GÜMÜŞSUYU ÇEŞMESİ – Sultan Abdülaziz tarafından Taşkışla ile birlikde yapdırılmışdı,bundan ötürüdür ki İbrahim Hilmi Tanışık “İstanbul Çeşmeleri” isimli eserinin ikinci cildinde (1945) bu çeşmeyi Abdülâziz Han Çeşmesi adı ile kaydediyor ve şunları yazıyor: Taksim-Dolmabağçe arasında Gümüşsuyu Hastahânesinin duvarında idi.Caddenin genişletilip asfaltlanması sırasında kaldırılmışdır.Mermerdendi.İki kıt’alık (4 beyitlik) kitabesinin târih beyti şu idi: Su gibi atşâna işrâb eyle târihin Senih “ Kıldı han Abdülâziz icrâ becâ âbı zülâl” 1278 (M.1861-1862) Bu çeşme için Ziya Paşa da beş beyitlik bir târih manzumesi yazmışdır,İbrahim Hilmi Tanışık çeşmeler kitabına ,çeşmenin üzerine bir kitâbe olarak konmamış o ikinci manzumenin yalnız tarih beytini almışdır.Mehmed Rârif Bey ise “Mir’âtı İstanbul” isimli meşhur eserine bu çeşmeyi kaydetmiş,çeşmenin üstündeki kitâbeyi keydetmeyerek çeşmeye hiç bir zaman konmamış Ziya Paşanın manzumesinin tam metnini koymuşdur ;manzume şudur,elbet ki okuyucuyu yanıltacak bir kayıddır : Şâhi devran Hazreti Abdülâzizin sûbesû Cûyibârı lutfunun sîrâbı oldu kâinât Ebri cûdi eyledi ihyâ riyâzı devleti Hızr erişdi mülke ol hâkaanı iskender sıfât Nakdi lutfun sarf idüb yapdı bu zerrin çeşmeyi Buldu ducretden Gümuşsû teşnegânı hep halâs Ol şehi deryâdilin Ha...

GÜMÜŞSUYU ÇEŞMESİ – Sultan Abdülaziz tarafından Taşkışla ile birlikde yapdırılmışdı,bundan ötürüdür ki İbrahim Hilmi Tanışık “İstanbul Çeşmeleri” isimli eserinin ikinci cildinde (1945) bu çeşmeyi Abdülâziz Han Çeşmesi adı ile kaydediyor ve şunları yazıyor: Taksim-Dolmabağçe arasında Gümüşsuyu Hastahânesinin duvarında idi.Caddenin genişletilip asfaltlanması sırasında kaldırılmışdır.Mermerdendi.İki kıt’alık (4 beyitlik) kitabesinin târih beyti şu idi: Su gibi atşâna işrâb eyle târihin Senih “ Kıldı han Abdülâziz icrâ becâ âbı zülâl” 1278 (M.1861-1862) Bu çeşme için Ziya Paşa da beş beyitlik bir târih manzumesi yazmışdır,İbrahim Hilmi Tanışık çeşmeler kitabına ,çeşmenin üzerine bir kitâbe olarak konmamış o ikinci manzumenin yalnız tarih beytini almışdır.Mehmed Rârif Bey ise “Mir’âtı İstanbul” isimli meşhur eserine bu çeşmeyi kaydetmiş,çeşmenin üstündeki kitâbeyi keydetmeyerek çeşmeye hiç bir zaman konmamış Ziya Paşanın manzumesinin tam metnini koymuşdur ;manzume şudur,elbet ki okuyucuyu yanıltacak bir kayıddır : Şâhi devran Hazreti Abdülâzizin sûbesû Cûyibârı lutfunun sîrâbı oldu kâinât Ebri cûdi eyledi ihyâ riyâzı devleti Hızr erişdi mülke ol hâkaanı iskender sıfât Nakdi lutfun sarf idüb yapdı bu zerrin çeşmeyi Buldu ducretden Gümuşsû teşnegânı hep halâs Ol şehi deryâdilin Hak dâim itsün şevketin Rûyi arza feyz bahş oldukca Ceyhûn ü Fırât Eyledim tebşîr atşâna Ziyâ târihini “ Oldu câri gel Gümüşsuyunda iç âbı hayât ” 1278 Mehmed Râif Bey bu çeşme kaydının hemen yanı başında daha fâhiş bir hatâya düşüyor,“Gümüşsuyu Hastahânesi” başlığı altında ,Hastahâne binâsını Sultan Abdülâzize mal ederek Taşkışlanın tarih kitâbesini kaydediyor.