Sinema perdesinin genç ve ünlü artistlerinden; 1932 de Ankarada doğdu, babası hava yüzbaşısı Mazhar Uçakdır, annesinin adı Nureyidir; ilk tahsilini Ankarada ve İstanbulda 38. inci ilk okulda yapdı, Kadıköy Birinci Orta Okulunu bitirdi; daha çocuk denilecek çağda iken sanatkâr hüviyeti nazarı dikkati çekdi, 1954 de And Filmin çevirdiği “Alın Yazısı” filminde baş rolde oynayarak ilk defa sinema perdesinde göründü; sonra Birsel Film ile sıkı bir iş birliği yaparak çalışdı; “Sünger Avcuları” (yahud Rüzgâr Zehrâ), “Yeşil Köşkün lambası”, “kanundan kaçılmaz”, “Seni benden alamazlar” filmlerinin başrollerini oynadı; aldığı rollerde büyük başarı sağlayan genç artist anlaşmaları olduğu And ve Birsel film studyolarının çevirdiği filmlerden başka “Cehennemde buluşalım”, “İnleyen Dağlar”, “Mavi Boncuk”, “Üç kızın hikâyesi”, “Buna gönül bağlama”, “Divâne”, “Tilki Leman”, “Ayşe kız” kordelâlarında boş rolleri aldt. 1958 de And Filmin çevirdiği “Bir kadın tuzağı” filminde de baş rolü aldı; son oynadığı eser Erkoç Filmin çevirdiği “Kahraman Üçler” dir. 1961 yılında Türkiyede ilk defa copruduction cinemascope renkli film olarak Antalya, Adana ve Urfada çevrilen “Cehennemde buluşalım” filminde önemli bir rol almışdır. Husûsi hayatında güzel akordeon çalar, kara kalem resim yapar, iyi bir yüzücüdü...

Sinema perdesinin genç ve ünlü artistlerinden; 1932 de Ankarada doğdu, babası hava yüzbaşısı Mazhar Uçakdır, annesinin adı Nureyidir; ilk tahsilini Ankarada ve İstanbulda 38. inci ilk okulda yapdı, Kadıköy Birinci Orta Okulunu bitirdi; daha çocuk denilecek çağda iken sanatkâr hüviyeti nazarı dikkati çekdi, 1954 de And Filmin çevirdiği “Alın Yazısı” filminde baş rolde oynayarak ilk defa sinema perdesinde göründü; sonra Birsel Film ile sıkı bir iş birliği yaparak çalışdı; “Sünger Avcuları” (yahud Rüzgâr Zehrâ), “Yeşil Köşkün lambası”, “kanundan kaçılmaz”, “Seni benden alamazlar” filmlerinin başrollerini oynadı; aldığı rollerde büyük başarı sağlayan genç artist anlaşmaları olduğu And ve Birsel film studyolarının çevirdiği filmlerden başka “Cehennemde buluşalım”, “İnleyen Dağlar”, “Mavi Boncuk”, “Üç kızın hikâyesi”, “Buna gönül bağlama”, “Divâne”, “Tilki Leman”, “Ayşe kız” kordelâlarında boş rolleri aldt. 1958 de And Filmin çevirdiği “Bir kadın tuzağı” filminde de baş rolü aldı; son oynadığı eser Erkoç Filmin çevirdiği “Kahraman Üçler” dir. 1961 yılında Türkiyede ilk defa copruduction cinemascope renkli film olarak Antalya, Adana ve Urfada çevrilen “Cehennemde buluşalım” filminde önemli bir rol almışdır. Husûsi hayatında güzel akordeon çalar, kara kalem resim yapar, iyi bir yüzücüdür. Otomobil kullanmak ve ata binmek de zevkleri arasındadır. Hakkı Göktürk Vefâkâr muhabirimiz Hakkı Göktürkün yukarıdaki notları matbaaya verildikten sonra Ses mecmuasında Ekrem Bora ile güzel bir konuşma yazısı çıkmışdır; hal tercemesini tamamlamak için oradan da bâzı satırlar alıyoruz; sanatkâr anlatıyor: Ben kırk günlük iken babam şehid olmuş, dört erkek kardeşin en küçüğüyüm. Orta mektebi bitirdim, liseyi okuyamadım. 1953 de Yıldız mecmuası bir artist yarışması açmışdı, girdim, birinci oldum. Eğer böyle bir tesâdif olmasaydı belki de balıkcı olurdum. Açık havada dertlerimi unutuyorum, (Büyük derdi orta okulda sona ermiş tahsilidir, sanatkâr insanın oto didakt olduğunu unutuyor), Robinson gibi yalnız yaşamak istiyorum, bir köpeğim ve oltalarım olsun yeter; toplum hayatı beni sıkıyor”. (Ses, No. 10 Ocak 1962). Ekrem Bora (Resim : S.B.)