Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BİLÂL (Yorgancı)
1890 ile 1895 arasında Beşiktaşda Has Fırın yanında güzelliği ile meşhur bir yorgancı kalfası idi, o devrin kendi boyundan bütün gençleri gibi tulumbacılık âleminde de şan vermişdi. Karadeniz yalısı uşağı bir bıçkın olub Tophâne kâtiblerinden Üsküdarlı Âşık Râzi’nin naklettiğine göre Beşiktaş konuklarına, saraylarına gaayet ağır incili, sırmalı gelin, lohusa, sünnet düşekleri yorganları dikerlermiş; bir yaz günü Serencebey Yokuşunda bir konağa iki ağır çeyiz yorganı dikmişler, yorganları konağa bu Bilâl götürmüş, hava sıcak, yol dik, yükün de hatırı sayılır, terlemiş, yorulmuş, aslında sine uryan, kollar, paçalar sıvalı, yalın ayağında şıpıtık yemeni, pırpırı tulumbacı, esnaf civeleği, emâneti harem kapusuna çıkan arab bacıya teslim etmiş, terini silip bir bardak su istemiş, içip bardağa geri verdiği bacı:
— Allah şükretsene oğlum.. demiş.
Bilâl de:
— Şu yorganlara iki ay el emeği, göz nuru ile iğne vurdum, gelin kızla altına girecek elin oğlu, ben de bir bardak suya Yârabi şükür diyeyim, oldu mı bacı!.. demiş.
Evin biricik kızı kafes ardında genç ve dilber yorgancıyı seyredermiş, bu sözü de işidince yıldırımla vurulmuş gibi âşık olmuş, bir paşa oğlunun nişan yüzüğünü atmış, “Ya kendini öldürürüm, ya yorgancı!.” demiş, ayak diremiş; kızın babası hem evlâdına düşkün, hem saraya me...
⇓ Devamını okuyunuz...
1890 ile 1895 arasında Beşiktaşda Has Fırın yanında güzelliği ile meşhur bir yorgancı kalfası idi, o devrin kendi boyundan bütün gençleri gibi tulumbacılık âleminde de şan vermişdi. Karadeniz yalısı uşağı bir bıçkın olub Tophâne kâtiblerinden Üsküdarlı Âşık Râzi’nin naklettiğine göre Beşiktaş konuklarına, saraylarına gaayet ağır incili, sırmalı gelin, lohusa, sünnet düşekleri yorganları dikerlermiş; bir yaz günü Serencebey Yokuşunda bir konağa iki ağır çeyiz yorganı dikmişler, yorganları konağa bu Bilâl götürmüş, hava sıcak, yol dik, yükün de hatırı sayılır, terlemiş, yorulmuş, aslında sine uryan, kollar, paçalar sıvalı, yalın ayağında şıpıtık yemeni, pırpırı tulumbacı, esnaf civeleği, emâneti harem kapusuna çıkan arab bacıya teslim etmiş, terini silip bir bardak su istemiş, içip bardağa geri verdiği bacı:
— Allah şükretsene oğlum.. demiş.
Bilâl de:
— Şu yorganlara iki ay el emeği, göz nuru ile iğne vurdum, gelin kızla altına girecek elin oğlu, ben de bir bardak suya Yârabi şükür diyeyim, oldu mı bacı!.. demiş.
Evin biricik kızı kafes ardında genç ve dilber yorgancıyı seyredermiş, bu sözü de işidince yıldırımla vurulmuş gibi âşık olmuş, bir paşa oğlunun nişan yüzüğünü atmış, “Ya kendini öldürürüm, ya yorgancı!.” demiş, ayak diremiş; kızın babası hem evlâdına düşkün, hem saraya mensub, dedikoduya önleyemez ise de rezâlete meydan vermez, nişan bozulur, o yaz kız tarafı Erenköyde yeni yapılırcasına tâmir görmekde olan köşklerine, daha içinden ustalar çıkmamış iken taşınırlar. Yorgancı Bilâl de iç güveyisi olarak alınır, el emeği, göz nuru ile iğne vurduğu yorganın altında gelin kıza da kavuşur. Külhânî Âşık Râzi, Bilâlin güzelliğini bir manzûme ile övmüşdür, fakat her neden ise bu son faslı znazım diline vermemiş, “Bilâl kibar damadı olduktan sonra da esnaf kılık kıyâfetini değiştirmedi, hattâ sandık kolu altına girib tulumbacılık da yaptı, yalnız pırpırılığı bırakdı, fes altından perçem salma, paça sıvayıp ve yemeni ökçesi basıp topuk nümâyişinden vaz geçdi, yaz kış açık duran mintan yakasını ilikledi, bir de ayağını meyhâneden kesdi, aslında ara sıra uğradı, hiç gütmez oldu” diye anlatmışdı. Manzûme şudur:
1. Bir güzelden size vereyim haber
On dokuz yaşında nûru mücessem
Başın dize alsam olsam da berber
Terzi olup pirehenin ben diksem
2. İsmi şerifi ol şâhın Bilâldir
Eseri Kudrettir o nakşi hüsün
Bu güzeli sevmek vallah helâldir
Rahmettir ki gökden yere dökülsün
3. Yorgancılık olmuş kâr ile kesbi
İğne vurur tiri müjgânı ile
Gelin kızlar bilse ol şekerlebi
Yorgancı benim dir, yorganı ile
4. Dökülmüş al fesden kara kâkülü
Bir tutam düşmüş kaşın üstüne
Bu yanık âşıkın savruldu külü
Yârin semti Beşiktaşın üstüne
5. Nazlı nârin uzun boylu tığ gibi
Sarmışdır al kuşak o ince beli
Vahşi vahşi bakışların sebebi
Şâhin başda esen çapkınlık yeli
6. Ya efendim o ayaklar o eller
Levendâne reftâr bıçkın edâsı
Mestâne okurken şarkı gazeller
Kanarya bülbül mü aceb sedâsı
7. Londrin çuhalar açmış o şûhu
Hele tavşan kanı kadife yelek
Bin güzel içinde söyleyin yâhu
Var mı böyle tulumbacı civelek
8. Şehri İstanbulu saldı velvele
Güzeller serveri o Beşiktaşlı
Dil hânesin verdik yangın aleve
Koş gel tulumbacım ey şâhin başlı
9. Âşık Râzı kendi bağlar gözünü
Kurban olmuş güzellerin yoluna
Sözde ızhâr ider âşık özünü
Lütfet bir selâm ver garib kuluna.
Vâsıf Hiç
Öyle zan ediyoruz ki tamamlanmamış bir manzûmedir.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM050616
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2766-2767
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.