1934 Belediye Şehir Rehberinin 26 numaralı paftasına göre, Beylerbeyi Köyünün en uzun yollarından biridir; Beylerbeyi Camii ile Beylerbeyi İskele Kahvehânesi arasında deniz kenarından başlar, gerideki tepeye, kırlığa doğru uzanır. Hemen lebi deryâda Beylerbeyi İskele Caddesi ile kavuşağı vardır; köy içinde de Beylerbeyini bir taraftan Üsküdara, bir tarafdan da yukarı Boğaza bağlayan Yalıboyu caddesi ile bir dört yol ağzı yaparak kesişir. Köyden gerilere doğru yüründüğüne göre sağ kolda Papatya sokağı, Eskidibek sokağı, bir isimsiz aralık sokak ve Beylerbeyi - Küplüce Yolu ile birer kavuşağı vardır; hattâ bu sonuncu sokak, Beylerbeyi köyü içinde Beylerbeyi İskele caddesi üzerinden başlayarak köy gerilerinde bu kavuşak noktasına kadar uzanır. (B.: Beylerbeyi- Küplüce Yolu). Beylerbeyi - Çamlıca Yolunun en şenlikli kısmı, deniz ile Yalıboyu caddesi arasında kalan ilk parçasıdır; iki araba genişliğinde ve pakettaşı döşeli bir çarşı boyu olup sâhilden gelindiğine göre solda Cami, Muvakkithâne, İkinci Sultan Mahmudun ihyâ ettiği mektep, bu binâ içinde Beylerbeyi gençlik yurdu, bir terzi ve köşede bir bakkal dükkânı vardır. Beylerbeyinin kıymetli âbidelerinden meşhur hamamı bu binâların ardında kalır, hamama, bakkalın köşesinden sola dönünce, Yalıboyu Caddesi üzerindeki kapudan geçilere...

1934 Belediye Şehir Rehberinin 26 numaralı paftasına göre, Beylerbeyi Köyünün en uzun yollarından biridir; Beylerbeyi Camii ile Beylerbeyi İskele Kahvehânesi arasında deniz kenarından başlar, gerideki tepeye, kırlığa doğru uzanır. Hemen lebi deryâda Beylerbeyi İskele Caddesi ile kavuşağı vardır; köy içinde de Beylerbeyini bir taraftan Üsküdara, bir tarafdan da yukarı Boğaza bağlayan Yalıboyu caddesi ile bir dört yol ağzı yaparak kesişir. Köyden gerilere doğru yüründüğüne göre sağ kolda Papatya sokağı, Eskidibek sokağı, bir isimsiz aralık sokak ve Beylerbeyi - Küplüce Yolu ile birer kavuşağı vardır; hattâ bu sonuncu sokak, Beylerbeyi köyü içinde Beylerbeyi İskele caddesi üzerinden başlayarak köy gerilerinde bu kavuşak noktasına kadar uzanır. (B.: Beylerbeyi- Küplüce Yolu). Beylerbeyi - Çamlıca Yolunun en şenlikli kısmı, deniz ile Yalıboyu caddesi arasında kalan ilk parçasıdır; iki araba genişliğinde ve pakettaşı döşeli bir çarşı boyu olup sâhilden gelindiğine göre solda Cami, Muvakkithâne, İkinci Sultan Mahmudun ihyâ ettiği mektep, bu binâ içinde Beylerbeyi gençlik yurdu, bir terzi ve köşede bir bakkal dükkânı vardır. Beylerbeyinin kıymetli âbidelerinden meşhur hamamı bu binâların ardında kalır, hamama, bakkalın köşesinden sola dönünce, Yalıboyu Caddesi üzerindeki kapudan geçilerek girilir. Sağda ise Beylerbeyi iskele caddesi kavuşağı köşesinde köyün meşhur lebideryâda bağçeli iskele (Boğaziçi) kahvehânesi vardır, onun yanı boyunca da sıra ile manav, kasab, bakkal, manav, bakkal, manva, aşçı dükkânları ile bir kahvehâne dizilmişdir. Yalıboyu caddesi üzerinde köşede üç katlı kâgir bir binâ vardır. Beylerbeyi - Çamlıca Yolu, Yalıboyu caddesini aşdıktan sonra kavisler çizerek dikleşir, Beylerbeyi-Küplüce yolu kavuşağından sonra çayırlar arasında bir kır yolu olur, Tomruk suyuna kadar gider. Yolun bu ikinci kısmı üzerinde ikişer üçer katlı ahşab ve kâgir, beton evler, ve bunların arasında da birer manav, bakkal dükkânı ile bir kahvehâne ve bir marangoz atölyesi görülür. Papatya sokağı kavuşağı köşesinde Birinci Abdülhamidin hayır eseri üçüzlü çeşme vardır; bu çeşmenin iki yanı lüleleri koparılmış, yerleri tıkanmış, su yalnız orta lüleden akmakda idi. (ekim 1960). Hakkı Göktürk