Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BEYOĞLU MUTASARRIFLIĞININ ESKİ BİNÂSI
Eski Beyoğlunun önü ve içi pek hareketli, cünbüşlü ve kendine has sineması olan bir binâsı idi; Galatasarayı Sultânisinin bitişiğinde, Yeniçarşı Caddesine sapılan, şimdi, (bu satırlar 1945 de yazılmışdır) meydanımsı bir hal almış olan köşede idi, 1849 da Galatasarayı Mektebinin ilk binâsı ile beraber yapılmış; askerî bir karakolhâne olarak.
Çehre züğürdü bu yapı idi; yıldırılıncaya kadar o mihmel sîmâsını muhâfaza etti; çatısı basmış, badanası alacalı bulacalı, pencere camlarının kimisi kırık, kimisine gaz sandığı tahtası mıhlı, yahud bakkal kâğıdı yapıştırmalı idi.
Kapusu fora, giren girene, çıkan çıkana; sanki panayır yeri. Saray mensûbu paşalar, beyler, hünkâr yâverleri, kavak boylu Yıldız Sarayı tüfekcileri; nişanlı madalyalı komiserler, bitirim hafiyeler.
Erbâbı mesâlih de çok; sarıklı softa, arâkiyeli derviş ageli ak arab, potorlu arnavud, câmedanlı kürd, kuşaklı muhâcir, şapkalı frenk, kasketli rum, palabıyık ermeni, köse sakal mûsevi, hulâsa yerli yabancı yetmiş iki buçuk millet.
Posta olup takım takım gelenlere de başka; kolu boynuna asılı, eli sarılı omuzdaşlar, pavurya yürüyüşü palikaryalar, maltız deniz korsanları, çakanoz kasa hırsızları, yankesici, çoğu yalın ayaklı kopiller, umumhâne mamaları, muhabbet dellalları, yan sokakların yosmaları, civânları.
Dahası var: te...
⇓ Read more...
Eski Beyoğlunun önü ve içi pek hareketli, cünbüşlü ve kendine has sineması olan bir binâsı idi; Galatasarayı Sultânisinin bitişiğinde, Yeniçarşı Caddesine sapılan, şimdi, (bu satırlar 1945 de yazılmışdır) meydanımsı bir hal almış olan köşede idi, 1849 da Galatasarayı Mektebinin ilk binâsı ile beraber yapılmış; askerî bir karakolhâne olarak.
Çehre züğürdü bu yapı idi; yıldırılıncaya kadar o mihmel sîmâsını muhâfaza etti; çatısı basmış, badanası alacalı bulacalı, pencere camlarının kimisi kırık, kimisine gaz sandığı tahtası mıhlı, yahud bakkal kâğıdı yapıştırmalı idi.
Kapusu fora, giren girene, çıkan çıkana; sanki panayır yeri. Saray mensûbu paşalar, beyler, hünkâr yâverleri, kavak boylu Yıldız Sarayı tüfekcileri; nişanlı madalyalı komiserler, bitirim hafiyeler.
Erbâbı mesâlih de çok; sarıklı softa, arâkiyeli derviş ageli ak arab, potorlu arnavud, câmedanlı kürd, kuşaklı muhâcir, şapkalı frenk, kasketli rum, palabıyık ermeni, köse sakal mûsevi, hulâsa yerli yabancı yetmiş iki buçuk millet.
Posta olup takım takım gelenlere de başka; kolu boynuna asılı, eli sarılı omuzdaşlar, pavurya yürüyüşü palikaryalar, maltız deniz korsanları, çakanoz kasa hırsızları, yankesici, çoğu yalın ayaklı kopiller, umumhâne mamaları, muhabbet dellalları, yan sokakların yosmaları, civânları.
Dahası var: tepside yemek ve cebde içki taşıyan lokanta, birahâne garsonları; seyyar dondurmacılar, şerbetçiler, fıstık, fındıkcılar, destancılar.
Ana kapunun önünde İstanbulun en uzun boylu, ne fiyakalı burma bıyıklı kanun çavuşu dâimâ hâzır ve nâzır.
İçeriki avlunun köşe bucağı da tıklım tıklım eşyâ: Yangın tulumbası, kancalar, içlerindeki su pislikden kaymak bağlamış kovalar; ve sanki koltukcu dükkânıymış gibi hurda piyano, aynası kırık dolabı, paslı demir karyola, patlak kanape, çatlak Enes küpü, laterna, borusu yamru yumru gramofon.
Oradan geçen ekseriyâ, Beyoğlunun inzibâtına memur Esvabcıbaşı İsmet Beyin oğlu kaymakam Tâhir Beye, bâzan de ağabeyisi yâveri husûsli şehriyârı Fehim Paşaya rastlardı.
Odalar akşamları gene birer kıraathânesi, kahvehâne idi. Pencerelerin arkasında aded aded baş, çoğu misâfir beyler ve efendilerin başı. Bir tarafdan sigaralar tüttürülüryor, nargililer, fokurdatılıyor; kahveler, çaylar içiliyor; dondurmalar yeniliyor; bir tarafdan da gelsin piyasa çıkışları seyir, kokonalara işmar.
Kanun zâbitlerinin dapdaracık odasında hünkâr yâveri paşazâdeler, bilhassa acarlardan Kabasakal Çerkes Mehmedin; İstihkâm ve İnşaat Dâiresi Reisi Sânisi Hayri Paşanın Enver nam oğulları hiç eksik olmazdı.
O zamanlar İstanbulun Belediye işleri Şehiremânetine, zâbıta işleri ve Zaptiye Nezâretine âid, ve şehirde bu sonuncusuna bağlı idi mutasarrıflık vardı: biri bu binâdaki Beyoğlu mutasarrıflığı, öbürü Paşakapusundaki Üsküdar Mutasarrıflığı.
Bahsetdiğimiz binânın yukarı katları dâirenin erkânına mahsusdu; mutasarrıf; muavin, muavin, başkâtib, alaybeyi, polis meclisi âzâları, polis müfettişleri, merkez komiseri, terceme odası, doktorlar hep orada istif..
Yanda, Yeniçarşıya doğru uzanan Nuh Nebiden kalma kılıklı kâgir yeri geçelim, “mer’iyül hâtır” mevfukların yeri anlatıla anlatıla bitirilemezdi; bacakları kırık yayları kavşak, otları fırlamış bir kanepeden başka oturacak şey yok. Desturun, sarhoş gaseyanlarından koku, koku, koku. Tavandan örümcek ağları sarkıyor; sıvaları dökülmüş bağdâdiler arasından kedi kadar gemi fâreleri cirid oynuyor. Pire pıtrak, tahta kurusu, katar katar, dört duvar kanları ile mülemmâ. Sonra ne gaz var, ne mum. Dünyalığı tüketüp ipi pillav, sivri küllâh düşen, zifiri karanlıkda kaşına kaşına sabâhı güç bulur.
Sermed Muhtar Alus
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Sermed Muhtar Alus
Identifier
IAM050520
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 5, pages 2715-2716
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.