Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ATEŞ İSTİDASI
Tanzimattan evvelki devirde, bilhassa On yedinci asır sonlarına kadar, şikâyet feryadı gökyüzü tuttu denildiği gibi, görülen haksızlık ve zulümden bizzat Pâdişaha şikâyet edebilmek için, huzura çıkılamayınca başvurulan son çâre idi. Şöyle ki, Padişâhın sahilsaraylardan birinde pencere önünde oturması gözlenir, ve hemen bir kayık ile denize açılarak, içinde saman, talaş, hasır parçaları veya ziftli paçavralar bulunan bir kab başüstüne konularak tutuşturulur; bu, “Pâdişahım, her taraftan gördüğüm hazsızlık ve zulûm ile artık başımda ateş yanıyor. Son ümidim sendedir, sana sığınıyorum fakat beni senin yanına sokmuyorlar!” demekti. Bunu Pâdişah derhal müştekiyi huzuruna getirtir ve derdini dinleyerek icabeden emirleri verirdi. Ateş istidasının en parlak örneği, Nâima Tarihinin dördüncü cildinde (H. 1058) 1648 yılı vak’aları arasında kayıtlıdır ve Sultan İbrahim saltanatının son günlerine rastlar; şöyle ki:
Yedi tana İngiliz tüccar kalyonu, Galata önünde derya ortasında ak bayraklar çekip bütün mürettebatı güverte üzerine dizilir, başlarında birer bakraç zift yakıp bağrışmağa başlarlar. Derhal saraydan adam gönderilip dertlerinin ne olduğu sorulur. Meğer getirdikleri maldan evvelâ ticaret muahedesiyle tesbit edilen yüzde üç yerine yüzde altı gümrük resmi alınmış. Sonra satın alınan ta...
⇓ Devamını okuyunuz...
Tanzimattan evvelki devirde, bilhassa On yedinci asır sonlarına kadar, şikâyet feryadı gökyüzü tuttu denildiği gibi, görülen haksızlık ve zulümden bizzat Pâdişaha şikâyet edebilmek için, huzura çıkılamayınca başvurulan son çâre idi. Şöyle ki, Padişâhın sahilsaraylardan birinde pencere önünde oturması gözlenir, ve hemen bir kayık ile denize açılarak, içinde saman, talaş, hasır parçaları veya ziftli paçavralar bulunan bir kab başüstüne konularak tutuşturulur; bu, “Pâdişahım, her taraftan gördüğüm hazsızlık ve zulûm ile artık başımda ateş yanıyor. Son ümidim sendedir, sana sığınıyorum fakat beni senin yanına sokmuyorlar!” demekti. Bunu Pâdişah derhal müştekiyi huzuruna getirtir ve derdini dinleyerek icabeden emirleri verirdi. Ateş istidasının en parlak örneği, Nâima Tarihinin dördüncü cildinde (H. 1058) 1648 yılı vak’aları arasında kayıtlıdır ve Sultan İbrahim saltanatının son günlerine rastlar; şöyle ki:
Yedi tana İngiliz tüccar kalyonu, Galata önünde derya ortasında ak bayraklar çekip bütün mürettebatı güverte üzerine dizilir, başlarında birer bakraç zift yakıp bağrışmağa başlarlar. Derhal saraydan adam gönderilip dertlerinin ne olduğu sorulur. Meğer getirdikleri maldan evvelâ ticaret muahedesiyle tesbit edilen yüzde üç yerine yüzde altı gümrük resmi alınmış. Sonra satın alınan takriben 15.000 kuruşluk mallarının bedeli ödenmediği gibi gemi kaptanlarına limanı derhal terketmeleri de emrolunmuş... “Bu mezalim üzerimizden ref buyurulsun, yahut sefinelerimizle umumen ateşlere yanarız demek istermiş”. Bunu öğrenen Sultan İbrahim, hemen Çavuşbaşı Ağayı Sadırâzam Hezarpâre Ahmed Paşaya göndererek İngilizlere yapılan haksızlığı tamir ettirmiş.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM030080
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 3, sayfa 1272
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.