Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BOĞAZİÇİNDE DENİZ HAMAMLARI, PLAJLAR, BOĞAZİÇİNDE YÜZME
Birinci Cihan Harbinden sonra İstanbulun halkı çok değişdi, en az üç kuşak İstanbullu olanlar öylesine dağıldılar ki, bir gidenin yerine beş taşralı geldiğinden İstanbul ağzı türkçe bile kayb olma tehlikesine düşmüşdür; bu arada, lebideryâdaki yalıları yalıların kayıkhânelerindeki kayıkları, iskelelerdeki sandalları, köylerin hayır sâhibleri vakfı pazar kayıkları ile berâber Boğaziçinin kibarı, kayıkcısı, sandalcısı, balıkcısı da çekildi. Zamanımızda Boğaziçi köyleri halkının kesif çoğunluğu amele ve işçi takımındadır; onların da denize yakınlığı, memleketlerindeki dereye girip yıkanmadan farksızdır.
Birinci Cihan Harbinden önce İstanbulluların içinde denizle kucak kucağa yaşayanlar Boğaziçi halkı idi. Birinci Cihan Harbinden, hatta Cumhuriyetin ilânından, ve Türkiyede kadın örtünmesinin kalkmasından evvel İstanbulda plaj yokdu. Zamanımızın en namlı plajlarının kurulduğu yerler, Florya, Fenerbağçe, Küçükyalı ve Maltepe sâhilleri gibi denizin kendi başına yayıldığı üstünde çıplak ayak izi görülmeyen kumsallardı.
Plajlardan evvel İstanbulda denize girme yeri deniz hamamı idi.
Ayak takımından çoluk çocuk ve gençler rast gele bir yerden soyunub denize iç donu ile girerlerdi; orta tabaka halk, ketebeden gençler ve mektebli çocuklar da deniz hamamlarına giderler, ve deniz hamamlarından...
⇓ Devamını okuyunuz...
Birinci Cihan Harbinden sonra İstanbulun halkı çok değişdi, en az üç kuşak İstanbullu olanlar öylesine dağıldılar ki, bir gidenin yerine beş taşralı geldiğinden İstanbul ağzı türkçe bile kayb olma tehlikesine düşmüşdür; bu arada, lebideryâdaki yalıları yalıların kayıkhânelerindeki kayıkları, iskelelerdeki sandalları, köylerin hayır sâhibleri vakfı pazar kayıkları ile berâber Boğaziçinin kibarı, kayıkcısı, sandalcısı, balıkcısı da çekildi. Zamanımızda Boğaziçi köyleri halkının kesif çoğunluğu amele ve işçi takımındadır; onların da denize yakınlığı, memleketlerindeki dereye girip yıkanmadan farksızdır.
Birinci Cihan Harbinden önce İstanbulluların içinde denizle kucak kucağa yaşayanlar Boğaziçi halkı idi. Birinci Cihan Harbinden, hatta Cumhuriyetin ilânından, ve Türkiyede kadın örtünmesinin kalkmasından evvel İstanbulda plaj yokdu. Zamanımızın en namlı plajlarının kurulduğu yerler, Florya, Fenerbağçe, Küçükyalı ve Maltepe sâhilleri gibi denizin kendi başına yayıldığı üstünde çıplak ayak izi görülmeyen kumsallardı.
Plajlardan evvel İstanbulda denize girme yeri deniz hamamı idi.
Ayak takımından çoluk çocuk ve gençler rast gele bir yerden soyunub denize iç donu ile girerlerdi; orta tabaka halk, ketebeden gençler ve mektebli çocuklar da deniz hamamlarına giderler, ve deniz hamamlarından, tıpkı şehrin çarşı hamamları gibi, bellerine peştemâl saranıp denize girerlerdi.
İstanbulun zamanımızdak plaj denilen umumî yıkanma, yüzme, su sporları ve deniz eğlenceleri yerlerinin hemen hepsi şehrin Marmara sâhillerindedir; deniz hamamları devrinde ise Marmara sâhillerindeki deniz hamamları Yenikapuda, Kumkapuda, Moda, Fenerbağçede ve Bostancıda idi.
Boğaziçinde ise plaj yokdur denilse yeridir; Kücüksu Plajı ile Altınkum Plajı ismen plajdırlar. Boğaziçi, hemen boydan boya deniz hamamı yeridir; hemen boydan boya deniz hamamı yeridir, târife lüzum yokdur, deniz hamamında soyunulup denize girilince su boyu aşar; onun içindir ki deniz hamamları eğlence yeri olmakdan ziyâde yüzme yeridir. (B.: Plaj; Deniz Hamamı).
Birinci Cihan Harbinden evvel İstanbulun en iyi yüzgeçlerini, yüzmeyi derin suda, akıntılı suda, dâima çırpıntılı suda öğrenmiş Boğaziçi çocukları arasından yetişmişdir; bunların arasında da, aynı zamanda maişetini deniz üstünde temin eden genc kayıkcılar, sandalcılar ve balıkcılar olmuşdur. Birinci Cihan Harbine kadar Boğaziçinde lebideryâda her evin, her yalının husûsî bir deniz hamamı vardı.
Biz Boğaziçinin liman sınırını Beşiktaşda görüyoruz, bundan ötürüdür ki yakın zamanda kaldırılmış olan ve İstanbulun en meşhur umumî deniz hamamlarından biri olan Salıpazarı Deniz Hamamını, tıpkı eski Galata Köprüsündeki deniz hamamı gibi bir liman hamamı kabul edeceğiz. (B.: Salıpazarı Deniz Hamamı; Köprü Deniz Hamamı).
Zamanımızda lebideryâda ev ve yalıların hususî deniz hamamlarından hiç biri kalmamışdır. Türk kadını fanatik örtü altından da çıkdığı için, ve Boğaziçinde, Küçüksudan başka plaj da olmadığından, denize, evlerde, yalılarda soyunulup evlerin ve bağçelerin rıhtımlarından, sandallardan, eğer sâhilboyu yol ise, yolkenarındaki rıhtımlardan girilir.
Hâlen Boğaziçinden Ortaköye deniz eğlenceleri ve yüzme yarışları içip yapılmış Lido müessesesi bulunmaktadır. (B.: Lido). Bu müessese hakkında burada, kurulduğu sıralarda yayınlamış bir ilânı nakil ile iktifâ ediyoruz: “İstirahat, eğlence, dans, şarkı, banyo, güneş, spor. Lido, dünyaca tanınmış safiyelerini eşidir. Otel, Gazino, yüzme havuzu, lokanta, paviyon; üstad aşçıbaşı Strakaris’in idâresinde mutfak. Sâhilde havuz başında paviyon, eğlence, variyete ve sürpizrlerle kokteyl salonu, swing, caz, tango, romans, klasik parçalar. Evlenme ve nişan törenleri için mükemmel teşkilât Romantik saraylar arasında romantik mehtâb âlemi; İstanbulun en asrî eğlence yeri”.
Aşağıdaki satırlar da Suat Erler’in Boğaziçi ve Yüzmeler” başlıklı bir makaalesindir:
“Boğaziçi dünyanın emsalsiz yerlerinden addedildiği ve yüzme sporu için en uygun şartlara malik bulunudğu halde mevkii kazanamamıştır. Bunun muhtelif sebeblerinden biri hiç şüphesiz şehir Belediye nizamnamesinin deniz hamamı inşa edeceklere gösterdiği müşkülattır. Deniz hamamı diyip geçmemeli; zira bularnın bizim sıhhı ve bedeni durumumuz üzerindeki rolleri çok mühimdil. Boğaziçinin her iki kıyısında meskûn bulunan sahillerin uzunluğu aşağı yukarı kırk kilometreyi aşar. Bu mesafe içinde bugün ancak iki deniz hamamı, iki plaj, ve bir yüzme havuzu vardır. Lâkin bunlardan Boğaziçi halkı taşıt müşkilâtı veya fâhiş dühûliye yüzünden hakkıyle faydalanamaz. Yalıda oturanlar veya sandal sâhibi bulunanlar için mesele yokdur. Fakat Boğaziçi halkının çoğu yalıda yaşamadığına göre yüzme veya deniz banyosu imkânından mahrumdur.
“Ne yazık ki Boğazın suyunda yetişmemiş olanlar onun meziyet ve hususiyetlerini takdirden âcizdirler. İnsana âdeta enerji aşılayan Boğaz suyunun hassası Marmara sâhillerinin ılık suyunda mevcud değildir. Sâhildeki yalıların olanı biteni denize dökmek âdeti ile gemilerin mazotlarını suya boşaltmak felâketi olmasa Boğaz sularının temizliğine söz yoktur. Bu su derin olduğu için dalgalırın tesirile bulunmaz, daimi cereyan yüzünden kir tutmaz ve billur gibi akar.
“Eskiden Boğaziçinin deniz hamamları temizlik, sıhhat, eğlence menbaı ve aynı zamanda yüzme sporunun ilk okulu olarak çok mühimdi. Lakin gel zaman git zaman deniz hamamlarının adedi azaldıkça buralarda yüzen, eğlenen ve dolayısile iptidai şekilde farkında olmadan vücudünü çalıştıran gençlik de ortadan çekilmişdir. Bu hadisenin yüzme sporuna büyük tesiri dokunmuştur. 1931 senesinde değerli idareci Bay Ekrem Akömerin gayreti ve Şirketi Hayriyenin himmetile Büyükderede inşa edilen Lido havuzu yüzme sporumuzda bir dönüm noktası olmuştu. Anlaşılmaz sebeblerden iki sene sonra yıkdırılan Lidonun inkirazile yüzme sporunda bir sukut başladı. Filvaki aradaki seneler zarfında bir iki yüzme yıldızı parladı, bir kaç rekor kırıldı. Lâkin ne kırılan rekorların sıhhatine, ne rekoru tesbit eden saatlerin işbirliğine ne de parlayan yıldızların spora karşı muhabbetine bir türlü gönül kani olamadı. Bir gül ile bahar olmaz derler; maksat kütle halinde yüzücü yetiştirmektir. Bunlar olur biterken Boğaziiçinde doğmuş olan Türk yüzücülüğü de Modaya doğru uzandı.
“Moda deniz hamamları diye maruf ve bin bir direkli Sandık Burnu gazinolarına müşabih bu istihmam yeri esasında ne bir deniz hamamıdır, ne plajdır ve ne havuzdur; her kılığa giren, haddi zatında hiç bir şeye benzemiyen bir garibedir. Resim müsabaka günlerinde mükâfatlı pehlivan güreşleri tertib edilen kasaba panayırlarını andırır.
“Mamafi bütün bunlara kağmen vaziyette sadre şifa veren cihet de vardır.
“İstanbulun Yüzme İhtisas Kulübü ünvanile kurulan bir cemiyet yüzme sporuna layık olduğu mevkii vermek ve fennî esaslara dayanarak öğretmek gayesile faaaliyete geçmiştir. Klübün bir çok hususiyetleri arasında zikre değer birnokta da Boğazda yüzmeyi canlandırmak gayesini tutmuş olmasıdır.
“Son senelerde klüb faaliyet programında Boğazı muhtelif mesafeler üzerinde yüzerek geçme müsabakalarına mühim yer ayırmış ve bir çok rekorlar tesis etmiştir. Haziran ortasından Ekim ayının sonuna kadar klübün hemen her hafta yaptığı Boğazı geçme müsabakaları, büyük, küçük bütün azalarının iştirakini sağlamakta ve genç yüzücülerine Boğazın eşi bulunmiyan serin sularında akıntı ve anaforlarla mücadele ederek müsabaka yapmak zevkini aşılamaktadır. Hatta klübün kış yüzmeğe devam etmekte ve sene başında müsabaka tertiblemektedir. Klübün en büyük gayesi her Türk gencini bir yüzücü ve her yüzücüyü bir can kurtarıcı olarak yetiştirmektir”. (Suat Erler, Boğaziçi ve Yüzmeler; Turing Klüb Belleteni).
Boğaziçi seyrü seferinde Şirketi Hayriyenin ilk vapurlarından yandan çarklı, kemâre burunlu 18 numaralı Âsâyiş
(Resim: Behçet Cantok)
Tema
Yer
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM050769
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2882-2884
Not
Görsel: cilt 5, sayfa 2884
Bakınız Notu
B.: Plaj; Deniz Hamamı; B.: Salıpazarı Deniz Hamamı; Köprü Deniz Hamamı; B.: Lido
Tema
Yer
Emeği Geçen
Behçet Cantok
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.