Hicrî 1003 (M. 1594-1595) deniz seferinde Kaptânıderyâ Cağalazâde Sinan Paşa dört İspanyol kalyonuna rastlamış, çetin bir deniz muharebesinde bu kalyonlardan biri yanarak batmış, diğer üçü de içlerindeki 600 kadar «güzîde frenkler» ile yakalanmıştı. Kaptan Paşa yoluna devam etmiş, İspanyol kalyonlarını da İstanbula yollamıştı. Gemilerden biri buğday yüklüydü; buğdaylar boşaltılırken içinden iki nevcivan genç çıktı. Devrin müverrihi Selânikli Mustafa Efendi bu vak’ayı gayet zarif bir lisanla şöyle anlatır: “Kendûların buğday içinde nihan idüb gizli olalım demişler. Filhakika kimesne agâh olmayub geldiklerinde aşikâr oldular. Frenk beyzâdeleri ki her biri melâhatte ve letâfette dünya ve mâfihâya bedel. Nazarda cana can bağışlar mümtâz ve şerefrazlar idi. Bihamdülillâtı seyretmek müyesser oldu». Selânikli Mustafa Efendi bu iki güzel gencin mâcerâlarının son safhasını yazmıyor. Müslüman edilerek Enderunu Hümâyuna alınmış olabilirler; yüksek bir fidyei necât ile memleketlerine iâde edilmiş olmaları da çok muhtemeldir. Bibl. : Selânikli Târihi, gayri matbû kısım.