İstanbul Radyosunda esprili konuşmaları ile halk tarafından çok sevilmiş bir spiker, ve evleviyet ile değerli bir komediyen; 1928 senesi haziranında İstanbulda doğdu, doktor Hikmet Beyin oğludur, ilk tahsil çağına gelinceye kadar sebâvet yıllarında babasının vazifeleri dolayısı ile Anadolunun ve Trakyanın muhtelif kasabalarında dolaşdı, ilk tahsilini Edremitte yapdı, orta ve lise tahsilini de Galatasarayı Lisesinde tamamladı, daha mekteb sıralarında iken sahne hayatına heves etti, Liseden mezun olduğu yıl Şehir Tiyatrosuna intisâb etti, bir yandan da Edebiyat Fakültesine devam etti (1946). 1948 de İstanbula gelen Paris Mathurins Tiyatrosu müdürü Jean Marchat ile anlaşarak bu fransız tiyatrosunda çalışmak üzere Parise gitti. Mathurins sahnesinde "L'Empereur de Chine" ve Mollièr'in "La Misantrope" piyeslerinde oynadı, bir yıl sonra yurda döndü, tekrar Şehir Tiyatrosuna girdi, bu arada yerli filmlerde de roller aldı. Şehir Tiyatrosunda oynadığı piyesler arasında "Cezâ Kanunu"nda Zîver Bey rolü ile "İki efendinin uşağı" ve "Yanlışlıklar Komedisi"ndeki rollerini muvaffakiyetle temsil etti "Yıldırım Bayazıd" filminde de Yıldırım Bayazıd rolü çok başarılı olmuşdu. Kendisinde tek başına çalışabileek bir komediyenin nefis güvenini bulan Orhan Boran bir sene sonra Şehir Tiyatrosundan ayrıl...

İstanbul Radyosunda esprili konuşmaları ile halk tarafından çok sevilmiş bir spiker, ve evleviyet ile değerli bir komediyen; 1928 senesi haziranında İstanbulda doğdu, doktor Hikmet Beyin oğludur, ilk tahsil çağına gelinceye kadar sebâvet yıllarında babasının vazifeleri dolayısı ile Anadolunun ve Trakyanın muhtelif kasabalarında dolaşdı, ilk tahsilini Edremitte yapdı, orta ve lise tahsilini de Galatasarayı Lisesinde tamamladı, daha mekteb sıralarında iken sahne hayatına heves etti, Liseden mezun olduğu yıl Şehir Tiyatrosuna intisâb etti, bir yandan da Edebiyat Fakültesine devam etti (1946). 1948 de İstanbula gelen Paris Mathurins Tiyatrosu müdürü Jean Marchat ile anlaşarak bu fransız tiyatrosunda çalışmak üzere Parise gitti. Mathurins sahnesinde "L'Empereur de Chine" ve Mollièr'in "La Misantrope" piyeslerinde oynadı, bir yıl sonra yurda döndü, tekrar Şehir Tiyatrosuna girdi, bu arada yerli filmlerde de roller aldı. Şehir Tiyatrosunda oynadığı piyesler arasında "Cezâ Kanunu"nda Zîver Bey rolü ile "İki efendinin uşağı" ve "Yanlışlıklar Komedisi"ndeki rollerini muvaffakiyetle temsil etti "Yıldırım Bayazıd" filminde de Yıldırım Bayazıd rolü çok başarılı olmuşdu. Kendisinde tek başına çalışabileek bir komediyenin nefis güvenini bulan Orhan Boran bir sene sonra Şehir Tiyatrosundan ayrılarak İstanbul Radyosuna temsil yayınları rejisörü olarak intisab etti, ve radyo temsillerinin mükemmeliyeti yolunda çok çalışdı. Sonra esprili radyo röportajları ile meşgul oldu ve birden Türkiye çapında bir şöhret oldu. Maddeten çok tatminkâr bir kabare angajmanı teklifi karşısında iki sene çalıştığı radyodan ayrıldı, fakat bağını tamamen kesmedi, kabare çalışırken radyoda serbest olarak çeşitli programlara devam etti. 1952 yılından sonra memleket dışı turnelere çıkdı, Avrupanın ve Amerikanın muhtelif şehirlerinde dolaşdı, bu arada Kanarya Adalarına uğradı; Atinada Beşinci Jorj Otelinde, Romada Rupe Torpea'da, Beyrut da Kit Kat'da, hulâsa her gittiği yerde bir otel salonunda, bir kaberede, bir gece kulübünde çalışma fırsatını buldu, çok takdir topladı. 1957 de Londrada B. B. C. radyosunun açdığı bir imtihanı kazanarak üç yılda Londrada B. B. C. de çalışdı. Bu satırların yazıldığı sırada Orhan Boran yine serbest olarak İstanbul Radyosunda esprili konuşmalar yapmakda, bir yandan da muhtelif gece kulüblerinde çalışmakda idi. Türk sahnesinin çok sempatik bir sîmâsıdır.