GÜNEY (Yılmaz) – Ünlü sinema aktörü ve rejisörü ; türk sinemacılığı âleminde “Çirkin Kıral” Lakabı ile meşhurdur ; 1965 de Ses Mecmuasında onun için :“En fazla film çevirme rekorunu,en fazla ücret alma rekorunu,hakkında en fazla yazı yazdırma rekotunu kırmış adam ” deniliyor. Kendisi aynı dergide aynı yazı içinde hayatını şöyle anlatıyor:“Babam Hamid Urfanın Siverek ilçesindendir,asıl soy adımız Pütün’dür,anamın adı da Güllü’dür. “Babam kan dâvâsı yüzünden Adanaya kaçmış.Bizim oralarda kan dâvâsı müdhişdir, âilenin tek erkeği olarak kalmış,ben,1931 de Adanada Yenice kasabasında doğmuşum. Ben çok küçük yaşda iken anamı bırakıp başka kadınla evlenen babamı hiç sevmem . Çocukluğumu bilemedim,ilk okulu mahrumiyetler içinde .Adana orta okulunde ve Adana lisesinde de aynı yoksullik içinde okudum,hem mektebe gittim hem işe.Nelet yapmadım ki,sığıt güttüm,ata arabacılığı yapdım,bağ bekcisi oldum,traktör şoförü oldum,pamuk tarlalarında ırgad oldum,kantar kâtibliği yapdım,ve nihâyet And Filmin Adana işletmesi bürosunda küçük bir aylıkla güneyde kasaba kasaba dolaşarak sinemalara film satıcılığı yapdım,liseyi böyle bitirdim. “Bir yandan da Yılmaz Bütün imzası ile Yeditepe,Pazar Postası ve daha bir çok çok dergiye hikâyeler yazdım,konuları,yaşadığım hayatdan alınmış doğru şeylerdi. “Sinemaya ...

GÜNEY (Yılmaz) – Ünlü sinema aktörü ve rejisörü ; türk sinemacılığı âleminde “Çirkin Kıral” Lakabı ile meşhurdur ; 1965 de Ses Mecmuasında onun için :“En fazla film çevirme rekorunu,en fazla ücret alma rekorunu,hakkında en fazla yazı yazdırma rekotunu kırmış adam ” deniliyor. Kendisi aynı dergide aynı yazı içinde hayatını şöyle anlatıyor:“Babam Hamid Urfanın Siverek ilçesindendir,asıl soy adımız Pütün’dür,anamın adı da Güllü’dür. “Babam kan dâvâsı yüzünden Adanaya kaçmış.Bizim oralarda kan dâvâsı müdhişdir, âilenin tek erkeği olarak kalmış,ben,1931 de Adanada Yenice kasabasında doğmuşum. Ben çok küçük yaşda iken anamı bırakıp başka kadınla evlenen babamı hiç sevmem . Çocukluğumu bilemedim,ilk okulu mahrumiyetler içinde .Adana orta okulunde ve Adana lisesinde de aynı yoksullik içinde okudum,hem mektebe gittim hem işe.Nelet yapmadım ki,sığıt güttüm,ata arabacılığı yapdım,bağ bekcisi oldum,traktör şoförü oldum,pamuk tarlalarında ırgad oldum,kantar kâtibliği yapdım,ve nihâyet And Filmin Adana işletmesi bürosunda küçük bir aylıkla güneyde kasaba kasaba dolaşarak sinemalara film satıcılığı yapdım,liseyi böyle bitirdim. “Bir yandan da Yılmaz Bütün imzası ile Yeditepe,Pazar Postası ve daha bir çok çok dergiye hikâyeler yazdım,konuları,yaşadığım hayatdan alınmış doğru şeylerdi. “Sinemaya ilk defa on yaşında iken gitmişdim,bir kovboy filmi ile,tabancalar patlayınca çok korkmuştum.İstanbula ilk gelişimde de şaşırdım ve korkdum.İktisad Fakültesine yazılmışdım.Okuya bilmem için bir yandan da iş aradım,aç kaldığım günler oldu,yatacak yerim yokdu.Bir tesadif rejisör Âtıf Yılmazla tanışdım,o benim ustam oldu,inandığım insan oldu,bana şöhret ve servet kapularını açdı. “1958 de(Y.Güney 27 yaşındadır) festival için çevirdiği Bu Vatanın Çocukları isimli filmde beni baş rolde oynattı,ardında Alagiyik isimli filmi de adımı koye duyurdu..” “Çirkin Kıral” lakabı,has erkek güzelliğinin tezad yolu ile ifâdesi olmuş ve bu lakab kendisi tarafından bulunup takılmışdır.Uzun boylu,esmer,genç yaşında kır düşmüş kara saçlı,hüzün ifâdesi ile kaşları hemen hep çatıkcadır. Bir lise dergisine yazdığı bir yazıdan iki sene hapis ve Konyada altı ay sürgün cezasına mahkûm olmuşdur. Sinema oyuncusu Tuncer Neclioğlu onun için şöyle anlatıyor :“ Kohyadan tanırım Yılmazı..Barda,başı masaya eğit oturup içerdi,başını kaldırdı mı bar altüst olurdu..”. Rejisör Duygu Sarıoğlu da şöyle söylüyor :“Fikret ise bir filmde italyan da olabilir,meksikalı da..” .Fikret Hakan,Yılmaz Güney en yakın arkadaşı olarak bilinir (B.:Hakan,Fikret). Çok okuyan bir aktöredür,ve sinema oyuncuları arasında kalem sahibi tek kişidir,kırkdan fazla hikâyesi yayınlanmışdır,hattâ bunlardan biri mahkûmiyetine sebeb olmuşdur,“Buynu Bükükler” isimli bir de romanı vardır . Bir süre Can Ünal adında çok güzel bir kızla nikâhsız karı koca hayatı yaşamış ve ondan 1966 da Elif adında bir kızı olmuşdur. 1967 de ,rahat geçimlerini sağlayarak Can Hanımdan ayrılmış,sinema oyuncularından Nebâhat Çehre ile evlenmişdir (B.:Çehre,Nebâhat,cild 7,sayfa 3801),fakat evlilik hayatı bir yılı doldurmadan boşanmışdır,az sonra da Fatoş Hanımla evlenmişdir,ondan da Yılmaz adını verdiği bir oğlu olmuşdur. Baş rollerinde oynadığı başlıca filmler şunlardır :“Bu Vatanın Çocukları ,“Alagiyik”,“Kamalı Zeybek”,“İkisi de Casusdu”,“Koçero”,“Mor Defter”,“On Korkusuz Adam”,“Kozanoğlu”,“İnce Cumalı”,“Magrur ve Sefil”,“Yaralı Kartal”,“Hududların Kanunu”,“Kızılırmak Karakoyun”,“Seyyid Han”,“Umut”. 1967 de “İnce Cumalı” filmi ile Antalya Festivalinde “Altın Portakal”,ve 1969 da “Seyyid Han” filmi ile Adana Festivalinde “Altın Koza” armağanlarını kazanmışdır. 1972 de adı anarşistler olayına karışdı ve o yılın martında sıkı yönetimce tutuklandı, askerî ceza evine kondu.O sıralarda “Baba” filmi ile ikinci Altın Koza armağanını kazandı ise de ,jüri tekrar toplanarak ilk kararını geri aldı ve altı Altın Kozayı Cüneyd Arkına verdi. Tutukluluğu 2 yıl,1 ay,20 gün sürdü ve mahkûm olmadan ,suçu,1974 mayısında ilân edilen genel afın kapsamın girerek askeri cezâ evinden serbest bırakıldı. Yılmaz Güneyin hüriyetine kavuşması İstanbul basınında,birinci sayfalarda nümâyişli yazılar ve resimlerle yayınlandı. Bibl.:Ses Sanatcılar Ansiklopedisi ;Ses Mecmuası ;Gazeteler