Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BEYLERBEYİ CİNÂYETİ
Hicrî 1299 (M. 1882) de tüyler ürpertici bir aile fâciası, eşine rastlanmaz cinâyetlerindendir. Beylerbeyinde İstavrozda büyük bağçeli bir evde Sıvacı Osman Ağa isminde iri yarı, pençeli bir adam, Cemile ismindeki karısı ve yedi çocuğu ile otururdu. Çocukların en büyüğü bir kız, Emine, ikincisi de oğlan, Bedreddin idi, kaşı gözü yerinde ve eli ayağı düzgün bir genç olan Bedreddin Üsküdarda Taşçıbaşı Kahvehânesine berber çırağı idi. Cemilenin Salih Efendi isminde bir ağabeyi vardı. Her neden ise, bir aile hoşnudsuzluğu yüzünden Cemile ile Salih Efendi Osman Ağanın vücudunu ortadan kaldırmaya karar veriyorlar, bir gece derin uykusunda, Salih Efendinin elinde süngü, Cemile ile kızı Eminenin ellerinde ekmek bıçakları, küçüklere de maşa, sopa gibi şeyler veriyorlar. Bütün aile halkı Osman Ağanın üzerine çullanıyorlar ve o dağ parçası adamı öldürüyorlar, salla sırt edip çamaşır suyu dökdükleri bağçenin nihâyetindeki çukura atıyorlar.
Evlerinin karşı komşusu bir askerî kaymakamı imiş, gece uyanmış, namaz kılmak için abdest almış, kollarını sile sile sofadan odasına doğru giderken gözünün önünde kanlı bir kefen ile Osman Ağanın hayali belirmiş, kaymakam kendi ev halkını uyandırarak: “Kalkınız, komşunuz Osman Ağaya bir şeyler yaptılar..” diye bağırmış. Evlâd ve iyâli kendisini teskine çal...
⇓ Devamını okuyunuz...
Hicrî 1299 (M. 1882) de tüyler ürpertici bir aile fâciası, eşine rastlanmaz cinâyetlerindendir. Beylerbeyinde İstavrozda büyük bağçeli bir evde Sıvacı Osman Ağa isminde iri yarı, pençeli bir adam, Cemile ismindeki karısı ve yedi çocuğu ile otururdu. Çocukların en büyüğü bir kız, Emine, ikincisi de oğlan, Bedreddin idi, kaşı gözü yerinde ve eli ayağı düzgün bir genç olan Bedreddin Üsküdarda Taşçıbaşı Kahvehânesine berber çırağı idi. Cemilenin Salih Efendi isminde bir ağabeyi vardı. Her neden ise, bir aile hoşnudsuzluğu yüzünden Cemile ile Salih Efendi Osman Ağanın vücudunu ortadan kaldırmaya karar veriyorlar, bir gece derin uykusunda, Salih Efendinin elinde süngü, Cemile ile kızı Eminenin ellerinde ekmek bıçakları, küçüklere de maşa, sopa gibi şeyler veriyorlar. Bütün aile halkı Osman Ağanın üzerine çullanıyorlar ve o dağ parçası adamı öldürüyorlar, salla sırt edip çamaşır suyu dökdükleri bağçenin nihâyetindeki çukura atıyorlar.
Evlerinin karşı komşusu bir askerî kaymakamı imiş, gece uyanmış, namaz kılmak için abdest almış, kollarını sile sile sofadan odasına doğru giderken gözünün önünde kanlı bir kefen ile Osman Ağanın hayali belirmiş, kaymakam kendi ev halkını uyandırarak: “Kalkınız, komşunuz Osman Ağaya bir şeyler yaptılar..” diye bağırmış. Evlâd ve iyâli kendisini teskine çalışmışlar ise de dinlenmemiş, sokağa fırlayub imamı, muhtar uyandırmış, karakoldan da bir miktar asker almış, birlikde Osman Ağanın kapusunu varıp zorla açdırmışlar. Ellerinde kova ve desti ve süpürge kanları temizlemeğe uğraşan câniler gürûhunu suç üstü yakalamışlar.
Vak’a devrin gazeteleri ile neşredilince çok heyecan uyandırmıştı. Uzun süren muhâkemeden sonra irili ufaklı kaatillerin nepsi mahkûm oldular, yalnız Bedreddin cinâyet gecesi evde olmadığını, Üsküdarda çalışdığı berber dükkânında yattığını isbat etti serbest bırakıldı. Salih Efendi Sinopa kalebend gönderildi, cezasını orada doldurdu, dönüşünde Dârüşşefakaya kapucu oldu ve o vazifede öldü. Sinop Kalesi’nde, İstanbulu velveleye vermiş diğer bir kanlı vak’anın fâili olan Altınvarakcı azmi’ye (B.: Muradpaşa Cinâyeti) Salih Efendi anlatırmış ki derin uykusunda bir süngü ve iki ekmek bıçağı darbesi yiyen Osman Ağa yatağından fırlayarak Salih Efendiyi kavramış, odadaki yüklüğün kapusuna öyle vurmuş ki yüklük kapağı kırılmış, kaatil karşı duvara çarpmış ve bir müddet yerinden kalkamamış, bakmış ki Osman Ağa karısı ve çocukları ile boğuşuyor, işi tamamlamak için tekrar fırlamış ve yaralı Osman Ağayı yere sermiş.
Vâsıf Hiç
Tema
Olay
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM050490
Tema
Olay
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2682-2683
Bakınız Notu
B.: Muradpaşa Cinâyeti
Tema
Olay
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.