Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BEY MESCİDİ
Eyyubda Cezerî Kaam Mahallesinde Zalpaşa Caddesinde, Mimar Sinan yapısı Zal Mahmud Paşa Cainin hemen karşısında yine o Mimar Sinanın eseri küçücük bir mesciddir.
Hadikatül Cevâmi: “Bânîsi Silâhşor Mehmed Beydir, Silâhî Mescidi de denilir; Efendi dahi ande medfundur” diyor.
Dâhî sanatkâr, bir türbe ve bir medrese ile berâber azametli Zal Paşa manzumesinin karşısına bu küçük mescidi, öylesine bir yapı bedîası olarak koymuşdur ki, yoldan geçenler büyük camii gördükden sonra, bu mescidin gözönünden silinmesi gerekir iken, bilâkis, Bey Mescidi, gözleri kendi üzerine çekivermektedir. 1961 temmuzunda yürek sızlatarak harâbi, perişanlık içinde idi, ama hâlâ, pek güzeldi. Büsbütün çökmeden tez elden tâmiri gerekir; Bey mescidinde Türk yapısı sanatı bir şâheserini kaybederse pek yazık olur, gelecek nesiller neslimize lânet eder.
Yola nazaran bir sed üstündedir; vaktiyle taş döşeli olduğunu tahmin ettiğimiz avlusuna, sokak kapusundan bir taş merdiven ile çıkılmakda olup, minârenin, mescidin ve Silâhşor Mehmed Beyin türbesinin kapuları ile avluya açılır.
Dört duvar üzerine kiremit örtülü bir çatıdan ibâret olan mescidin çatısı tamamen çökmüşdür.
Çatı, tuğladan destere dişi bir korniş üstüne oturtulmuş olub, bu kornişden hâlen pek küçük bir parça kalmışdır.
Duvar iki sıra tuğla bir sıra kes...
⇓ Devamını okuyunuz...
Eyyubda Cezerî Kaam Mahallesinde Zalpaşa Caddesinde, Mimar Sinan yapısı Zal Mahmud Paşa Cainin hemen karşısında yine o Mimar Sinanın eseri küçücük bir mesciddir.
Hadikatül Cevâmi: “Bânîsi Silâhşor Mehmed Beydir, Silâhî Mescidi de denilir; Efendi dahi ande medfundur” diyor.
Dâhî sanatkâr, bir türbe ve bir medrese ile berâber azametli Zal Paşa manzumesinin karşısına bu küçük mescidi, öylesine bir yapı bedîası olarak koymuşdur ki, yoldan geçenler büyük camii gördükden sonra, bu mescidin gözönünden silinmesi gerekir iken, bilâkis, Bey Mescidi, gözleri kendi üzerine çekivermektedir. 1961 temmuzunda yürek sızlatarak harâbi, perişanlık içinde idi, ama hâlâ, pek güzeldi. Büsbütün çökmeden tez elden tâmiri gerekir; Bey mescidinde Türk yapısı sanatı bir şâheserini kaybederse pek yazık olur, gelecek nesiller neslimize lânet eder.
Yola nazaran bir sed üstündedir; vaktiyle taş döşeli olduğunu tahmin ettiğimiz avlusuna, sokak kapusundan bir taş merdiven ile çıkılmakda olup, minârenin, mescidin ve Silâhşor Mehmed Beyin türbesinin kapuları ile avluya açılır.
Dört duvar üzerine kiremit örtülü bir çatıdan ibâret olan mescidin çatısı tamamen çökmüşdür.
Çatı, tuğladan destere dişi bir korniş üstüne oturtulmuş olub, bu kornişden hâlen pek küçük bir parça kalmışdır.
Duvar iki sıra tuğla bir sıra kesmetaşla örülmüşdür; avlu üzerindeki kapudan girildiğine göre mihrab sağ tarafdadır, ve bu mihrab duvarında mihrâbın iki yanında üst de iki pencere vardır. Kapudan girilince tam karşıya cadde tarafına, mihrâba nisbetle sol duvarda ve mihrab duvarın karşısındaki duvarda ise altlı üstlü ikişerden dörder pencere bulunmaktadır; bir pencere de kapunun bulunduğu duvarda vardır; ikişer sıra tuğla mermerle örülmüş olup, küçük olan üst pencerelerin kemerli boşdur, yâni kemer içleri pencere boşluğuna katılmışdır. Aynı şekilde örülmüş ve üstdekilerden de büyük olan alt pencere kemerlerinin içi ise mermer plâklarla doldurulmuş olup alt pencereler, bu alınlık plâkların altında dik mustatil şeklindedir, ve pencere boşluğunun etrafı mermer birer çerçive ile çevrilmişdir.
Minâre cadde üzerine ve mihrab duvarın önüne, mescidden ayrı olarak inşâ edilmişdir; mihrab duvarına, içi kalın demir kafesle kapatılmış genişçe bir avlu pencere ile bağlanmışdır.
Minârenin gövdesi altı köşelidir; şerefe gövdeden taşkın olmayub, altı yüzü mermer kemerli ve hendesi tezyinatlı korkulukları vardır, hâlen mevcud olmayan ve ahşab olduğu muhakkak külâh, hemen şerefe üstüne oturtulmuş bulunuyordu. Gövdenin şerefe altı iki sıra tuğla bir sıra taşla örülmüş olup, bu altı köşeli minâre gövdesi dört cebheli bir ehrâmı, nâkış ayak üstüne, o da kesme taşdan ve mük’ab (küb) şeklinde bir kürsüye, kaaideye oturtulmuşdur.
Avlunun sokak kapusu yarım dâire mermer kemerli olup kemer, çıplak durmakdadır, üstünde vaktiyle bir alınlığın bulunduğu kuvvetle tamin olunabilir. Kapu, âdi tahta kanadlarla kapatılmış olup, avludan bu kapuya ine merdiven de, hemen avlu hizâsına kadar moloz ile dolmuşdur.
Sokakdan girildiğine göre, merdivenin ve avlunun solunda bir mezarlık vardır, etrafındaki duvar çökmüş, pek perişan bir haldedir. Avlu kapusu battal edilmiş bulunduğuna göre hâlen Bey Mescidi hârebesine bu mezarlık tarafından girilmekte idi.
Silâhşor Mehmed Beyin türbesi, mescidin avluya açılan kapusu yanında, kesme taşdan dört duvar üzerine beşik kubbe ile örtülmüşdür. O da bir harâbe halinde olup içinde kabirden nişan kalmamışdır. Bu yapıya türbe diyoruz, başka bir maksad ile de yapılmış olabilir, bu takdir mescidin bânisinin kabrinden nişan kalmamışdır demek lâzımdır.
Eyyubda Bey Mescidi
(Resim: A. Bülend Koçu)
Eyyubda Bey Mescidi
(Kroki-plân: A. Bülend Koçu)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
A. Bülend Koçu
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM050514
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
A. Bülend Koçu
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2701,2703
Not
Görsel: cilt 5, sayfa 2701
Tema
Yapı
Emeği Geçen
A. Bülend Koçu
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.