Eski bir kumaş adı; atlas, ipekli, şâlâki, kadife kumaşların, üzerleri kılabdan ile iri yapraklar ve dallar işlenmiş olanları; bin dallılardan umumiyetle entâri kesilirdi; esnaf takımı, esnafın da bilhassa gencleri giyerdi. Boylu, kaşı gözü yerinde, eli ayağı düzgün esnaf civanlarını açan kumaşlardı; bu bakımından al benisi olan ve avam tabakasına mensub bazı genclere lakab olarak da kullanılmışdır. (B.: Mustafa, Bindallı). Son yeniçerilerden ve büyük ve destan mecmuasını sâhibi Çardak Kolluğu çorbacısı Galatalı Hüseyin Ağa, ocaklı, esnaf civanlarından yeniçerilik ile övünür, bâzûlarına mensub oldukları ortaların nişanlarını dövdürmüş on iki nefer gencin şânında şehrengiz yollu yazdığı bir manzûmede, biri helvacı diğeri çulha iki gencin bindallıdan entâri giydiklerini, söylüyor: Peştemalı ince belde o melek Bindallı anteri üstünde yelek Reftâri şûhâne gaayet civelek Helva döker fıstıklı ak mermere Elli altı nişan vermiş dilbere. * Bindallı anteri belde şal kuşak Dökmüş kâküllerin altunlu başak Şimşir nâlin ile elinde arşak Çulha şâhım tıkır tıkır şanlıdır Gümüş bâzû altmış dört nişanlıdır