Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BOSTANCIBAŞI KÖPRÜSÜ
Bostancıda, Bostancı Deresinin üzerinde, öyle ki, dere bu köprünün altından geçince hemen denize kavuşur. Bu târihî köprünün tavsîfinde aşağıdaki satırları Semavi Eyice’nin “İstanbul - Şam - Bağdad Yolu üzerindeki mimarî eserler” isimli makaalesinden alıyoruz:
“Bu nevi’ eserlerin şehir sınırları içinde hâlen görülebilen tek misâli olan bu köprünün inşâ tarihi malûm olmamakla beraber, mimârisine gore XVI. asırda yapılmış olduğuna hemen hemen muhakkak nazarı ile bakılabilir. (Zellich, Guide du voyageur en Orient. İstanbul (1909?) 174; Guides Bleus, De Paris â Constaneinople, Parie 1920, 359, gibi bazı eski seyyah rehberleri bu köprünün Roma devrine ait olduğunu (!) yazarlar. Tabii böyle bir iddia yersiz ve esassızdır.) Çok iyi bir şekilde günümüze kadar gelebilen bu güzel köprünün Mimar Sinan’ın eseri olduğu hakkında eskidenberi yerleşmiş bir halk rivâyeti vardır. Tam ortasındaki kitâbe köşkünün alınlığındaki 1.35 X 0.35 m. ölçüsündeki boşluk burada evvelce bir kitâbe olduğuna delildir. Maalesef bu kitâbe kaybolmuş ve hiç bir surette kopyasına da rastlanmamıştır. Günümüze gelinceye kadar şehrin sınırını teşkil eden bu köprü 37.50 m. uzunluğunda, 6.00 m. genişliğinde, üçgen şeklinde olup ortada 6.40 m. açıklığındaki geniş bir gözü iki yanında 4.00 m. genişliğinde küçük gözleri vard...
⇓ Devamını okuyunuz...
Bostancıda, Bostancı Deresinin üzerinde, öyle ki, dere bu köprünün altından geçince hemen denize kavuşur. Bu târihî köprünün tavsîfinde aşağıdaki satırları Semavi Eyice’nin “İstanbul - Şam - Bağdad Yolu üzerindeki mimarî eserler” isimli makaalesinden alıyoruz:
“Bu nevi’ eserlerin şehir sınırları içinde hâlen görülebilen tek misâli olan bu köprünün inşâ tarihi malûm olmamakla beraber, mimârisine gore XVI. asırda yapılmış olduğuna hemen hemen muhakkak nazarı ile bakılabilir. (Zellich, Guide du voyageur en Orient. İstanbul (1909?) 174; Guides Bleus, De Paris â Constaneinople, Parie 1920, 359, gibi bazı eski seyyah rehberleri bu köprünün Roma devrine ait olduğunu (!) yazarlar. Tabii böyle bir iddia yersiz ve esassızdır.) Çok iyi bir şekilde günümüze kadar gelebilen bu güzel köprünün Mimar Sinan’ın eseri olduğu hakkında eskidenberi yerleşmiş bir halk rivâyeti vardır. Tam ortasındaki kitâbe köşkünün alınlığındaki 1.35 X 0.35 m. ölçüsündeki boşluk burada evvelce bir kitâbe olduğuna delildir. Maalesef bu kitâbe kaybolmuş ve hiç bir surette kopyasına da rastlanmamıştır. Günümüze gelinceye kadar şehrin sınırını teşkil eden bu köprü 37.50 m. uzunluğunda, 6.00 m. genişliğinde, üçgen şeklinde olup ortada 6.40 m. açıklığındaki geniş bir gözü iki yanında 4.00 m. genişliğinde küçük gözleri vardır. Bunların arasındaki ayak mahmuzları da durmaktadır. Köprünün iki yanında, biribirlerine demir kenetler ile bağlanmış 0,20 m. kalınlığında ve 0.50 m. yüksekliğinde taştan korkuluklar sıralanmaktadır. Köprünün dört köşesinde yükselen dört tezyinî babadan ancak iki tanesi kalmıştır, 2,00 m. boyundaki babalar taştan yontulmuş olup, köşeleri pahlı bir kare payenin üstünde kavuk biçiminde bir başlığa sâhiptir. Bu küçük fakat eski mimâri eser âbidevî Osmanlı köprülerinin bütün elemanlarına sahiptir. Köprünün tam ortasında sol tarafta 2.40 m. yüksekliğinde ve 1.60 m. genişliğinde bir kitabe köşkü bulunmaktadır. Köprüye bakar tarafında 0.35 m. derinliğinde bir nişi olan bu köşk, bir çıkıntı teşkil etmekte ve dört konsol tarafından taşınmaktadır. İstanbul’un içinde yegâne Türk köprüsü olan bu eser, şehrin itina ile muhafazası gereken âbidelerinden biridir. (Köprünün başındaki babalardan biri bir kaç yıl önce kırılmış, gösterilen alâka sonunda tekrar yerine takılmıştır. 1956 da tekrar yıkılan aynı baba tamir edilmediğinden parçalanmış ve kaybolmuştur.) Köprünün etrafında ufak bir mezarlık olduğu, Evliya Çelebiden öğrenilmektedir. Celâli isyanı sırasında bahsi geçen bu mezarlığın çok yakın zamana gelinceye kadar duran taşları, burada kasap dükkânları yapılırken ortadan kaldırılmıştır. Bu taşları bulmak için yaptığınız araştırmada bir ardiyede üstüvane biçiminde yalnız bir taş bulabildik. Bostancıbaşı köprüsünden itibaren Bağdad yolu artık şehrin dışına çıkmaktadır. Buradan itibaren rastlanan diğer menzil ve eserlerin tetkikini ayrı bir yazımıza bırakıyoruz.» (Semavi Eyice).
Bostancıbaşı Köprüsü
(Resim : Behçet Cantok)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060092
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tanım
Cilt 6, sayfalar 2995-2996
Not
Görsel: cilt 6, sayfa 2995
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.