EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
5. Cilt: Bay-Boğ
BEYOĞLU (Küpeli)
Geçen asır sonlarında Beyoğlunun namlı palikarya tulumbacılarından; gencliğinde misilsiz güzelliği ve sonsuz cesâreti ile Beyoğlunun gayri müslim ayak takımı arasında çok büyük bir şöhret yapmış tehlikeli bir şerir, hayta; asıl adı unutulmuşdur. Midilli adasında bir köy ağasının, çorbasının oğlu iken, küçük yaşda Kaptan Vangel adında bir korsanın yanına kaçmış veya kaçırılmış, 1867 - 1868 arasında onaltı yaşlarında iken bu adam ile beraber Beyoğlunda Tarlabaşında yerleşerek gizli kumar oynatılır kahvehâne bitirimyeri açıp işletmişler ve Küpeli Beyoğlu tulumbacılğı heves ile Beyoğlu Belediye Dâiresi sandığına girmiş, 1870 büyük Beyoğlu yangınında bir mahzenin içinde diri diri yanmağa mahkûm beş kişiyi hayatını beş defa tehlikeye atarak kurtardığı için Sultan Azizin huzuruna çıkarılacak nişan ile taltif edilmiş (bu nişanın ne olduğu tesbit edilemedi); o tarihden itibâren sağ kulağındaki bir küpe ile beraber bu nişan da dâimâ göğsünde taşıdığı âdetâ alâmeti fârikası olmuşdur. Bitirimyeri yangında yanmış, pek az sonrada Kaptan Vangel ölmüş, güzelli ve cesâreti ve nişanı ile meşhur delikanlı bir iş tutmaya lüzum görmemiş, tam haytalık yoluna saparak umumhânecilerin ve meyhânecilerin haracı ile yaşamaya başlamış, harac paralarını da uygunsuz rum gencleri ile rezilhâne bir hayat sürerek...
⇓ Devamını okuyunuz...
Geçen asır sonlarında Beyoğlunun namlı palikarya tulumbacılarından; gencliğinde misilsiz güzelliği ve sonsuz cesâreti ile Beyoğlunun gayri müslim ayak takımı arasında çok büyük bir şöhret yapmış tehlikeli bir şerir, hayta; asıl adı unutulmuşdur. Midilli adasında bir köy ağasının, çorbasının oğlu iken, küçük yaşda Kaptan Vangel adında bir korsanın yanına kaçmış veya kaçırılmış, 1867 - 1868 arasında onaltı yaşlarında iken bu adam ile beraber Beyoğlunda Tarlabaşında yerleşerek gizli kumar oynatılır kahvehâne bitirimyeri açıp işletmişler ve Küpeli Beyoğlu tulumbacılğı heves ile Beyoğlu Belediye Dâiresi sandığına girmiş, 1870 büyük Beyoğlu yangınında bir mahzenin içinde diri diri yanmağa mahkûm beş kişiyi hayatını beş defa tehlikeye atarak kurtardığı için Sultan Azizin huzuruna çıkarılacak nişan ile taltif edilmiş (bu nişanın ne olduğu tesbit edilemedi); o tarihden itibâren sağ kulağındaki bir küpe ile beraber bu nişan da dâimâ göğsünde taşıdığı âdetâ alâmeti fârikası olmuşdur. Bitirimyeri yangında yanmış, pek az sonrada Kaptan Vangel ölmüş, güzelli ve cesâreti ve nişanı ile meşhur delikanlı bir iş tutmaya lüzum görmemiş, tam haytalık yoluna saparak umumhânecilerin ve meyhânecilerin haracı ile yaşamaya başlamış, harac paralarını da uygunsuz rum gencleri ile rezilhâne bir hayat sürerek yemişdir. 1896 da kırk yaşlarında iken, rum kibarlarından bir doktor paşanın tâze oğlunu iğfal ile bıçkınlık, serserîlik yoluna sürüklediği için, Sultan Hamidin ayaklarına kapanan paşa babasının istirhâmı üzerine osmanlı tâbiiyetinden çıkarılarak hudud dışına atılmışdır. Bu serserîyi yakından tanımış olan Üsküdarlı halk şâiri Vâsıf Hoca: “Kavga, cerh ve katil vak’ası yokdu, fakat tehlikeli bir şerir idi; bir gün Kalyoncukolluğunda bir kahvehânede duvara konan iri bir kara sineği, oturduğu en az üç metroluk bir mesâfeden bir bıçak atarak duvara mıhlayıp ezdiğini gözümle gördüm; pos bıyıklı, sakalı metruş, adalı poturu giyer, temiz giyinir, tulumbacılık mümâyişi gümüş saat kösteğini yeleğinin omuz başından ilişdirip göğsüne sarkıtır, kalbi hizâsına da rumların nişan dedikleri gümüş madalyasını takardı. Tek kelime Türkçe bilmezdi, güzel fakat yüzü gülmez adamdı” diyor, ve şunları ilâve ediyor: “Hudud dışı edildikden sonra bencileyin gurebâdan bir rum ahbâbım geldi, o zaman için büyük para, üç mecidiye vererek benden Küpeli Beyoğlu için bir destan istedi: — Bizim serserilerin hepsine satarım, sâyende para kazanayım dedi. Bir gecede oturdum yazdım. Destan rum harfleri ile Türkçe olarak basıldı, serserinin gençlik zamanı üzerine olan destan çok rağbet gördü idi, bende bir nushası vardı ayni ahbâbın elimde hiç örnek kalmadı, tekrar basdıracağım diyerek ve yine üç mecidiye vererek aldı bir daha elime geçmedi, şimdi İstanbul Ansiklopedisi için hafızamı toplayarak tekrar kaleme aldım, fakat zan ederim ki ilk şeklinden hayli değişikce oldu”. Rahmetli büyük dostumun bu kütük için tekrar kaleme aldığı destan şudur: 1. Boyu tanzir eder sülüs elifi Tulumbacı rum civanım zarifi Rivâyet muhtelif ismi şerifi Pandeli Panayot Petro Perikli 2. O şâhın şöhret ü şânı Beyoğlu Böyle güzel görmemişdir Beyoğlu Övünemez ona paşa bey oğlu Tüketmişdir yağı âşık kandili 3. Avrupayı kesmiş alnına berber Alam dedim soy sopundan bir haber Dediler çorbacı oğlu bu dilber Aslı adalıdır hâki Midilli 4. Sabi imiş düşmüş kavak yeline Geçmiş korsan Kanlı Vangel eline O getirmiş bu İstanbul iline Zira kendi yolu pek tehlikeli 5. Kahve açmış Vangel Tarlabaşında Bey oğlan oturtmuş tezgâh başında Sihir elâ gözle gümrab kaşında Basmış ol kahveyi müşteri seli 6. Şâhlu başda eğri durur külâhı İsâ kavmi ol melâhetpenâhi Sevmenin yok zerre mıkdar günâhı Bendeleri öper ayağı eli 7. Al mintanı açmış civanı kat kat Onsekiz yaşında bir tâze nev hat Oynatıyor meydânı muhabbette at Kavmi rumun şehbaz esmen güzeli 8. Adalı poturlu fermene yelek Omuzdan sarkıtmış bir gümüş köstek Kamerçin yemeni ökçesi yüksek Tırabulus sarmış incecik beli 9. Âdettir dilberan gösterir topuk Gören âşıklarda tutulur nutuk Palikaryâlığa hevesli kopuk Korsanlıkdan sağ kulağı küpeli 10. Urumcadan gayri yokdur lisanı Pandomina konuşdurur insanı Görse zâlim uğrunda kan kusanı Tutmaz vallah koynundaki mendili 11. Cümle düşüb kalkdıkları eşirrâ İçilir cin amer hem şarab bira Germâbede olur hep bey ü şîrâ Kizb ise râviye bütün vebali 12. Kuleler asar kırmızı fener Ayaklar koşarlı şap şap pûr hüner Nâr içre semender misâli döner Şah Beyoğlu Beyoğludâireli 13. Af ettirir cümle günâhı gayret Hariki Kebir civânı seyret Yakmazmı vücudun ayağı hayret Sanarsın kavmi İsâdan bir veli 14. Bilmez amma âr ü hâyâ nâmûsu Âteşi Nemruddan yokdur korkusu Üstüne yok tulumbacı doğrusu Kazaya gelmesin saçının teli 15. Seksenyedidedir Hariki Kebir Tahriri münkin değildir bir bir Ondan sonra alınmışdır çok tedbir Semti Beyoğlunun perişan hâli 16. Yağardı âteşler misâli bâran Mahzende beş nüfus akrabâ yâran Feryâd ider yok mu bizi kurtaran Yevmi mahşerin hâli pûr melâlî 17. Yürüdü yangına karşı o fetâ Âteşe yalnayak basarak hattâ Kimi der âferin kimi der hatâ Kimi kahraman der kimisi deli 18. Halâs etti o gün beş nefer canı Ana baba ile iki sibyanı Gördüler en son ol kahramanı Çıkarır bir duhteri malı cemâli 19. Beyoğlu yandı Beyoğlu şan aldı Pâdişâhımızdan hem nişan aldı Destânı Vâsıfı Perişan aldı Tahsin etti anı cümle ehâli
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM050518
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2711-2712
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK