Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BOYAR (Ali Sami)
Çağdaş Türk resminin temsilcilerinden, uzun zaman müze müdürlüklerinde bulunmuş ressam askerlerimizden; aşağıdaki hâl tercümesini Dr. Bedi N. Şehsüvaroğlu tarafından derlenip tanzim edilmiş “Ressam Ali Sami Boyar” adlı bir monografiden alıyoruz; 1959 da “Yeni Lâboratuvar Yayınları” nin 11. kitabı olarak neşredilmiş bu eserde Stj. Dr. Âdil Öner bu hâl tercümesine şöyle başlıyor:
Selim Pertev Boyarın eserinden nakledilen otobiyografi şudur:
“15 Şubat 1880 de İğrikapı’nın Hacı İlyas Mahallesinde doğdum. Ailemiz Kafkasyadan (Akıska) dan gelmiştir. Orada (Misk Yağcılar) ismi ile mârufmuşuz. Dedem Hafız Hayrullah Efendi İstanbul’a geldikten sonra Eyyüb Camiinin içinde bir köşede küçük bir sergide koku ve tesbih satmakla işe başlamış.Günün birinde yaşmaklı, feraceli, kerli ferli bir hanımefendi arkasında halayıkları ile gelmiş, ondan kokular satın almışlar. Sonra da aldıkları şeyin fiatını dahi sormadan kendisine bir kese altın vermişler. Bu hanımefendi zamanın valide sultanı imiş. İşte Hafız Hayrullah Efendi bu para iledir ki, Ayasofya Camiinin içinde büyük bir sergi açmış ve bil’ahare işini daha da genişletmiş ve bir ticarethane kurmuştur. Kim tahmin ederdi ki, Hafız Hayrullah Efendi’nin torunu bir gün gelecek, dedesinin sergi açtığı Ayasofya, Müzeye çevrilirken müessis ve Müdürü ol...
⇓ Devamını okuyunuz...
Çağdaş Türk resminin temsilcilerinden, uzun zaman müze müdürlüklerinde bulunmuş ressam askerlerimizden; aşağıdaki hâl tercümesini Dr. Bedi N. Şehsüvaroğlu tarafından derlenip tanzim edilmiş “Ressam Ali Sami Boyar” adlı bir monografiden alıyoruz; 1959 da “Yeni Lâboratuvar Yayınları” nin 11. kitabı olarak neşredilmiş bu eserde Stj. Dr. Âdil Öner bu hâl tercümesine şöyle başlıyor:
Selim Pertev Boyarın eserinden nakledilen otobiyografi şudur:
“15 Şubat 1880 de İğrikapı’nın Hacı İlyas Mahallesinde doğdum. Ailemiz Kafkasyadan (Akıska) dan gelmiştir. Orada (Misk Yağcılar) ismi ile mârufmuşuz. Dedem Hafız Hayrullah Efendi İstanbul’a geldikten sonra Eyyüb Camiinin içinde bir köşede küçük bir sergide koku ve tesbih satmakla işe başlamış.Günün birinde yaşmaklı, feraceli, kerli ferli bir hanımefendi arkasında halayıkları ile gelmiş, ondan kokular satın almışlar. Sonra da aldıkları şeyin fiatını dahi sormadan kendisine bir kese altın vermişler. Bu hanımefendi zamanın valide sultanı imiş. İşte Hafız Hayrullah Efendi bu para iledir ki, Ayasofya Camiinin içinde büyük bir sergi açmış ve bil’ahare işini daha da genişletmiş ve bir ticarethane kurmuştur. Kim tahmin ederdi ki, Hafız Hayrullah Efendi’nin torunu bir gün gelecek, dedesinin sergi açtığı Ayasofya, Müzeye çevrilirken müessis ve Müdürü olarak çalışacaktı.
“Aile içinde babamla küçük amcam esnaflıktan ayrılarak tahsile atılmışlardır. Babam Mühendishane-i Berri-i Hümâyûn’un ilk senelerinin talebelerinden Hacı Hüseyin Hüsnü’dür.
“Kendimi bilmeye başladığım günlerde resim sevgim de başlar. Eseri cedit kâğıdından anneme diktirdiğim defterlere, şunun bunun resmini yaptığımı, yahut yapmağa özendiğimi hatırlarım. Bu çalışmalarımda güzel resim yapan ağabeyime karşı duyduğum kıskançlık hislerinin de payı olabilir.
“İptidaiye mektebinde, modelden kopye ettiğim bir inek resmini benim yaptığıma hocam inanmamıştı. İşte yersiz şüphenin acısını, bu ilk duyuşumdur. Resim sahasında istifade ettiğim ilk insan rüştiye mektebindeki resim hocam Binbaşı Cemal Bey’dir. Bu arada ağabeyim de beni teşvik etmiştir. Hattâ maaş sahibi olduktan sonra resimlerimi satın alır ve dostlarına hediye ederdi. Yani resimlerimin ilk müşterisi ağabeyimdir.
“1892 de Mektebi Bahriye’ye girdim. Burada hocalarımdan daima takdir ve teşvik gördüğümden, gün geçtikte san’at ve merakım şiddetleniyordu. Böylece 1898 (1317) de Teğmen rütbesi ile mezun olduktan sonra da bir taraftan Bahriye İnşaiye Resimhanesinde vazife görürken, bir taraftan da 1902 de Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) ne kaydoldum. Bu müstesna müsamah ve mezuniyete, o zaman âmirlerim olan yüksek rütbeli deniz subaylarının san’at sever duyguları ile nail oldum. O kadar ki, beni ve resimlerimi vaktin Kaptan Paşasına dahi takdim etmekten çekinmediler. Bahriye Mektebindeki resmî ve hususî çalışmalarımın sanayii nefisede çok faydasını gördüm. Her sene birinci olarak sınıf geçiyordum.”
Dr. Âdil Öner hayli uzun olan bu biyografiyi burada keserek sanatkârın hayatını, kendisi şöyle anlatıyor:
“1908 de Güzel Sanatlar Mektebini bitiren Ali Sami Bey iki sene sonra da Paris’e gönderildi. Böylece 1910 - 1914 yılları arasında da (Paris Güzel Sanatlar Akademisi) nde tahsil ederek Ressam Cormon’un atölyesinde çalıştı. Şahsî kabiliyeti ve gayreti ile ilk sene muvakkat talebe iken ertesi sene daimî talebe oldu ki, bu, Paris Akademisi resim şubesinin en yüksek derecesidir.
“1914 de vatana dönen Sami Boyar, aynı sene Yüzbaşılıktan tekaüt olarak (Bahriye Müzesi Müdürü) oldu. Ayrıca (Kız Sanayii Nefise) mektebinde müdürlük ve atölye öğretmenliği yaptı. 1921 - 22 yıllarında kısa bir müddet (Güzel Sanatlar Akademisi) ve 1922 - 1923 senelerinde de iki defa (Evkaf Müzesi Müdürlüğü) nde bulundu.
“İlk Cumhuriyet Pulları ile, kâğıt paralarımızın ressamı olamk ona iki kere İngiltereye gitmek ve bir defa da Londra’nın tanınmış bir galerisinde (Macrae Gallery) de sergi açmak fırsatını verdi. Meşhur Times gazetesinin 14 Ekim 1925 günlü sayısında sanatkârın açtığı sergi ele alınmakta, eserlerinde memleketinin an’anevî san’atına ait özellikler ile saf batı karakterinin kaynaştırılmasına işaret edilmekte ve bilhassa renk tonları arasındaki münasebet, ışık kalitelerinin tefrikindeki özellikler belirtilmektedir.
“1931 de Paris’de “American Women’s Club” de açtığı sergiden başka yine aynı yıl, üyesi bulunduğu “Sociétê des Artistes Français” sergisinde de iki sulu boya resmi teşhir edildi. Dolayısiyle aynı cemiyetin çıkardığı “Le salon, 1931” isimli kitapta da eserlerinin resmi bulunmaktadır. Ayrıca “Le livre des peintres exposants, 1931” de de hayatı anlatılmakta, eserlerinden tablolar bulunmakta; Londra ve Paris’de açılan sergilerinden bahsolunmaktadır.
“Amerika’da 30 milletin ressamlarının eserlerinden mürekkep bir resim sergisine Basın Mümessilliğimiz salonlarını süsleyen Sami Boyar’ın da iki tablosu konmuş ve böylece memleketimiz temsil edilmiştir. Bunlara ilâveten ressamın Hollânda’da hususî bir müessese olan “Amkede Müzesi) nde de yağlı boya bir tablosu bulunmaktadır.
“Hayatı büyük bir çalışma içinde geçen Sami Boyar, hususî sergilerinden başka Güzel Sanatlar Birliğinin Galatasaray sergilerine, 1948 den itibaren de Emekli Ressam Subaylar Birliğinin her yıl Ankara’da açtığı sergilere katılmıştır. Fransızca ve İngilizceyi iyi bilen, Avrupa kültürünü bu lisanlardan takip eden san’atkârın Türkiye’den başka Londra, Paris ve Amerika’da da yüzlerce eseri satılmıştır. Matbu eserleri arasında 1917 de yayınladığı “Bahriye Müzesi Kataloğu” ile kendi resimlediği ve 1943 de neşrettiği “Ayasofya” adlı eseri vardır. Ayasofya için hazırladığı diğer bir eser de henüz gayrı matbu olup, orada Antoniadis’in 5 ciltlik meşhur “Ayasofya” eserindeki bazı hataları düzeltmektedir. Ayrıca Cumhuriyet, Milliyet, Akşam, Vakit, İkdam, İleri gibi günlük gazetelerde ve Şehbal, Âtî gibi dergilerde pek çok san’at yazıları çıkmıştır. Kendisi ilk Cumhuriyet Pulları ile kâğıt paralarının ressamı olarak bu konularda dış basında da yer almıştır. “The Philatelic Magazine” in 19 Eylül 1925 tarihli sayısında Türk Hükûmeti namına gönderilen Sami Boyar’la yapılmış bir röportaj yayınlanmaktadır. 18 Mart 1926 tarihli “The Near east and India” sergisinde ve 4 Mart 1926 günlü “Daily Telegraph” gazetesinde de aynı konuda yazılar çıkmıştır”.
Ve nihayet:
“Ressam Pertev Boyar, Üstad Ali Sami Boyar’ın san’atından da şöyle bahseder” diyerek sözü yine S. Pertev Boyar’a bırakıyor:
“Sami Boyar, Hoca Ali Rıza gibi tahlili güç bir sanatkârdır. O başlı başına bir ekoldür. Bu büyük üstadın eseri yaşadığı iklimin lokal renkleri içinde orijinal bir faktörlü mümtaz şahsiyetini derhal gözlere söyler. Marmaranın derin ve mavi seması altında erguvanî ufuklarında eriyen ılık ve engin suları gösteren manzaraları, onun fırçası ile ifşa ettiği, bir meslek ve sanat maşukasıdır. Meşhur Rus ressamlarından Ayvazovski’nin ruhlara dehşet ve huşunet telkin eden o korkunç deniz fırtınalarının Sami Boyar’ın fırçası ile nasıl sükûnet ve mülâyemet kesbederek inşirah verici olduğunu yine bu eserlerinde görebiliriz. Sami Boyar kuvvetli bir renkşinas olduğu kadar cami içi tabloları ile de çok kuvvetli bir menazırcı olduğunu isbat etmiştir. İşte çizgi ve renk denilen bu iki aslî kuvveti mezcederek kemerler, sütun ve somakiler yaratan Sami Boyar bu cami işi tabloları ile bizi öd ve anber kokuları içinde sermest kılmaktadır. Sami Boyar’ın 1946 Ocakta Ankara’da Ordu Evindeki panosunun bir köşesindeki yeşil selvinin sükûnperver gölgesine doğru uzanıp giden bir yolunu “Kaleye giden yol” u seyredenler onun ince ve şair ruhu kadar asil ve kuvvetli bir ressam olduğunu da fark ve temyiz ederler. Yarım asırdan fazla bir zaman fırça, bilgi ve kalemi ile bu memlekete çok büyük hizmetlerde bulunmuş ve bulunmakta olan A. Sami Boyar sulu boya eserlerinin cesamet ve nefaseti ile rekor temin etmiş bir üstaddır. Ekserisi tuval üzerine karıştırılmış renklerle kompoze edilmiş olan bu eserleri son derece şeffaf, temiz ve hafif eserlerdir.”
“Netice olarak onun sanat anlayışını şu bir kaç cümle ile hülâsa edebiliriz:
“Sanatta modern ve klâsik yoktur, iyi ve kötü eser vardır” ve nihayet sorulursa eseri sanat nedir? Bir el işi mi? Hemen onun ağzından cevap verebiliriz:
— Hayır, bir sanatkâr kafasını, aklını kaybederse bir şey yapabilir mi? aslâ: O halde sanat bir duygu eseridir. Fransızların tâbiri ile “Dessiner, c’est vraiment connaitre la joie de vie.”
“Ali Sami Boyar’ın son resmî vazifesi Ayasofya Müzesi Müdürlüğü, olup 1944 de ikinci ve son defa olarak emekliye ayrılmıştır. Emekliye ayrılmadan bir sene önce, Ayasofyada bulduğu Vaftiz Teknesi basında geniş yankılar uyandırmıştır. Bu arada Londrada çıkan “The Illustrated London News” in 13 Ekim 1945 tarihli nüshasında bu konuda geniş izahat verilmektedir.
“Sami Boyar şimdi Lâlelide kendi simini taşıyan apartımanında hak ettiği istirahati tatmakta ve dostları ile sık sık kültürel toplantılar tertip etmektedir.
Ali Sami Boyar Hâlide Edib Adıvarın kız kardeşi Belkis hanımla evlenmiş olup 1962 de zevceleri de hâli hayatda idi, çocukları olmamıştır.
Ali Sami Boyar’ın başlıca eserleri şunlar olup S. Pertev Boyar’ın “Türk Ressamları” adlı eserinden naklen alıyoruz (rakamlar metro ölçüsü ile eb’adlarıdır):
1 — Borazan neferi 1 X 0,60
2 — İtfâiye neferi 1 X 0,64
3 — Güvertede 1 X 0,64
4 — Bir nefer başı 45 X 32
5 — İsmet İnönü portresi 0,60 X 0,80
6 — İstanbul Limanı 0,50 X 0,60
7 — Eski İstanbul
8 — Ayasofya küpleri 1 X 1,20
9 — Ayasofya galerisi 1 X 1,20
10 — Ayasofya içi 0,80 X 1
11 — Şirket vapuru 0,30 X 0,40
12 — Edirnede sokak 0,30 X 0,35
13 — Kaleye gidenyol 0,25 X 0,35
14 — Antalya fener burnu 0,25 X 0,50
15 — Turgud Reis
16 — Limanda gurub
17 — Fatih burcu
18 — Küçük bebek
19 — Kumkapu
20 — Antalyadan 1 X 1,20
21 — Ayasofya 1 X 1,30
22 — Ayasofya 0,60 X 0,70
23 — Üçüncü Selim Türbesi 0,50 X 0,80
24 — Boğazın altın ışıkları 0,40 X 0,60
25 — Müze bağçesi 0,40 X 0,50
26 — Eski mekteb
27 — Kürkcü Kapusu 0,20 X 0,30
28 — Ayia İrini Manastırı (sulu boya) 0,50 X 0,60
29 — Bodrum Camii (sulu boya) 0,50 X 0,60
30 — Fenârî İsâ Camii 0,50 X 0,60
31 — Kariye Camii 0,40 X 0,50
32 — Antalya Sâhili 0,35 X 0,40
33 — Baskın 0,40 X 0,60
35 — Üsküdar manzarası
36 — Rumeli Hisarı
37 — Edirne civârı
38 — Heybeli Ada
39 — Bir Bulgar
40 — Bir çocuk
41 — Büyükdere
42 — Haliç
43 — Bir çocuk
44 — Haliçde mavna
45 — Kösçeşmesi
Ali Sami BOYAR
(Resim : S. Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060166
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3036-3039
Not
Görsel: cilt 6, sayfa 3037
Tema
Kişi
Emeği Geçen
S. Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.