GÜNGÖRMEZ KİLİSE – Bizans ortodoks kaynaklarındaki adı tesbir edilemedi, bu isim türk tarih kaynaklarında görüelen adıdır ;Sultanahmed Meydanı yanında büyük ve yapası çok metin bir kilise idi ;İstanbulun fethinden bir müddet sonra barut mahzeni oldu.Hicrî takvim ile 22 şâban 895 (M.11 temmuz 1490) de bir sağnak ve sel fırtınasında yıldırım düşerek havaya uçdu.Aşağıdaki satırları Solakzâde Tarihinden alıyoruz :“ O metin binâyı havaya şöyle uçurdu ki yerinde binadan eser kalmadı ve etrafındaki dört mahalle halkının cümlesi helâk oldu.Kilisenin taşı tuğlası Kızıl Adalar yakınında denize döküldü,nice büyük taşlar Galataya,Üsküdara düşdü ve çok yerleri harab etti.(Kabataşda) Çizmeciler Tekkesi önünde (bir halvetî tekkesi idi, zamanımızda mevcud değildir) deniz kenarında bir büyük parça yatar ki o kilisenin parçalarındandır ”. Hadikatül Cevâmi de şunları yazıyor :“Güngörmez Kilisenin Hadikatül Cevâmide Kabataşdaki Ömeravni Camii maddesinde de şunlar yazılıdır :“Güngörmez Kilisenin burada deniz kıyısındaki kalıntısı Üçüncü Sultan Selim zamanında dururdu. O devrin ricâlinden Kösekâhya lakabı ile meşhur Mustafa Necib Efendi o taşın yakınındaki yalısını tamir ettirdiği sırada o taşın etrafını yontturmuş,bir iskele şekline koydurrtmuşdur,orada müstakil iskele olmuşdur ”. Hadikatül Cevâmiin ...

GÜNGÖRMEZ KİLİSE – Bizans ortodoks kaynaklarındaki adı tesbir edilemedi, bu isim türk tarih kaynaklarında görüelen adıdır ;Sultanahmed Meydanı yanında büyük ve yapası çok metin bir kilise idi ;İstanbulun fethinden bir müddet sonra barut mahzeni oldu.Hicrî takvim ile 22 şâban 895 (M.11 temmuz 1490) de bir sağnak ve sel fırtınasında yıldırım düşerek havaya uçdu.Aşağıdaki satırları Solakzâde Tarihinden alıyoruz :“ O metin binâyı havaya şöyle uçurdu ki yerinde binadan eser kalmadı ve etrafındaki dört mahalle halkının cümlesi helâk oldu.Kilisenin taşı tuğlası Kızıl Adalar yakınında denize döküldü,nice büyük taşlar Galataya,Üsküdara düşdü ve çok yerleri harab etti.(Kabataşda) Çizmeciler Tekkesi önünde (bir halvetî tekkesi idi, zamanımızda mevcud değildir) deniz kenarında bir büyük parça yatar ki o kilisenin parçalarındandır ”. Hadikatül Cevâmi de şunları yazıyor :“Güngörmez Kilisenin Hadikatül Cevâmide Kabataşdaki Ömeravni Camii maddesinde de şunlar yazılıdır :“Güngörmez Kilisenin burada deniz kıyısındaki kalıntısı Üçüncü Sultan Selim zamanında dururdu. O devrin ricâlinden Kösekâhya lakabı ile meşhur Mustafa Necib Efendi o taşın yakınındaki yalısını tamir ettirdiği sırada o taşın etrafını yontturmuş,bir iskele şekline koydurrtmuşdur,orada müstakil iskele olmuşdur ”. Hadikatül Cevâmiin bu kaydinden,oraya Kabataş İskelesi adının bu münâsebetle verildiği anlışılıyor. Güngörmez Kilisenin At Meydanındaki yerine XVI. Yüzyılda Sokollu Mehmed Paşının sarayı yapılmış,o sarayın yerine de XVII.Yüzyıl başında da Sultanahmed Camii yapılmışdır.