hükmüne kolaylıkla götürebilir. Levhalar arasında Sultan Abdülmecidin 1257 tarihini taşıyan, henüz yirmi yaşlarında iken yazdığı bir yazısı ve Mustafa Nuri imzalı bir çift vav levhası güzeldirler.
Camiin haziresinde yatanlardan, bu camide yetmiş sene imamlık etmiş Mehmed Emin Efendinin kabir taşı kitâbesini vesilei rahmet olması için aynen alıyoruz: “Hüvel bâki. Merhum ve mağfûri leh elmuhtâç ilâ rahmeti Rabbihül gafûr yetmiş sene camii şerife hizmeti olub Burkurlu imamı Mehmed Emin Efendi rûhine el Fâtiha. Sene 1249 (1833 - 1834)”.
Hazirenin önünde, bu köyün adının höcceti hâlinde ve köylüye vaktiyle Aziz Mahmud Hüdâî Efendi tarafından hediye edilmiş yekpâre mermer bir bulgur dibeği, metrûk, mahvolmaya mahkûm duruyordu (B.: Bulgurlu Köyünün Bulgur Dibeği).
1961 yılında ziyaretimizde camiin imamı, Düzceli Mustafa Kalyon adında gayetle bilgili ve melihüssimâ bir efendi idi.
Bulgurlu Köyü Camii
(Resim : S. Bozcalı; plân : A. B. Koçu)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
S. Bozcalı, A. B. Koçu
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060261
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
S. Bozcalı, A. B. Koçu
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3117-3119
Not
Görsel: cilt 6, sayfa 3118
Bakınız Notu
B.: Bulgurlu Köyünün Bulgur Dibeği
Tema
Yapı
Emeği Geçen
S. Bozcalı, A. B. Koçu
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.