Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BOZDOĞAN
Eski cenk âletlerinden, yakından kullanılır ve elde tutularak hasmın üstüne savrulup indirilir “Gürz” ün türkçe adı; sâhibinin pençesine ve bâzu kuvvetine göre en hafifi üç okka ağırlığında demir bir “baş”, “topuz”, “gülle” ile bir sapdan ibarettir; sapı da demirden yekpâre, yahud sapı demir veya ağaçdan ayrı yapılmış olup başına, güllesine sonradan takılmış; yahut baş, gülle kısmı demir veya ağaç sapına demir bir zincirle rabt edilmiş olanları vardır; gürzün, bozdoğanın baş, topuz, gülle kısmı da muhtelif şekillerde olur, ya yusyuvarlak demir gülledir, yahut beyzî, armudî şekillerdedir, ne şekilde olursa olsun ya sathı düz, yahud tırtıllı, dilimli, indiği yeri hem ezen ve yaran, hem de paralayan ve kesen şekildedir; her halde yüzyüze, göğüs göğüse döğüşde müdhiş, korkunç bir silâh idi.
Atlı ve yaya bozdoğanları ayrı ayrıdır; yayaların kullandıkları kısa saplı, sapı ile başı yekpâre demir, yahud başı sapına geçme olarak takılmış olurdu; atlı bozdoğanları ise uzun saplı, bâzan da başı sapına bir demir zincirle rabtedilmiş olurdu.
Namlı cengaverlerin, paşaların, pâdişahların bozdoğanları aynı zamanda bir sanat eseri olarak yapılırdı, başları türlü nakışlarla, gümüş ve altın kakmalarla süslendiği gibi bilhassa sapları pek ziynetli, hattâ mücevherli, murassâ olanları vardı.
Hüseyi...
⇓ Devamını okuyunuz...
Eski cenk âletlerinden, yakından kullanılır ve elde tutularak hasmın üstüne savrulup indirilir “Gürz” ün türkçe adı; sâhibinin pençesine ve bâzu kuvvetine göre en hafifi üç okka ağırlığında demir bir “baş”, “topuz”, “gülle” ile bir sapdan ibarettir; sapı da demirden yekpâre, yahud sapı demir veya ağaçdan ayrı yapılmış olup başına, güllesine sonradan takılmış; yahut baş, gülle kısmı demir veya ağaç sapına demir bir zincirle rabt edilmiş olanları vardır; gürzün, bozdoğanın baş, topuz, gülle kısmı da muhtelif şekillerde olur, ya yusyuvarlak demir gülledir, yahut beyzî, armudî şekillerdedir, ne şekilde olursa olsun ya sathı düz, yahud tırtıllı, dilimli, indiği yeri hem ezen ve yaran, hem de paralayan ve kesen şekildedir; her halde yüzyüze, göğüs göğüse döğüşde müdhiş, korkunç bir silâh idi.
Atlı ve yaya bozdoğanları ayrı ayrıdır; yayaların kullandıkları kısa saplı, sapı ile başı yekpâre demir, yahud başı sapına geçme olarak takılmış olurdu; atlı bozdoğanları ise uzun saplı, bâzan da başı sapına bir demir zincirle rabtedilmiş olurdu.
Namlı cengaverlerin, paşaların, pâdişahların bozdoğanları aynı zamanda bir sanat eseri olarak yapılırdı, başları türlü nakışlarla, gümüş ve altın kakmalarla süslendiği gibi bilhassa sapları pek ziynetli, hattâ mücevherli, murassâ olanları vardı.
Hüseyin Kâzım Beyin büyük Türk Lügatında müstakil “Bozdoğan” kelimesi yokdur, “Boz” kelimesinde müştak bir madde olarak: “Bozdoğan - Doğanın bir soyu” diye yazılır; doğan da mâlûm, eski avcular tarafından beslenir, paralayıcı bir kuşdur.
Nureddin Rüşdü Büngül de Eski Eserler Ansiklopedisi adındaki eserine “Gürz” adını bir madde olarak koyduğu halde bu ismin türkçesi “Bozdoğan” ı kaydetmemişdir; Gürz maddesinde şu satırları yazıyor:
“Ucuna bir gülle takılmış gibi büyük ve müdevver çelikden mâmul ve câbecâ ucu sivri ve düğmeli büyükce bir ibtidâi âletdir. Buna tesâdüf eden kafaya Allah kuvvet versin; bunun bâzan İran’dan gelen eskileri görülmektedir. İşi güzel ve demirleri işlemeli, çakmalı olanları vardır.”
M. Zeki Pakalın “Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri” adındaki değerli eserinde “Bozdoğan” maddesinde: “Gürz’ün türkce adıdır; bu nevi harb âletlerine “topuz”, “şeşper” de denilirdi” dedikden sonra bu silâh hakkında kısa bir târif ile “Lehçei Osmânî” den şu satırları naklediyor:
“Bir nevi doğan başlı çomak, topuz, bostağan. Bozdoğan kariyesi armudu ile meşhurdur (İstanbul Ansiklopedisinde Bozdoğan Armudu maddesine bakınız); Su kemerleri Bozdoğan kariyesinden elir geçer (İstanbul Ansiklopedisinde Bozdoğan su kemeri maddesine bakınız). Bostağan: Karpuz biçimli kap; Bozdoğan aslında bu kelimeden müştak olmak muhtemeldir”.
El tokadı yemeyen kendi yumruğunu bozdoğan sanır — Bir darbı mesel; Bozdoğanın gürz olduğu bilindiğine göre bu darbı meselin mânası: “Pençeye bâzûya, döğüşlere girip çıkdıkdan sonra güvenilebileceği” olmak lâzımdır. Ve böyle bir yerde kullanılmalıdır; misâl:
Baba, toy delikanlı oğlunun parlayıcı, kavgacı hâlinden şikâyet eder, ve:
— Bir gün başına bir belâ gelecek diye ödüm kopuyor, bu huyundan nasıl vazgeçireceğim bilemiyorum!..
— Vaz geçiremezsin dostum, el tokadı yemeyen kendi yumruğunu bozdoğan sanır!..
Bâzıları bu güzel darbı meseli bozuk kullanırlar: “El tokadı yemeyen kendi yumruğunu Bozdoğan Armudu sanır” derler, ve güzel mânâ kıymetini çok, hemen tamâmen kaybeder.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060189
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3060-3061
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.