TR
Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
About
Istanbul Encyclopedia
Reşad Ekrem Koçu
Web Project
Entries
❯
Volume 3: Aş-Ba
AYAK
Ayak üzerine İstanbullular ağzında kullanıla gelmiş, büyük kısmı hâlâ da kullanılan darbımeseller ve halk tâbirleri pek çoktur. Birisini tezvir ve fesad ile işinden etmek, mevkiinden, memuriyetinden düşürmekte: Ayağının altına karpuz kabuğu koydu - yahud - ayağını kaydırdı. Haddini bilmezlik, hayatî ihtiyaçları dururken lüzumsuz şeyler almak: Ayağında donu yok fesliyan takar başına.. — Hasmını, rakibini tepeleyen hakkında: Ayağına ip taktı.. — İki adamın yekdiğerine nisbetle kıymetini ölçmede: Ayağına pabuç olamaz.. — Söylediği bir yere uzun zaman gitmeyen, uğramayanlar için: Ayağına sıcak su mu dökelim.. — Bir adamı sâbit fikir halinde düşman bilenler için: Ayağına taş dokunsa benden bilir. — Bir yerden kaçmak bir yere gitmek, bir şey yapmak üzere olanlar için: Ayağı özengide.. — Görgüsüzler için: Ayak postal baş püskül, sonradan görmek ne müşkül.. — Şaşılacak hâdiseleri tabiî görme yolunda: Ayağa takılmadık taş olmaz, başa gelmedik iş.. — Aşırı sevinç hali: Ayağı yere basmıyor.. — Geniş bir tabiat panoraması gören bir mevki, böyle bir mevkide bir ev, bir köşk için: Ayağının altında.. Marmara ayağının altında, Boğaz ayağının altında.. — Sefil olmak, perişan olmak, hırpalanmak: Ayak altında kalmak, ayak altında sürünmek. — Israr, inad, mukavemet: Ayakbasmak, ayak diremek.. — Her...
⇓ Read more...
Ayak üzerine İstanbullular ağzında kullanıla gelmiş, büyük kısmı hâlâ da kullanılan darbımeseller ve halk tâbirleri pek çoktur. Birisini tezvir ve fesad ile işinden etmek, mevkiinden, memuriyetinden düşürmekte: Ayağının altına karpuz kabuğu koydu - yahud - ayağını kaydırdı. Haddini bilmezlik, hayatî ihtiyaçları dururken lüzumsuz şeyler almak: Ayağında donu yok fesliyan takar başına.. — Hasmını, rakibini tepeleyen hakkında: Ayağına ip taktı.. — İki adamın yekdiğerine nisbetle kıymetini ölçmede: Ayağına pabuç olamaz.. — Söylediği bir yere uzun zaman gitmeyen, uğramayanlar için: Ayağına sıcak su mu dökelim.. — Bir adamı sâbit fikir halinde düşman bilenler için: Ayağına taş dokunsa benden bilir. — Bir yerden kaçmak bir yere gitmek, bir şey yapmak üzere olanlar için: Ayağı özengide.. — Görgüsüzler için: Ayak postal baş püskül, sonradan görmek ne müşkül.. — Şaşılacak hâdiseleri tabiî görme yolunda: Ayağa takılmadık taş olmaz, başa gelmedik iş.. — Aşırı sevinç hali: Ayağı yere basmıyor.. — Geniş bir tabiat panoraması gören bir mevki, böyle bir mevkide bir ev, bir köşk için: Ayağının altında.. Marmara ayağının altında, Boğaz ayağının altında.. — Sefil olmak, perişan olmak, hırpalanmak: Ayak altında kalmak, ayak altında sürünmek. — Israr, inad, mukavemet: Ayakbasmak, ayak diremek.. — Herhangi bir kasdi mahsus ile gecikmek: Ayak sürümek.. (Yolda ayak sürüyüp tâ şevval âhırında İstanbula geldi..). — Başkası için yaptığı kötülüğün, ihanetin, tezvirin kendi felâketine sebep olması: Ayağa dolaşmak; yaptığı ayağına dolaştı.. — Adımlıyarak ölçmek: Ayaklamak (adımlamak yerinde) — Uzun müddet beklemek, beklemekten son derece muztarip olmak: Ayağıma kara su indi.. — Haddini bilmek: Ayağını yorganına göre uzatmak.. — Nankörlük eden, kavuştuğu saadetin kadir ve kıymetini bilmeyen hakkında: Nimeti ayağı ile tepti.. — Bir kısmete, bir mevkie uğraşmadan, yorulmadan kavuşmak: Ayağına geldi.. — Bir yere gelip gitmeden vazgeçenlere: Ayağını kesti, ayak kesti.. — Bir yerden, bir işden, bir zümreden ayrılanlara: Ayak çekti, ayağını çekti.. — Bazan “ihtiyatlı ol”, “kendine çeki düzen ver” yerinde nasihat yollu, bazan da “haddini bil” anlamında tehdit yollu ihtarlarda: Ayağını denk al!.. — Malûm bir yere gidilmemesi için tehdit: Ayağını kırarım... — İnad ile ısrardan vazgeçilmesi için rica yollu: Şeytanın ayağını kır!.. — Her işde bahtı açık olanlara, her tehlikeden sıyrılanlara. Dört ayak üstüne düşer.. — Şımarmış, haddini bilmezlerin, nahvet ve gurura kapılmışların yedikleri sille üzerine akıllarını başlarında toplamalarına: Ayağı suya erdi.. — İhtilâl, isyan için: Ayaklanma.. — Bile bile derde, belâya girmek: Ayağı ile tutulmak.. — Devletin otoriter hükûmetten mahrumiyeti: Söz ayağa düştü.. — Devletin, hükûmetin türediler eline geçmesi: Ayaklar baş, başlar ayak oldu.. — Gittiği yere ferahlık getirenlere: Ayağı uğurlu... — Kalabalık yer: Ayak altı..
Theme
Folklore
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM030200
Theme
Folklore
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 3, pages 1369-1370
Theme
Folklore
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
In collaboration with  
Rights Statement
Cookie Policy
LPPD