Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BOYACIOĞLU İKİZLER
Birinci Cihan Harbi sonları ile meş’um mütâreke yıllarında Karaköyde bir dükkânda işler berber kalfası iki rum gencidir, her ikisi de son derecede güzellikleri ile dillere destan olmuş, işledikleri dükkân ustalarının adı ile anılmakdan çıkarak “Melek Kardeşler” diye şöhret bulmuşdu; isimleri Pandeli ile İstefo idi. Pandeli, Îtilâf Devletleri silâhlı kuvvetlerinin İstanbulu işgaali ile şımarmış ve şımarıklığını, çoğu cinsî sapık ingiliz nefer ve çavuşlarının zevk bâzîçesi olarak iffetsizliğe kadar götürmüş, zan ederim ki Tophânede Yamalı Hamamda rezîlâne bir hamam âleminde başına nalınla vurduğu bir dellâkin ölümüne sebeb olmuş, bir kaatil olarak zâbıtanın tâkibinden de ingiliz dostlarının sâyesinde Yunanistana kaçarak kurtulmuşdu.
İstefo ise gaayet edebli oğlandı, kardeşinin kepâzeliklerinden son derece sıkılır, yaşlı ve fakir bir sandalcı olan babasının Pandeliyi evden koğduğunu söyler, ustasının da yol vermek istediğini, fakat ingilizlerden korkduğunu anlatırdı, kendisi için de, yüz ve vücud ayırd edilemeyecek kadar benzediğinden, bâzan Pandeli zannı ile nâhoş duruma düşdüğünden şikâyet ederdi. Yamalı Hamam cinâyetinden sonra bu benzerlik yüzünden bir intikama hedef olmakdan korkmuş, ve bu İstefo da müşterilerinden bir keşişin yanında Aynaroza giderek keşiş olmuş idi. Aşağıdak...
⇓ Devamını okuyunuz...
Birinci Cihan Harbi sonları ile meş’um mütâreke yıllarında Karaköyde bir dükkânda işler berber kalfası iki rum gencidir, her ikisi de son derecede güzellikleri ile dillere destan olmuş, işledikleri dükkân ustalarının adı ile anılmakdan çıkarak “Melek Kardeşler” diye şöhret bulmuşdu; isimleri Pandeli ile İstefo idi. Pandeli, Îtilâf Devletleri silâhlı kuvvetlerinin İstanbulu işgaali ile şımarmış ve şımarıklığını, çoğu cinsî sapık ingiliz nefer ve çavuşlarının zevk bâzîçesi olarak iffetsizliğe kadar götürmüş, zan ederim ki Tophânede Yamalı Hamamda rezîlâne bir hamam âleminde başına nalınla vurduğu bir dellâkin ölümüne sebeb olmuş, bir kaatil olarak zâbıtanın tâkibinden de ingiliz dostlarının sâyesinde Yunanistana kaçarak kurtulmuşdu.
İstefo ise gaayet edebli oğlandı, kardeşinin kepâzeliklerinden son derece sıkılır, yaşlı ve fakir bir sandalcı olan babasının Pandeliyi evden koğduğunu söyler, ustasının da yol vermek istediğini, fakat ingilizlerden korkduğunu anlatırdı, kendisi için de, yüz ve vücud ayırd edilemeyecek kadar benzediğinden, bâzan Pandeli zannı ile nâhoş duruma düşdüğünden şikâyet ederdi. Yamalı Hamam cinâyetinden sonra bu benzerlik yüzünden bir intikama hedef olmakdan korkmuş, ve bu İstefo da müşterilerinden bir keşişin yanında Aynaroza giderek keşiş olmuş idi. Aşağıdaki destan bu İstefo şânında yazılmış idi:
1. Boyacıoğlu bir urum dilberi
Sanki insan sûretinde bir peri
Ne iş işler nerde diye sor bana
Galata şehrinin civan berberi
2. Tâze fidan boylu gaayetle nâzik
Gül misâli tenindeki penbelik
Belinde futası ayakda terlik
Öper âşıkların basdığı yeri
3. Bir nazar eylese mestâne şöyle
Âşıkı dîvâne etmez mi söyle
Bir de usturavı alınca ele
Gel de sen öpme ol perîpeykeri
4. Biz gedâya düşmezse de yanağı
Râzıyız öpmeğe billûr ayağı
Gül penbe topuğu kalem parmağı
Koymuşuz râhine efendim seri
5. Koydun mu bir kerre dizine başı
Dilersin haşredek sürsün tıraşı
Sîmin sâklar olsun kabrimin taşı
Rahmettir yüzüme dökülen teri
6. Yayıldı etrâfa bir kara haber
Aynaroza kaçıp gitmiş o berber
Hem niyeti keşiş olmakmış meğer
Lânet kimse kandıran o püseri
7. Tahayyül eyledim saçlı bir papaz
Tâze civan yaşı yirmisindeen az
Hasreti sılayla önümüz de yaz
Ne dersiniz aceb döner mi geri
8. İstefonun çıkmaz yâdı gönülden
Revâ mı siyehpûş olsun gül beden
Yok mu Aynaroza bir gelüb giden
Yârimden getirsin bana haberi
İstefo tam yirmi dört sene sonra 1943 de İstanbula geldi, Üsküdarda Destancı Vâsıf Hoca diye bizi arayıp bulacak kadar eski âşinâlığa vefâkârlık gösterdi. “Dünyâyı dolaşdım, İstanbulumuzun hayâli gözümden gitmedi, inan bana ki papaz olduğum halde minârelerin hasretini çekdim, kulaklarım türkçe dinlemek istedi” demişdi, yâdi mâzî arasında kendisine yukardaki destanın son iki kıt’asını okudum, hemen defterine yazdı ve bana da ilk papazlık zamanına âid bir tasvirini verdi. İstanbulda on beş gün kadar kaldı, gün aşırı buluşarak beldei tayyibemizi gezip dolaşdık, nereye gitdikse yandı yakıldı; “Ağabey buraları böyle miydi, ne mâmur, ne şenlik, ne güzel yerlerdi” derdi. Kardeşi Pandeliyi sordum; Yunanistana kaçdığının tezine Pirede garsonluk ederken yine uygunsuzluğu yüzünden çıkan bir sarhoş kavgasında öldürüldüğünü işitmiş.
Vâsıf HİÇ
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM060160
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3033-3034
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.