Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BOSTAN SERGİLERİ
Büyük şehir İstanbulun kadîmdenberi husûsiyetlerinden biridir; kavun karpuz mevsiminde, mahalleler içinde bu işe uygun bir arsada kurula gelirler. Bostan sergisi kuranların ekseriyetini ayak takımından, bâzu ve pençe sâhibi külhanbeyi meşreb kimseler teşkil eder, yakın geçmişde hemen hepsi sergi kurdukları semtin tanınmış tulumbacıları idi; hattâ kuracakları sergi için semtleri halkından yardım da görürlerdi; belediye sandıkları tulumbacıları da, belediyece, sergilerden alına gelen belediye harcından muaf tutulmuşlardı. Bostan sergiciliği o boydan gençler için muhakkak ki bir işdir, iyi mal getirir de bir kaç yük devir yaparsa yüz güldürür.
Bir bostan sergisinin açılabilmesi için ilk şart, sergi yeri olacak arsanın komşularının bu işe râzı olmalarıdır. Sonra mahallî belediyeye ruhsat için mürâcaat edilir. Belediye de gösterilen yeri sergi olmaya uygun görürse, komşuların rızâsını tahkik eder, ve ruhsatnâmeyi verir.
Sergi sâhibi, belediye ve ruhsatnâme harçlarından sonra yer sâhibine bir mevsimlik kirâ bedelini de toplu ve peşin olarak öder, belediye harcı maktû olmayub sergi yerinin îrâdı gayri sâfîsine göre değişir.
Bostan sergileri, tahta direkler üstüne atılıp çakılan düz bir saçak yapmakla kurulur; mal (kavun, karpuz) bu saçak altına indirilir; zemini eğrilti otu yaprakları...
⇓ Read more...
Büyük şehir İstanbulun kadîmdenberi husûsiyetlerinden biridir; kavun karpuz mevsiminde, mahalleler içinde bu işe uygun bir arsada kurula gelirler. Bostan sergisi kuranların ekseriyetini ayak takımından, bâzu ve pençe sâhibi külhanbeyi meşreb kimseler teşkil eder, yakın geçmişde hemen hepsi sergi kurdukları semtin tanınmış tulumbacıları idi; hattâ kuracakları sergi için semtleri halkından yardım da görürlerdi; belediye sandıkları tulumbacıları da, belediyece, sergilerden alına gelen belediye harcından muaf tutulmuşlardı. Bostan sergiciliği o boydan gençler için muhakkak ki bir işdir, iyi mal getirir de bir kaç yük devir yaparsa yüz güldürür.
Bir bostan sergisinin açılabilmesi için ilk şart, sergi yeri olacak arsanın komşularının bu işe râzı olmalarıdır. Sonra mahallî belediyeye ruhsat için mürâcaat edilir. Belediye de gösterilen yeri sergi olmaya uygun görürse, komşuların rızâsını tahkik eder, ve ruhsatnâmeyi verir.
Sergi sâhibi, belediye ve ruhsatnâme harçlarından sonra yer sâhibine bir mevsimlik kirâ bedelini de toplu ve peşin olarak öder, belediye harcı maktû olmayub sergi yerinin îrâdı gayri sâfîsine göre değişir.
Bostan sergileri, tahta direkler üstüne atılıp çakılan düz bir saçak yapmakla kurulur; mal (kavun, karpuz) bu saçak altına indirilir; zemini eğrilti otu yaprakları ile döşenir, sergiyi açanın zevkine göre saçak-salaş direkleri de kezâ eğrilti otu, at kestânesi, taflan yapraklı ile ayrıca süslenir.
Bostan sergileri, eski zamanlarda geceleri, içinde mum yahut petrol lâmbası yakılan fenerlerle aydınlatılırdı, sonra karpit ve lüks lâmbaları ile tenvir edilir oldular, zamanımızda elektrik cereyânı alınır olmuşdur.
Sergilerin saçak üstleri, yaz yağmurlarına karşı ekseriyâ kiremit ile de döşenir, yan tarafları da hasırlar gerilerek siperlenir. Sergi sâhibi ve varsa bir çırağı, yardımcısı ya ikisi birden yahud yalnız çırak - yardımcı geceleri de sergide yatar. Yatak, toprak üstüne yayılmış eğrilti otları üstüne serilir, bir tek şilte, bir yorgan ve yasdıkdan ibâret bu yer yatağı sabahleyin erkenden toplanır ve serginin gerisinde bir yere konulur; gece soyunduklarında pabuçlarını, esvaplarını kolay alınıp kaldırılamıyacak bir yere koyarlar.
Mal halden kamyon veya araba yükü olarak ve ton hesâbı ile toplu alınır. Bâzı sergiciler de sergilerine indirecekleri bostanı, ekseriya Trakyada, tarlasından alırlar, bu takdirde de hale uğrayıp malın ağırlığı üzerinden hal kesmini ödemeye mecburdurlar.
İstanbulda karpuz ve kavunun toplu olarak ton hesâbı ile alınması ve perâkende olarak da kilo hesâbı satılması 1960 yılından itibâren kesin mecbûriyet olmuşdur. Eskiden tâne hesâbı ile alınır ve satılırdı, alımında vâhidi kiyâsı 200 idi, buna bir “pedalya” denilir idi, onun içindir ki, mal yüklenir veya indirilirken ikişer ikişer alınır, ve çiftli atış bir diye sayılır, atışlarda rakamlar da yüksek sesle söylenir, mesalâ:
— Doksan dokuz, dalya!.. denilince 200 kavun veya karpuz verilmiş yahud alınmış olurdu.
Zamanımızda bütün masraf ve harçları ve bir indirim malı ile berâber bir bostan sergisi azamî 2000 lira ile açılabilir. Yorucu, dağdagalı işdir, fakat, her hangi bir sebeble mevsim ortasında kapatılmaz ise, bostan sergisinden zarar etmiş esnaf pek görülmez. (B.: Karpuz; Kavun).
Bostan sergicilerinin mallarını satarken kendilerine has nağmeleri vardır, çığırtkanlığı üzerine alan bunları âdetâ bir makam ile bağırırlar; bizim tesbit edebildiğimiz nağmeler şunlardır:
— Kurabiye bunlar.. kurabiye!..
— Kesmece.. haydi kesmece!..
— Kes kes al, kes kes al!..
— Kes kes al, kabağına, keleğine para yok!..
— Elimi mi kesdim mübârek!..
— Elimi kesdim kan akdı, karpuzu kesdim bal akdı!..
Bostan sergileri üzerine 1951 yılında Akşam Gazetesinde “Günün Röportajı” sütûnunda Sadeddin Gökçepınar imzâsı ile şu güzel yazı çıkmışdır:
“İstanbulda toplanan on binlerce işsizin başvurduğu tek çare sayyar esnaflıktır. Bir kaç lira sermaye ile işe başlayıp dükkân tezgâh sahibi olmuş, hattâ sebze ve meyva piyasasile diğer sahalarda kendini göstermiş olanlar az değildir. Fakat gün geçtikçe bu sahada da ekmek parası kazanmak bir mesele olmağa başlamıştır.
“Cağaloğlu Kız Sanat Enstitüsünün karşısındaki arsada beş on gün evvel bir bostan sergisi kuruldu. Yaşları yirmi beşi geçmeyen iki genç, buraya günlerce tahtalar, kalaslar taşıdılar arsanın çöplerini ve molozlarını temizleyerek marangozlar getirip işe başladılar. İki gün içinde yeşillikler, küçük kâğıt bayraklar ve levhalarla süslenmiş tertemiz, çatısı ve iç bölmeleri tamam, bir açık hava dükkânı meydana getirdiler. Bir vagon da Tekirdağ karpuzu almışlar. Boy boy ayırdılar. Üzerlerine etiketlerini koydular. Hattâ bir iki gün sonra elektrik de getirtip sergilerini ışıklandırdılar. Artık keyiflerine diyecek yok! Dört beş sokağın birleştiği küçük bir meydanda kurulan bu sergi, civarda oturanların dikkatini çekmekte gecikmedi.
“Komşular gelip uğurlu olsun temennisile alış verişe başladılar. Ben de bir kaç kere bu sergiden karpuz aldım. Bu iki zayıf genç pazarlıkta katiyen inatçı değillerdi Çoluğa çocuğa, kadına erkeğe iyi ve nezaketle muamele ediyorlardı. Onlarla ahbaplık tesis ettim. Gelip geçerken biribirimizle selâmlaşmağa, hal hatır sormağa başlamıştık.
“Beş on gün içinde bu iki zayıf delikanlının yüzlerine kan gelmiş, eski tasalı ve düşünceli hallerinden eser kalmamıştı. Memnun ve mesuttular.
“Dün sergiye karpuz almağa gittiğim zaman bizim delikanlılardan birini, ellerinde çantalar bulunan iki polis memuriyle hararetli hararetli konuşur buldum. Yüzü sapsarı olmuştu. Heyecandan dudakları titriyordu. Memurlar da aynı derecede ciddî ve asabî görünüyorlardı.
— Fazla lâf dinlemeyiz! diyorlardı. Nahiye müdürü bizim âmirimizdir. Verdiği emri yerine getirmeğe mecburuz. Burasını yıkacaksınız! Yoksa biz yıkarız.
Araya girdim. Vaktin akşam olduğunu, bir gün müsaade ederlerse nahiye müdürlüğünde belki işlerini halledebileceklerini söyledim. Polisler, teklifimi kabul edip çıkıp gittiler.
Onlar henüz gözden kaybolmamışlardı ki serginin diğer sahibi de geldi. Meseleyi merak eden komşular da birer ikişer evlerinden çıkıp serginin önünde toplandılar.
Polislerle konuşan sergi sahibinin ismi Ahmet Ünlü. Üç çocuk babası imiş. Diğer arkadaşı Kâzım Karacanın da dört çocuğu varmış. Yaşları 25 i geçmiyen bu delikanlılar dertlerini müştereken anlatmağa başladılar:
“— Biz kış yaz bu şekilde esnaflık eder geçinmeğe çalışırız. Bu sene evvelâ tıbbı adlî binasının yanındaki arsada bostan sergisi açmak için Alemdar nahiye müdürlüğüne müracaat ettik. Orası caddeye yakındır, olmaz dediler. Biz de bu arsayı bulduk. Nahiyeye tekrar gidip bildirdik. İstidamızı verdik. Uygun buldular. Bu arsanın sahibi binbaşı Kemal Bey imiş. Sarıyerde otururmuş. Gidip onu bulduk. Pazarlık edip bu arsayı bostan mevsiminin devamınca 150 liraya kiraladık. 170 lira da masraf edip şu sergiyi kurduk. Allaha bin şükür beş on kuruş kazanmağa başladığımız şu sırada polisler gidip geliyor ve “Sergiyi yıkacaksınız” diye israr ediyorlar. Bütün sermayemiz 325 lira idi. Karpuzları kredi ile alıyorduk. Şimdi bu paraları buraya gömüp, 3 - 4 kalasla nereye gidelim ve ne iş tutalım? Biz müracaat ettiğimiz zaman Alemdar nahiye müdürü ve Belediye komiseri burada sergi kurmamıza izin vermişti. İstidamızın numarası da 1946 dır. Şimdi biz bu sergiyi yıkar nereye gideriz.
“İkisi de ağlıyacak hale gelmişlerdi. Kâzım Karaca şunları ilâve etti:
— Evde beş nüfusuz. Korede şehit olan ağabeyim baş gedikli Mehmet Karacanın üç yetimi ile karısına da ben bakıyorum. Dokuz nüfusa günde dört ekmek lâzım. Bu sergiyi yıkarsam ne iş tutar, karnımızı nasıl doğururuz!..
“Kavun, karpuz mevsimlerinde bu gibi şikâyetlerle sık sık karşılaşılmaktadır. Kendilerine bir geçim vasıtası temin etmiş vatandaşları müşkül mevkide bırakmamak alâkalıların dikkat edecekleri bir mevzu olmalıdır”.
Muharririn bu yazısı 1951 yılında Alemdar Nahiye Müdürü olan zâta, hattâ onun üstünde İstanbul Vâlisi olan Ord. Prof. F. K. Kökay’a bir açık mektub mâhiyetindedir; İki genci bâdireden kurtarabilmiş midir bilmiyoruz; şurası kesin hakikatdir ki, buna benzer vak’alar İstanbulda dâimâ tekerrür edegelir; büyük şehrin günlük hayatının kangren olmuş yaralarındandır.
Bostan sergisinde bir toplu satış
(Resim : Sabiha Bozcalı)
Bostan sergisinde işsiz bir an
(Resim : Sabiha Bozcalı)
1874 de bir bostan sergisi
(Resim : C. Biseo)
Theme
Other
Contributor
Sabiha Bozcalı, C. Biseo
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM060128
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Sabiha Bozcalı, C. Biseo
Description
Volume 6, pages 3014-3017
Note
Image: volume 6, pages 3015, 3016, 3017
See Also Note
B.: Karpuz; Kavun
Theme
Other
Contributor
Sabiha Bozcalı, C. Biseo
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.