Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
VEŞİKTAŞ CEMİYETİ İLMİYESİ
İlim ve irfan tarihimizde pek mühim ve hazin bir hâtırası olan bu cemiyeti, bir asır kadar târih kaynaklarımızın içinde unutulmuş iken 1943 - 1944 yılları arasında R.E. Koçu, “Haber”, gazetesine yazdığı târih sohbetlerinden birinde “Ortaköy Cemiyeti İlmiyesi” adı altında yâdetmiştir. Altı yedi yıl kadar sonra bu Cemiyet Türk Ansiklopedisinde “Beşiktaş Cemiyeti İlmiyesi” diye zikredilmişdir. Türk Ansiklopedisindeki bu isim değişikliği Ortaköyün zamanımızda Beşiktaş ilçesine bağlı olmasından dolayıdır zannederiz; aslında bu cemiyet Ortaköye nisbetle anılmalıdır. Bu kütükde, bâzı mülâhazalarla, bir de Beşiktaş içinde yazmayı doğru bulduk. R.E. Koçunun “Haber” gazetesinde intişar etmiş yazısı şudur:
İkinci Sultan Mahmud devrinde Türk gençlerine medreselerde temin edilemiyen yüksek riyaziye, tarih ve edebiyat tarihi ile farsça ve fransızca gibi yabancı diller öğretmek üzere devrin güzide münevverlerinden Şıkkısâlis defterdarı İsmail Ferruh Efendi, Mekke Kadılığı, pâyeli ulemadan Vakanüvis Şânizâde Mehmed Âtâullah Efendi, Anadolu Kazaskeri pâyeli Melekpaşazâde Abdülkadir Bey ve yârânı tarafından kurulmuş akademik bir cemiyettir. Ekseriya İsmail Ferruh Efendinin Ortaköydeki yalısında toplanırlardı. Cemiyetin başlıca gaayesi âile durumu tahsiline imkân vermiyen zeki, okumağa hevesli çocu...
⇓ Devamını okuyunuz...
İlim ve irfan tarihimizde pek mühim ve hazin bir hâtırası olan bu cemiyeti, bir asır kadar târih kaynaklarımızın içinde unutulmuş iken 1943 - 1944 yılları arasında R.E. Koçu, “Haber”, gazetesine yazdığı târih sohbetlerinden birinde “Ortaköy Cemiyeti İlmiyesi” adı altında yâdetmiştir. Altı yedi yıl kadar sonra bu Cemiyet Türk Ansiklopedisinde “Beşiktaş Cemiyeti İlmiyesi” diye zikredilmişdir. Türk Ansiklopedisindeki bu isim değişikliği Ortaköyün zamanımızda Beşiktaş ilçesine bağlı olmasından dolayıdır zannederiz; aslında bu cemiyet Ortaköye nisbetle anılmalıdır. Bu kütükde, bâzı mülâhazalarla, bir de Beşiktaş içinde yazmayı doğru bulduk. R.E. Koçunun “Haber” gazetesinde intişar etmiş yazısı şudur:
İkinci Sultan Mahmud devrinde Türk gençlerine medreselerde temin edilemiyen yüksek riyaziye, tarih ve edebiyat tarihi ile farsça ve fransızca gibi yabancı diller öğretmek üzere devrin güzide münevverlerinden Şıkkısâlis defterdarı İsmail Ferruh Efendi, Mekke Kadılığı, pâyeli ulemadan Vakanüvis Şânizâde Mehmed Âtâullah Efendi, Anadolu Kazaskeri pâyeli Melekpaşazâde Abdülkadir Bey ve yârânı tarafından kurulmuş akademik bir cemiyettir. Ekseriya İsmail Ferruh Efendinin Ortaköydeki yalısında toplanırlardı. Cemiyetin başlıca gaayesi âile durumu tahsiline imkân vermiyen zeki, okumağa hevesli çocuklara ve gençlere yardım edip tahsilini temin etmek, onları kendi aralarında tertip edilen ilmî toplantılarda bulundurup fikren yükseltmekti. Devrinin en kıymetli riyaziyecilerinden olan Şânizâde yüksek riyaziye, tabiliye ve tıb dersleri vardır.
Ferruh Efendi, bir ara Londra elçiliğinde bulunmuş, fevkalâde bir talâkat ile geniş bir tefekkür hürriyetine sahip, Cevdet Paşanın tâbiri ile dört tarafı mâmur bir zât idi, zekâ ve seciyesine güvendiği gençlere tarih ve edebiyat talim ederdi. Çocukluğundan beri Ferruh Efendi kapısından yetişmiş Fehim Efendi farsça öğretirdi. Asrın büyük islâm filozoflarından Beşiktaşlı Kethüdazâde Mehmed Ârif Efendi haftada iki gün cemiyeti gelir, felsefi ve edebî ve münakaşalarda bulunurdu. Tâlime kudreti olmıyan, fakat liberal düşünceli bir ilim ve maarif muhibbi olan Abdülkadir Bey de cemiyetin idâre işleriyle uğraşırdı. Bu cemiyetin ilmiyenin bütün masrafları da âzâsının vermeyi taahhüd ettikleri paralarla karşılanırdı; âzâlar, girişdikleri işin ulviyet ve ehemmiyetine o kadar kuvvetle inanmışlardı ki taşraya memuriyete gidenler bile taahhütlerini muntazaman gönderirlerdi.
Ortaköy Cemiyetinin bilhassa hafta başı toplantıları pek câzip olurdu. Bir hafta türk divan şiirinden en güzel mısrâların toplanmasına karar vermişlerdi. Âzalar, derledikleri mısraları birer kâğıda yazıp cemiyeti vermişler, diğer bir toplantıda bunlar okunmuş, reye konmuş ve:
Bugün şâdım ki yâr ağlar benimçün
mısraı birinciliği kazanmıştır. Milli kütüphanemizdeki “Nevâdirül Âsâr”, Ortaköy Cemiyeti İlmiyesinde zaman zaman okunmuş şiirlerin toplanıp basılmasiyle vücuda gelmiş bir eserdir. Geçen asır sonlarının namlı şâirlerinden Safvet Efendi de bu cemiyetin himâye edip yetiştirdiği gençlerdendir.
Türkiye Maarif Tarihinde parlak bir yeri olan bu cemiyet Hekimbaşı Behçet Efendinin Şânizâdeye olan şahsî kinine kurban olup dağıtıldı (B.: Behcet Efendi, Mustafa; Atâulah Efendi, Şânîzâde).
Behçet Efendi Şânizâdeyi hekimbaşılık mevkii için çok kuvvetli bir rakib olarak görürdü; aradaki söz taşıyıcılar da bu iki münevver adamı yekdiğerinin can düşmanı hâline getirmişlerdi.
Behçet Efendi Fransızların Mısır istilâsı üzerine yazılmış arapça bir eser tercüme etmişdi; Şânîzâdenin vakanüsliğine karşı o da bir müverrih edâsı takınmıştı: Şair Keçecizâde İzzet Molla da bir meclisde:
— Erkânı devletin hâline bakın, bir müverrihi Hekimbaşı, bir hekimi de vakanüvis yaptılar!.. diye bir nükte savurmuştu. Bu söz de halk ağzına Şânizâdenin olarak düşdü.
İzzet Molla her nekadar; “O sözü ben söyledim” diye gördü ise de isnâdı düzeltemedi. Bir müddet sonra, Şânizâde ağzından: “Behçet Efendi Hekimbaşı ise ben Başhekim!” diye bir söz daha yayılınca bunu bir hakaret telâkki eden Hekimbaşı, hükümdar üzerindeki nüfuzunu kullanarak Atâullah Efendiyi Vak’anüvislikden azlettirdi. Fakat hasmına vurduğu bir darbi ile de kendisini tatmin edemedi.
Yeniçeri Ocağının lâğvından sonra Bektaşiler aleyhinde şiddetli tedbirler alındığı, Bektişa tekkelerinin kapatılarak bir çok meşhur Bektâşi şeyhlerinin müridleriyle beraber sürgüne gönderildiği sırada, Ortaköy Cemiyeti yârârına bir de Bektâşilik damgası vurdurdu.
Cemiyeti İlmiyeye, gençleri dalâlete sevkederek ahlâklarını ifsad eden bir fisik ve fesad ocağı ağır ve çirkin bir leke fırlattı. Hicrî 1241 Zilhiccesinde İsmail Ferruh Efendi Bursaya, Şânizâde Menemene, Abdülkadir Bey de Manisaya sürülerek Ortaköy Cemiyeti ilmiyesi dağıtıldı.
İsmail Ferruh Efendi o sıralarda “Tefsiri Mevâkib” adında meşhur eserini telif ile meşgul olduğundan, ulemâdan şeffatçileri çıkararak menfasını Bursadan Kadıköyünden tahvil ettirdiler. Büyük adam Şânizâde menfasında vefat etti.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM050357
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 5, sayfalar 2574-2575
Bakınız Notu
B.: Behcet Efendi, Mustafa; Atâulah Efendi, Şânîzâde
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.