Beykoz Vapur İskelesi civârında Beykoz Parkının ve İshak Ağa Çeşmesi kebirinin bulunudğu meydancığın bir kenarındadır. Bânisi bostancıbaşılıkda bulunmuş Mustafa Ağadır; Beykozda Yalıköyünde de bir mescid yapdırmış olan bu zâtın ne zaman yaşadığın kesin olarak tesbit edemedik. (B.: Beykoz Yalıköyü Camii). Evliya Çelebi bu camiden bahsettiğine göre on yedinci asır ortasından evvel yaşadığı âşıkârdır. İlk yapısından eser kalmamışdır, busatırların yazıldığı sıra, 1961 de görülen camii hicrî 1224, milâdî 1309 senesinde temelinden yenilenerek yapılmış bir binadır. 1950 - 1955 arasında, son bir tâmir görmüş, 1809 yapısını ahşab son cemaat yeri ile üstündeki kat aynen muhafazı edelirek asıl mâbed beton yapıya tahvil edilmişdir. Türk yapı san’atı bakımından bir kıymet ifâde etmeyen alelâde bir binâdır. 1961 yılında, temiz, bakımlı bir halde bulunuyordu. Mihrâba nazaran sağ yanı, demir parmaklıklı avluya, ve bu avlunun önünden geçen Beykoz- Paşabağçesi Caddesine bakar; bu avluda bulunan çam ağaçları ile, bir ahşab yapı olan cebhebi önünde bulunan ulu bir çınar ağacı camie şirinlik vermekte idi. Hadikatül Cevâmi Beykoz İskele Camii hakkında şunları yazıyor: “Bânisi serbestâniyan Mustafa Ağadır ki Yalıköyü Mescidinde dahi zikri mürur etti. Ağâyi mezbûrun medfeni mâlum değildir; Sinâpınarı de...

Beykoz Vapur İskelesi civârında Beykoz Parkının ve İshak Ağa Çeşmesi kebirinin bulunudğu meydancığın bir kenarındadır. Bânisi bostancıbaşılıkda bulunmuş Mustafa Ağadır; Beykozda Yalıköyünde de bir mescid yapdırmış olan bu zâtın ne zaman yaşadığın kesin olarak tesbit edemedik. (B.: Beykoz Yalıköyü Camii). Evliya Çelebi bu camiden bahsettiğine göre on yedinci asır ortasından evvel yaşadığı âşıkârdır. İlk yapısından eser kalmamışdır, busatırların yazıldığı sıra, 1961 de görülen camii hicrî 1224, milâdî 1309 senesinde temelinden yenilenerek yapılmış bir binadır. 1950 - 1955 arasında, son bir tâmir görmüş, 1809 yapısını ahşab son cemaat yeri ile üstündeki kat aynen muhafazı edelirek asıl mâbed beton yapıya tahvil edilmişdir. Türk yapı san’atı bakımından bir kıymet ifâde etmeyen alelâde bir binâdır. 1961 yılında, temiz, bakımlı bir halde bulunuyordu. Mihrâba nazaran sağ yanı, demir parmaklıklı avluya, ve bu avlunun önünden geçen Beykoz- Paşabağçesi Caddesine bakar; bu avluda bulunan çam ağaçları ile, bir ahşab yapı olan cebhebi önünde bulunan ulu bir çınar ağacı camie şirinlik vermekte idi. Hadikatül Cevâmi Beykoz İskele Camii hakkında şunları yazıyor: “Bânisi serbestâniyan Mustafa Ağadır ki Yalıköyü Mescidinde dahi zikri mürur etti. Ağâyi mezbûrun medfeni mâlum değildir; Sinâpınarı denilen Kariyede dahi bir camii vardır. Bu camii ittisâlinde olan mekteb yine bostancıbaşılardan Ahmed Ağa nam sâhibi hayrındır ki sonra üç tuğ ile çirağ olmuşdur. Kanije kalesinde vefat etmişdir. Mahalil mezkûrda vâki çeşmei kebir, İstanbulda Odabaşı Çarşısında camii olan Behruz Ağanın âsâri hayriyesindendin; ve civârındaki tek hamam, çeşmei mezkûrun vakfı musakkafâtındandır; bâde zaman çeşmei mezkûrun tâmir ve termini Sultan Mahmud Han Evvel hazretlerinin murâdı hümâyunları olmağla gümrük emini Esseyid İshakAğa nezâreti ile binâ ve tecdid olunmuşdur.” (B.: Beykoz İshak Ağa Çeşmesi Kebiri). Hakkı Göktürk Beykoz Camii (Resim : Bülend Şeren)