Son yeniçerilerden halk şâiri ve Çardak Yeniçeri Kolluğu çorbacısı Galatalı Hüseyin Ağanın şehrengiz yollu yazdığı destan mecmuasında güzelliğini övdüğü bir esnaf civanıdır. Şâir yirmi dört kıt’alık bu destanında güzelliği ile İstanbulda zamanının şöhreti olmuş bu gencin adını vermiyor, sâdece çıraklık etdiği aşçı dükkânının Uzun Çarşı boyunda olduğunu kaydederek Alemdar Mustafa Paşanın idam etdirdiği namlı yeniçeri zorbalarından Kahvecioğlu Burunsuz Mustafanın bir vak’asını naklediyor (B.: Hüseyin Ağa, Çardak Çorbacısı Galatalı; Mustafa, Kahvecioğlu Burunsuz). destanın Aşçı Güzelini tasvir eden parçaları şunlardır: Dükkânlar kurulmuş karşı be karşı Güzeller pazarı bu Uzun Çarşı Bin derde devâdır toprağı taşı Gönül verdim bir aşçı güzeline Kanarya kuşudur dükkânı kafes İsmi şerifini unutmuş herkes Kimi ipek diyor kimi de canfes Şehzâdeler su dökemez eline Yeni basmış ondört onbeş yaşına Sırma çekmiş iki keman kaşına Tâcı şâhî keçe külâh başına Nola berdâr olsam kâkül teline Fildişi üstünde hilâlî gömlek Ak dimi çağşırla o misli melek Gümüş mü billur mu o iki bilek Al futayı bağlamışlar beline Yalın ayağında nâlini şimşir Gözleri âhûdur bakışları şîr Mercimek aşını aman tez pişir Kapılmadan çırak kavak yeline Çorba tası eline pek yaraşır Ona bakan bütün gözler kamaşır Hased ...

Son yeniçerilerden halk şâiri ve Çardak Yeniçeri Kolluğu çorbacısı Galatalı Hüseyin Ağanın şehrengiz yollu yazdığı destan mecmuasında güzelliğini övdüğü bir esnaf civanıdır. Şâir yirmi dört kıt’alık bu destanında güzelliği ile İstanbulda zamanının şöhreti olmuş bu gencin adını vermiyor, sâdece çıraklık etdiği aşçı dükkânının Uzun Çarşı boyunda olduğunu kaydederek Alemdar Mustafa Paşanın idam etdirdiği namlı yeniçeri zorbalarından Kahvecioğlu Burunsuz Mustafanın bir vak’asını naklediyor (B.: Hüseyin Ağa, Çardak Çorbacısı Galatalı; Mustafa, Kahvecioğlu Burunsuz). destanın Aşçı Güzelini tasvir eden parçaları şunlardır: Dükkânlar kurulmuş karşı be karşı Güzeller pazarı bu Uzun Çarşı Bin derde devâdır toprağı taşı Gönül verdim bir aşçı güzeline Kanarya kuşudur dükkânı kafes İsmi şerifini unutmuş herkes Kimi ipek diyor kimi de canfes Şehzâdeler su dökemez eline Yeni basmış ondört onbeş yaşına Sırma çekmiş iki keman kaşına Tâcı şâhî keçe külâh başına Nola berdâr olsam kâkül teline Fildişi üstünde hilâlî gömlek Ak dimi çağşırla o misli melek Gümüş mü billur mu o iki bilek Al futayı bağlamışlar beline Yalın ayağında nâlini şimşir Gözleri âhûdur bakışları şîr Mercimek aşını aman tez pişir Kapılmadan çırak kavak yeline Çorba tası eline pek yaraşır Ona bakan bütün gözler kamaşır Hased konu komşu başını kaşır Bakmadan kafasındaki keline Ahlatın iyisini yirmiş ayı İki ayaklısı bu aşçı dayı O zâlimin elinde arslan payı Vurulsa lâyık cellâd çengeline